Recai Irmak


İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ!

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ!


İstanbul sözleşmesi, Avrupa konseyi bakanları 121. Toplantısı 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul da toplandığından,  kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesini, içeren sözleşmenin Türkiye de imzalandığından adını İstanbul sözleşmesi olarak almıştır. Bu toplantıya ev sahipliğini Türkiye’nin yaptığı gibi, ilk İmzayı da Türkiye, atmıştır. Sözleşme 24 Kasım 2011 tarihinde Parlamento da onaylanmış, 14 Mart 2012 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine gönderilmiştir.

İlk imzayı atan ülke olarak bizim övünmemiz bir ayrı konu, 2011 yılından bugüne kadar ne denli güzel bir sözleşme olduğu ve bunun ülkemize getirdikleri ballandıra, ballandıra gerek iktidar sahipleri gerek yandaş medyada bu millete anlatıldı. Muhalefette elbet memnun olmuştur.

İyi yapılanlara iyi demek gerekir elbet. Lakin yapılanlar ülkenin hayrına değilse tasvip etmek mümkün değildir. Sözleşmenin bazı maddelerine şerhte konulabilir ama bir şerh konulmadı tabi ki.

İstanbul sözleşmesi,  Cumhur Başkanlığının 9 sayılı kararnamesin de;   “Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.” Şeklinde yer aldığı üzere iptal edilmiştir.

Kararnamede Bakanlar, kurulu onayından söz edilirken 24.11.2011 tarihinde parlamentonun onayından bahsedilmemiştir. Oysaki Uluslar arası antlaşma ve sözleşmeler,  Parlamentodan onaylandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Dolayısı ile sözleşmelerin fesih edilmesi de aynı yöntemle olmalıdır. Burada esas konu İstanbul sözleşmesi olsa da asıl itiraz konusu iptal kararının kararname ile değil Parlamento onayı ile yapılacağı olmalıdır.

Anayasamızın 90. Maddesi ve diğer hükümleri açıktır. Tereddütte mahal bırakmayacak kadar açık olmasına karşın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile iptalin mümkün olamayacağıdır. İktidarın mecliste çoğunluğu mevcut, istenseydi meclis onayı ile fesih edilebilirdi, fakat Cumhur Başkanı kararname ile iptal etme yolunu seçti. Takdir elbette Cumhurbaşkanının diyebiliriz lakin burada parlamentonun konumunu nereye koyacağız.  Meclis başkanı bu konuda hiçbir şey söylemezken aslında çok şey de söyledi.

Ne söyledi?

Efendim Montrö antlaşmasını da fesih edebilir. Hatta Marmara denizinden ayran yapmakta mümkün dedi.

E.. ben daha ilerisini söyleyeyim o zaman, yeterince süt ve yoğurt olursa Okyanustan da ayran yapılabilir. 

Meclis başkanı Şentop bunu daha sonra tevil etse de söylediği ortada. Meclis Başkanı temsil ettiği meclisin yetkilerini savunamıyorsa bu çok anlam ifade eder. Değerli dostlar ayran yapıp yapmamak veya İstanbul sözleşmesi şöyle veya böyle denilmesi ayrı bir şey ama asıl önemli konu burada gözden kaçıyor. Anayasa artık hüküm ifade etmez bir hale gelmiştir. Tartışma burada yoğunlaşmalı bana göre.

Dün İstanbul sözleşmesini millete ballandıra ballandıra anlatan medya maymunları, tüm tükürdüklerini yalayıp, şimdi de İptal edilmesinin çok iyi olduğunu anlatıp şakşakçılığa devam etmekteler. Çok acı, dün sövdüklerine bugün övgü, dün övdüklerine bugün sövgü sövenlerde bir puştluk yok mu?  

Elbette ki var.

Değerli dostlar yine son günlerde ortaya çıkan Kürşat Ayvatoğlu denen kişinin, verdiği görüntüler ve seçkin kişilerle çekilmiş resimler konuşuluyor. Resimlerin bazıları öyle yolda, sağda, solda bir görüntü verilmiş değil. Bazı görüntüler makam odalarında çekilmiş olduğu dikkatlerden kaçırılıyor gibi. Oysaki asıl üzerinde durulması gereken konulardan bu kişinin o önemli makamlara nasıl girip çıktığı ve iktidara yakın olanların nasıl bu kadar kısa zamanda zenginleşip nüfuz sahibi olduğu esas konudur. Detaylar ayrıntıda gizlidir bunu unutmamak gerekir.

Hepinize hayırlı haftalar dilerim.

 

Not:Değerli okuyucularım 12.03.2021 Tarihli İnsanı Yaşat ki, Devlet yaşasın başlıklı yazımda 19 şehzadesini katleden Yavuz Sultan Selim olarak yazılmıştır. Bu yanlışlıktan dolayı özür dilerim. 19 Şehzade kardeşini katleden Yavuz Sultan Selimin Torunu III. Murat’ın oğlu III. Sultan Mehmet Handır.

  • BIST 100

    9629,68%0,85
  • DOLAR

    32,53% 0,24
  • EURO

    34,66% 0,34
  • GRAM ALTIN

    2497,40% 0,45
  • Ç. ALTIN

    4197,72% 1,07
  • Cuma 21.3 ° / 8.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 21.1 ° / 8.2 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazar 18.1 ° / 3.8 ° Güneşli

Ankara

19.04.2024

  • İMSAK 04:27
  • GÜNEŞ 05:58
  • ÖĞLE 12:53
  • İKİNDİ 16:37
  • AKŞAM 19:38
  • YATSI 21:03