Bilindiği üzere çalışanların kutsal ve hak ettikleri haklardan kıdem tazminatları son birkaç yıldır tartışılır hale gelmişti. Hatırladığım kadarıyla 2019-2022 On birinci Kalkınma Planında 3568.1.2.3.2. İstihdam ve Çalışma Hayatı 568.1. maddesinde ‘’Kıdem tazminatı reformu sosyal tarafların mutabakatıyla gerçekleştirilecektir’’ şeklinde yer almıştı. Önümüzdeki aylarda mutlaka bu kanu yeniden gündeme gelecektir. Bütün bu reform deyimi içinde Kıdem Tazminatlarında maalesef işçilerin aleyhinde olacak bir düzenleme olacağı kanaatindeyim. İşte tam bu sırada işçi aleyhine çok garip ve mesnetsiz bir karar gündeme düştü. Tamamen bir skandal ve hukuk’un evrensel ilkelerine aykırı bir karar aldı İstinaf mahkemesi.
Beş yıl dokuz ay boyunca özel sektördeki bir iş yerinde çalışan işçi, yine aynı iş yerinde çalışan kardeşi ile işverenin tartışmasına müdahil olmuş. Tartışma sırasında işveren, işçiye, ‘’Sen karışma’’ demiş bunun üzerine işçi de işverene, '’Sen kimsin’' demiş’’ ve tartışmışlar, belikli işçi tahrik edildiğinden böyle bir söz sarf etmiş olduğu açık. Ancak işveren bu tartışmayı büyütmüş ve tartışmanın ardından işçiyi tazminatsız işten çıkarmış.
Bunun üzerine yargıya giden işçi, Bursa İş Mahkemesi’nde görülen davayı kazanmış ve tazminatını almış. Tabi iş veren durur mu soluğu bir üst mahkemeye taşımış ve İstinaf mahkemesi olarak davayı gören İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, skandal bir karar alarak ‘'Sen kimsin'’ hitabının, işverenin otoritesini sarsıcı ve işverene karşı sataşma mahiyetinde olduğuna karar vererek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yönünde skandal bir karar vermiştir.
Oysa ki; Elazığ 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde "Görevi yaptırmamak için direnme, görevli memura hakaret" iddiasıyla hakim karşısına çıkan sürücü ve arkadaşı, mahkemece mahkumiyete çarptırıldı. Sanıkların temyiz müracaatı üzerine dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesi, mahkeme kararını kısmen bozmuştur.
Yargıtay kararının sonuç bölümümde;
Yargıtay kararının devamında şöyle denildi: "Sanığın ’Ben bu arabaya bineceğim, gelin de durdurun, sıkıyorsa bir ehliyetsizlikten işlem yapın, siz kimsiniz lan, beni tanımıyorsunuz’, diğer sanığın da ’Ben terör örgütü lideri ..., terörist yakaladılar ya altı üstü 68 TL para cezası kesecekler, yaptıklarına bakın, işte bizim polisimiz’ diyerek ceza tutanağının bir suretini yırtıp görevlilerin yüzüne fırlattığı ortadadır. Bu şekildeki kaba ifade ve davranış niteliğindeki eylemlerinin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması sebebiyle ’hakaret’ suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı ve sanıkların temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamede ki talebe aykırı olarak hükümlerin bozulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi." Şeklinde karara bağladığı, Devletin yetkili Polis memuruna ‘’ Siz kimsiniz lan, beni tanımıyorsunuz’, diğer sanığın da ’Ben terör örgütü lideri ..., terörist yakaladılar ya altı üstü 68 TL para cezası kesecekler, yaptıklarına bakın, işte bizim polisimiz’ diyerek ceza tutanağının bir suretini yırtıp görevlilerin yüzüne fırlattığı halde’’ bunu hakaret kabul etmezken emeği ile iş verene mesaisini harcayan bir işçinin ‘’Sen kimsin’’ demesini kıdem tazminatı ödenmeksizin işçinin işine son verilmesine karar verilmesini anlamak mümkün değildir.
Değerli okuyucularım işveren e bir koz verilmiştir.
Artık bundan sonra işverenler, işten atacağı işçisini karşısına alıp tahrik ederek, zaten geçim derdi ile bunalmış işçinin ağzından çıkacak ‘’Sen kimsin’’ ‘’Ne biçim adamsın’’ v.s. gibi, cümle kullanmasına zorlamak suretiyle tazminatsız olarak işçinin işine son verme yolu açılmış olmayacak mı.
Tabi ki olacak.
Bu Skandal kararı veren, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda ki Yargıtay kararı ile çeliştiği gibi İşveren lehine aldığı bu karar ile tarihe geçmiştir. Adalet reformunun yapıldığı bu günlerde insan hak ve hürriyeti ile çalışma hakkına ilişkin Anayasanın 49. Maddesine esine aykırı bir karar vermiştir.
Şimdilik bu karar orta da iken tüm işçi ve emekçi kardeşlerime şartlar ne olursa olsun kendinize hakim olup işvereninize bu ve bunun gibi sözlerle cevap vermemeyi öneriyorum
Umarım ve dilerim ki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin bu skandal kararını kadük sayacak bir ictihat kararı oluşturur.
