Baykal,  CHP`nin gittikçe marjinal bir parti halini almaya başladığını, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı süreci iyi yönetemediğini, elindekileri kaybeden bir parti görünümü çizdiğini öne sürdü. 

Aday belirleme sürecindeki yanlışlıklara değinen Baykal, kamuoyu yoklaması yapılmadığını belirtti. Baykal, "Kamuoyu yoklaması yapılsaydı Antalya böyle olmazdı. Muratpaşa bu halde olmazdı. `Ben İzmir’de Aziz Kocaoğlu ile devam etmek istemiyordum, ancak halk istiyordu yaptık, Menemen`de Tahir Şahin’le ters düştüğüm halde Tahir Şahin olmazsa alamaz olduğunu bildiğim için Tahir’i aday yaptık.` CHP’de adamcılık olmayacak dediler, ancak adam gibi adamları sildiler. Peki ne oldu? YCHP’yi, CHP çizgisine çekmek lazım demek ki" diye konuştu.

Net bir duruş sergilenememesi halinde partinin küçüleceğini ve tabandan uzaklaşacağını ifade eden Baykal, "Bu seçimin tek galibi, kabul etmeliyiz ki, MHP’dir. Oylarını artırmış, belediye sayısını artırmıştır. Ankara’da alınan bu seçim sonucunda Mansur Yavaş faktörü büyüktür. MHP’nin geçen seçimde % 18’lik oyunun % 11`i bize gelmiştir" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Seçimleri-

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük de açıklamalarda bulunan Baykal, 2010 yılı referandumunda alınan sonuçların çok önemli olduğunu kaydetti. Baykal, şöyle devam etti:

"MHP ile ortak bir amaçta hareket ederken, güneydoğuya gidip özerklik lafı etmemiz kadar talihsiz bir hatayı da o dönemde yaptık. Genel seçim söylemini referandumda yaparak, MHP seçmenini ürkütmüştür.  MHP ve CHP’nin hayır oylarının çok önemli olduğunu ve bu oranın korunması için önem gösterilmesi gerektiğini, değerinin bilinmesi gerektiğini söylemiştim. Ancak referandum sonrası Sayın Genel Başkan`ın çıkıp `bu oyları biz aldık, MHP oy vermedi` demesi, bugüne de yansımıştır. Bu söyleminin sonucunu Cumhurbaşkanlığı sürecinde de görürüz. Burada CHP tek başına `Ben aday çıkarırım` diyemez. MHP ile oturulur, CHP aklındaki adayları söyler, MHP aklındaki adayları söyler ve ortak bir adayla çıkılır.”