Türkiye´de siyaset kurumunun temel problemlerden bir tanesi dost-düşman temelinde yapılmasıdır.
Benim gibi düşünüyorsan dostumsun, aykırı düşünüyorsan düşmanımsın hatta düşmandan öte hainsin bilmem nesin..
Bunun ortası bir türlü bulunamadı ve aykırı seslere, farklı yaklaşımlara sürekli kulaklar kapatıldı..
Üstad İsmet Özel´in nefis ifadesiyle “İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse ötekine sağır..” bir hale geldi. Millet olarak acılarımızı ve sevinçlerimizi paylaşamaz bir noktadayız..
Benden değilse “canı cehenneme” ler havalarda uçuşmakta.
Yok eğer bendense kötü bile olsa baş tacıdır anlayışı her geçen gün yaygınlaşmaktadır.
Her konuda aynı düşünmek elbette mümkün değildir. Zaten yaratılış gerçeğine de aykırıdır.
Farklı fikirler ve bakış açıları gelişmeye mutlaka faydalıdır. Ana mesele ise birbirimizi anlamaya çalışmıyoruz, tam tersine anlamamak için gayret gösteriyoruz.
********
Bu tekrarlayan tablo yaşadığımız toprakların kaderi midir ?
Açıkçası bilmiyorum!
Millete hizmet için yola çıkan ve aksiyoner hareket olduklarını ifade edenler, herkesi kucaklıyoruz diyenler bir süre sonra reaksiyoner bir hâl almakta.
Kamplaşmalar oluşmakta ve belli bir müddet böyle devam ettikten sonrakarşıtın yok olmasıyla birlikte kendileri de tarihin derinliklerine gömülüp gitmektedir.
Kısacası zarf değişmiş olsa da mazruf hep aynıdır.
********
Millet olmanın gereklerinden bir tanesi de acılarda ve sevinçlerde ortak paydada buluşabilmektir. Eğer ortak acılarımız, sevinçlerimiz yoksa bir millet olma gerçeğinden uzaklaşıyoruz tablosu ortaya çıkmaktadır.
Ortaya çıkan tablodan dolayı sadece birkaç kişiyi suçlamayı düşünmüyorum. Bu atmosferin oluşmasında hepimizin az ya da çok katkısı bulunmaktadır. Ama en çok kabahat toplum ve kanaat önderlerindedir.
Okumayan ve az düşünen bir toplum haline geldik. Algı mühendislerinin her söylediğine inanan, düşünmeyen, sorgulamadan uzak bir halimiz var. Adeta uzaktan kumandalı bir toplum olduk ve sanki birilerinin çizdikleri rolleri oynuyoruz.
Meseleleri bildiklerimiz üzerinden değil duyduklarımız üzerinden konuşuyor, her söylenenin peşine düşüyoruz.
Bu halimiz elbette toplumu menfaatleri doğrultusunda yönlendirmek, manipüle etmek isteyenlerin iştahını fazlasıyla kabartmaktadır.
Ama bir milletin silkinerek kendine nasıl geldiğini hep birlikte bir kez daha göstereceğiz
