Kadir Tokat


GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA !

GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA !


Güç, iş yapabilme yeteneği olarak tanımlanır. Ne kadar iş yaparsan o kadar güçlü olursun. İş yapamazsan güçten düşersin. Bu fiziksel anlamda gücün manasıdır. Bir başka güç tanımı var ki, materyalist dünya düzeninde akıllara gelen anlamıdır. Parası olan, etrafı eşrafı geniş, kariyer sahibi, toplumda diğerlerine göre isteklerini daha rahat bir şekilde gerçekleştirenler güçlü olarak adlandırılırlar. Rekabetçi toplum yapılarında insanlar güçlü olmak için yoğun bir yarış içinde olurlar. Maalesef bu yarış çoğu zaman acımasızlık ve yok etme mantığı çerçevesinde seyretmektedir.

Güçlü olmak için her yolu mübah olarak görenlere “güce tapanlar” sıfatı ne de güzel yakışıyor. Güce tapanların değer yargıları yoktur. Onlar için ne hak ne adalet ne de merhamet vardır. Bu güruh için esas olan tek gerçek güçlü olmak, eğer olamıyorlarsa güçlü görünebilmektir. Ve halleri o kadar komiktir ki arslan taklidi yapan fareler bile bunlara gülmekten kendilerini alamazlar.

Güçlü olmak için acımasızlaşmak yada güçlü görünmek için bin bir türlü taklalar atmak, kompleks ve hayatın değişik aşamalarında ezilmişliğin getirmiş olduğu ruh halinin dışa vurumundan başka bir şey değildir. ”Paran kadar konuş” deyiminin yada “kaç paralık adamsın?” ,”yerini yurdunu bil” deyişlerinin dilimize girmesi madde ve güç ile insanların değerlerinin ölçüldüğü dünya da hangi iğrenç noktaya geldiğimizin apaçık göstergesidir. Ayıca insanların gücü istemesinin ağır basan sebeplerinden bir tanesi ve en önemlisi hükmetme tutkusuda her geçen gün biraz daha artmaktadır.

Oysa yarışın değil yardımlaşmanın, acımasızlığın değil merhametin, yok etmenin değil yerine koymanın ağır bastığı, güçlü ile zayıfın el ele gezdiği, olduğundan farklı değil, olduğun gibi görünmenin, düşmanlığın değil kardeşliğin hüküm sürdüğü bir dünyanın hepimiz için daha yaşanılabilir olacağı aşikar bir durumdur.

Günümüzün önemli rahatsızlıklarından bir tanesi de “kendini herşey zannetme hastalığıdır”. Makul ve mantıklı düşünebilirsek bu konuda bu kadar kasmaya hiç gerek olmadığını görebiliriz. Çünkü her şeyi yaratan Allah(C.C) hariç geriye kalan her ne varsa fanidir, ölümlüdür.  Hal böyle olunca çıkarlarımız için şekil değiştirmeye, eğilip bükülmeye, gelene ağam, gidene paşam demeye gerek var mı? Neticede herkesin gideceği yer 1 metre derinliğinde, 80 santim eninde bir yer değil mi?

 

  • BIST 100

    9711,46%0,69
  • DOLAR

    32,52% -0,09
  • EURO

    34,80% -0,18
  • GRAM ALTIN

    2427,40% -0,10
  • Ç. ALTIN

    3994,55% -0,61
  • Perşembe 26.4 ° / 14.5 ° Güneşli
  • Cuma 23.5 ° / 10.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 25.1 ° / 9.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Ankara

25.04.2024

  • İMSAK 04:16
  • GÜNEŞ 05:49
  • ÖĞLE 12:52
  • İKİNDİ 16:39
  • AKŞAM 19:44
  • YATSI 21:11