15 Temmuz hain darbe girişiminin ikinci yıldönümü, hafızalarımızda tazeliğini koruyor ve ilelebet de, tazeliğini korumalıdır. Türk Milleti asla bunu unutmamalı aksine, ders almalıdır. Geçen yılki ‘’Unutmayalım ve Unutturmayalım’’ başlıklı yazımda şunu demiştim. ‘’ Dün Fetullah Efendi olarak sahip çıkılan bu hain Terörist başı gibi Ülkemizde din ve inanç sömürüsü yapan diğer tarikat ve şeyhler ile de tekrar ihanetin edilmeyeceğinin hiçbir garantisi olmadığı da akıldan çıkarılmamalıdır. 15 Temmuza gelene kadar Devlet yönetiminde yapılan hataların, ihmallerin ve eksiklerin iyi analiz edilerek ne FETÖ gibi istismarcılara ne de Adnan Oktar gibi şarlatanlara ne de buna benzer din adamlarına din istismarı yapmamaları için anında ve zamanında müdahale bir Devlet politikası olmalıdır.’’ FETÖ den sonra, düne kadar kedicikleri ile kime hizmet ettiği bilindiği halde dokunulmayan Adnan Oktar’a dokunulmuş ve hukuken gereği yerine getirilmesi olumlu bir gelişme lakin bazı cemaat ve grupların bu günlerde yine bazı kurumlarda söz sahibi oldukları ve yerleşmeye çalıştıklarını görmek ders almadığımızı gösterdiği gibi, FETÖ ile ilgili halen siyasi ayağın ortaya çıkarılmamış olmasını ayrı bir handikap olarak gördüğümü söylemeden geçemeyeceğim.
Hain 15 Temmuz darbe girişiminin bize nelere mal olduğunu gördüğümüz halde hamasetle, terör örgütüne söverek, abideler dikerek, kahramanlıklarımızı överek bir yere varmayacağımızı da bilmemiz gerekir. Unutmayalım, Unutturmayalım ve asla buna benzer yapı veya cemaatlere asla fırsat vermeyelim. Ergenekon, Balyoz v.s davalarında muhalif görüşlere hemen ‘’ERGENEKONCU’’ yaftası ile susturulduğu gibi bugün de aynı hatayı işlediğimizi görüyorum. Yapılan bazı muhalif değerlendirmelerin ve muhalif söylemlerin değerlendirmeye alınmadığı, geçmişten ders alınmadığı bu defa da alakası olmayan ancak muhalefet yapan her kişiye, kesime ve sivil toplum örgütlerine FETÖ cü diyerek muhalif görüşler susturulmak isteniyor. Bir ülkede her muhalife hain diyerek asıl hainlik yapılarak FETÖ ve Diğer Terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürülmektedir. Bu tutumdan vaz geçmeliyiz. Herkes o FETÖCÜ bu FETÖCÜ diyerek bir suçlamada bulunuyor ama kimse Yargıya bununla ilgili bir bilgi belge sunmuyor. Fetö Suçlaması o denli sığlaştırıldı ki FETÖ Terörist başı ile çok yakın ilişkisi olanların Fetö ile ilgisi olmamış insanlara yüzleri kızarmadan Allahtan korkmadan çamur atar hale gelmiştir. Fetö İle suçlanan Parti Liderleri hakkında bile artık bu suçlamalar yapılır hale gelmiştir. Bu suçlamaları yapanların varsa kanıtları Türk Adaletine derhal teslim etmeleri gerekmez mi? Mecliste bu konuda verilen önergeler kabul edilmez mi?
Dolayısı ile siyaset adına birkaç oy uğruna bütün bunlara son verilmeli varsa gerekli araştırma komisyonları çalıştırılmalı ve Türk Adalet mercilerine gerekli suç duyurularını yapılmalıdır. Elinde bilgi belgesi olanlar bunu yargıya vermelidir. Belgesi olup vermeyenler asıl hain değil mi?
Elbette ki haindir.
O aman iftira atmayacağız, gerekirse mecliste araşrtırma komisyonları kuracağız ve tespitlerin sonucunda yargıya götüreceğiz bu kadar basit. Aksine bu husus böyle devam ettiği müddetçe öncelikle halen Devletin çeşitli kurumlarında kripto olan ve Prensilvanyada bulunan Terörist başı Fetönün propagandasından başka bir işe yaramadığını görmemiz gerek.
FETÖ nün amacı bu değil mi?
Elbette ki amacı bu.
Eee O zaman her gün siyaset yapıyoruz diye asıl FETÖ cülerin ayıklanması gerekirken siyasi rant uğruna FETÖ yaftası ile saldırmak kimin işine yarar bir bakmak lazım.
Sevgili dostlar buradan iktidar ve muhalefete sesleniyorum, özellikle de İktidara elbet.
Fetullahçılar yani bu Teröristler asla ideallerinden vaz geçmezler geçmeyeceklerdir de. Arkalarında, güya Stratejik dostumuz ABD vardır ve ABD bunları ve bunun gibi yapıları kullanmaya zayıf anımızı kollamaya devam edecekleri unutulmamalıdır. Bir çok FETÖ cü şimdilik kendisini bu örgüt karşısında duruyormuş gibi bir tavır alarak kripto halde oldukları gibi deşifre edilmemiş binlercesinin kripto olduğuna inanıyorum.
Unutmayalım ve akıldan çıkartmayalım, FETÖ nün istediği gibi bu ülkede insanlar karpuz gibi ortadan ayrıştırılmış durumda ve halen nefret söylemi devam etmektedir. Artık bu nefret söylemlerini bir kenara bırakalım, gereksiz şekilde FETÖ suçlamalarını bir kenara bırakarak asıl FETÖ cülerin tespitinin sulanmasına meydan vermeyelim. Otuz yıl FETÖ nün yanında hizmet etmiş insanlar dururken masum kişilere böyle suçlamalar Ülkeyi bir yere götürmez.
S-400 Savunma Füzelerini ABD ye rağmen almış olmamız gurur verici böyle milli meselelerde iktidarı ile muhalefeti ile kenetlendiğimiz gibi dış politika ve diğer Milli meselelerde iktidar artık muhalefetinde fikrini alarak milli mutabakat ile daha da dik durmamızı sağlayacaktır. Bu alımı tenkit edenlerin ne demek istediklerinide yinede analiz edelim ama hain diyerek kestirip atmayalım. Aksine değerlendirip bir kenara bırakalım değerlendirmesini.
Lakin ABD bu S-400 füze alımını hazmetmemiştir ve etmeyecekte. Unutmamalı ve akıldan çıkartmamalıyız ki bunun bedelini bize ödetmek isteyecektir. Her ne olursa olsun asla ABD ye güvenmeyeceğiz ve güçlü duracağız ki bize bir bedel ödetemeyeceğini de öğrenmelidir. Bunun için içeride asla ayrışmak değil bütünleşmeliyiz ama samimiyetle bir birimizi dinleyerek.
Demiri soğutmak çok önemli lakin asla sözde kalmamalı demiri soğutmak için samimi ve inandırıcı adımlar atılarak artık sen ben kavgası değil biz olmanın yolu açılmalıdır. Birlik beraberlik söylemle değil eylemle ve samimiyetle olacaktır.
Sevgili dostlar Allah bize bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın, bir daha 15 Temmuz Hain darbe girişimi gibi bir saldırıya maruz bırakmasın.
Elimizde bir fırsat S-400 füze alımında ABD ye karşı duruşumuz ve kararlığımızda oluşan Milli mutabakatın devamı şarttır.
Birlik ve beraberlik için henüz bir yılını tamamlamış ve bir çok aksaklığı olan Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin revize edilmesi konusunu AKP içindeki Milletvekillerinin dile getirdiği hususların, daha demokratik daha hesap verilebilirlik ve daha hukuki ve adil bir şekil alması için aksayan yönlerinin özellikle Milletin ve muhalefetin talepleri asla göz ardı edilmeden milli mutabakatla revize edilmesi halinde demir soğuyacaktır. Millet rahatlayacaktır.
Buna paralel Milletin mutfağındaki yangının söndürülmesi için rahat bir ortam olacaktır ki bu da Güçlü Türkiye özleminin yolunu açacaktır, Millete rağmen dayatmalar bir müddet sonra sonuç vermediğini göz ardı etmeyeceğiz diye düşünüyorum.
15 Temmuz Hain darbe girişimini unutan namerttir, unutturan veya aynı yapılara yeniden izin veren şerefsizdir.
Herkese Hayırlı haftalar diliyorum.
