Bölücülüğe söve, söve lanet okuyarak bölündük arkadaş. Bir ülke için en büyük tehlike bölücülüktür. Emperyalizmin bilinen yöntemi böl, parçala yut olduğunu unutmuş gibiyiz. Hangi duruma geldik özetleyeyim dostlar.
Birlik beraberlik vurgusunu hiç ihmal etmiyoruz ama her gün siyasi arenada akıl almayacak şekilde tartışmalar ve suçlamalardan asla vaz geçmiyoruz.
Acılarını anladık diye dem vurup acı çeken anaları böldük farkında mısınız?
Ana yüreği hep aynı çarpar, kimin anası olursa olsun fark yoktur. Anaların göz yaşları aynıdır, acısı aynıdır sevgili okuyucularım. Göz yaşının ne rengi farklıdır nede döküldüğü yer.
İkisi de göz pınarlarından dökülür, yürekten acıyla dökülür.
İşte farkında olmadan anaları böldük.
Babaları böldük, inanın babaları da böldük.
Şehitlerimizi böldük, şehitlerimize bağlanan şehit maaşlarını da böldük.
Şehit şehittir diyemedik.
Adeta ikiye böldük özlük haklarını böldük. İşte asıl bölücü siyaseti biz yaptık, bundan vaz geçmeliyiz Türk Milleti olarak kesinlikle vaz geçmeliyiz.
Gazetecileri böldük, sanatçıları böldük, futbolcuları böldük, en kötüsü hukukçuları, hakimi savcıyı birde akademisyenleri böldük.
Memuru, işçiyi taşeronu, muhtarları, askeri, polisi böldük. Böldükte usanmadık halen nefret söylemi ile daha hangi, kesimleri böleceğiz? Belediye başkanlarını böldük, haklıyı haksızlıkla böldük. İş verenleri böldük, esnafı, çiftçiyi, sanayiciyi bankaları böldük doymadık.
Hakkı, hukuku, memuru emekliyi böldük usanmadık. Liyakatsızları liyakatlılara kurban edip onları da böldük. Bölündük sevgili ve kıymetli Türk Milleti karpuz gibi ortadan böldük hala uslanmadık. Bölmediğimiz ekmeğimiz kalmıştı onu da Suriyelilere bakacağız diye ekmeğimizi soğanımızı böldük halen uslanmadık.
Mezarları, apartmanları, mahalleyi, ili, ilçeyi böldük ama bölücülüğe hep nalet ettik.
Nedir bu kin ve nefret. Kurucu Lideri Mustafa Kemal Atatürk sevgisini böldük sevenler sevmeyenler, minnet duyanlar ile küfredenler diye bölündük. Kurucu liderine minnet duyanların karşısında söven şerefsizleri de gördük böyle bölündük. Cumhurun başı bir partinin Lideri olarak görev yapsın diyerek Cumhurbaşkanlığı makamını böldük. Türk’ü böldük Kürdü böldük Laz’ı Çerkez’i, Arap’ı böldük.
Liderleri ve temsil ettiği milyonları illet, zillet diye böldük.
Dindarlık adına Sünnileri böldük, Alevileri böldük yetmedi ilimi bilimi matematiği, Geometriyi böldük. Dini böldük mezhepleri böldük birde tarikat belası ile din kardeşlerimizi böldük. Hizmet hareketi denilen yapının gerçek yüzünü anlamak yerine bu hainler için bile bir birimizi hainlikle suçladık. Sonuç darbeye kalkıştılar yine birlik yerine bir kez daha bölündük. Araştıralım diyenlerle bu hainliği araştırmayalım diyerek bölündük.
Kısacası sağcı solcu dedik böldük, alevi suni dedik böldük yani kardeşi kardeşe böldük uslanmadık. Türk Milletinin en zor ekonomik ve siyasi günlerini yaşarken halen bölmeye devam ediyoruz. Yeter artık yeter bu gidişata bir son verelim. Bölmeyelim birleşelim, nefret söylemi ile saygısız, sevgisiz ve riya içinde siyaset yapmaktan hakaret ve ağır ithamlardan vaz geçelim. Bunca bölünmeye rağmen temelleri çok sağlam atılmış Türkiye Cumhuriyetine Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti olarak kalbimizi yumuşatalım.
Gerçekten önce Ülkem sonra Milletim sonra siyasi çıkarlarım demekten vaz geçmeden samimi, İslami, vicdani, dürüst ve ahlaklı hareket edelim. Aksi halde ülkemiz bu zor durumdan çıkamayacaktır. Zor günler olduğu açık ve artık inkar edilemez durumdayız. İri olalım diri olalım ve en önemlisi gerçek Müslüman ve imanlı olarak adaletten yana tavır alalım. Adalet yoksa Devlet olmaz, Devlet olmazsa Güçlü Millet olunmaz.
