Değerli dostlar, köşe yazılarıma bir müddet ara vermiştim ve artık yazmayacağım demiştim.
Neden derseniz!
Bence deyin.
Yazdıklarımı fazla okuyan olmadığı ve etki göstermediği kanaati oluştu bende.
Genel seçim öncesi yazdıklarımın, anlattıklarımın çoğu gerçekleşti sadece seçim sonucu gerçekleşmedi. Bana göre bu millet ferasetini de kaybetti, şimdi de bağımsızlığını ve özgürlüğünü kaybetmek üzere olduğunu görüyorum. Ön üç milyon sığınmacının ülke ekonomisine ve bekasına ne derece bir sıkıntı getirdiğini anlamamış ve halen din iman, baş örtü ve terör üzerinden aldatıldığını göremiyor.
Sıra Anayasanın çiğnenmesine geldi. Bu durum rutin hale getirilerek, ülkede Anayasayı ve dolayısı ile Anayasa mahkemesini ortadan kaldırılmasının yolunu açtığı gibi kaldırılmasa bile verdiği kararların uygulanmaması gibi bir siyaset ile artık işlevsiz hale gelmiş olacağını anlamayacak duruma gelindiğini fark etmeyecek hale gelmiş bulunuyoruz.
Anayasanın 90. Maddesi çiğnendi sonuç hikaye.
Anayasanın 101. Maddesi çiğnedi yine yapacak bir şey yok denildi hikaye oldu. Anayasanın 153, 154, 155. Maddeleri hiçe sayıldı yine tıs yok ve bu rutin hale geldi. Nasılsa Anayasa mahkemesi kararı dikkate alınmayınca herhangi bir yaptırım yok o zaman tam gaz durmak yok yola devam.
Çünkü Türk milleti artık bunu da rutin görmeye başladı bir kere. Rahmetli Özal ‘’Anayasayı bir kez delmeyle bir şey olmaz diyerek’’ bu yolu denedi ama o tarihlerde Anayasal kurumlar dik durdu ve Anayasanın delinmesine meydan vermedi. Şimdi rutin hale gelen ve Anayasa makhemesi kararlarının uygulanmamasının sonucu nedir. İşte sonuç, hedefte Anayasanın değiştirilmez, değiştirilmesi bile teklif edilemez olan ilk dört maddedir.
İlk 4 maddesi şöyle; MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.
MADDE 4- Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
İşte bu 4 madde gündeme geldiğinde otomatik olarak Anayasa Mahkemesi bunu reddedecektir ki bunda şüphe yok. Dolayısı ile bu ilk dört maddeyi değiştirilmeye kalkıldığında Anayasaya aykırı olduğu kararını alacak Anayasa
mahkemesinin red kararı yine dikkate alınmayacak ve rutin bir şeymiş gibi geçip gidecek. Başka itiraz mercii var mı?
Elbette yok.
Bu durum karşısında kim nasıl buna engel olacak bilmiyorum. Bu rutinlerin yaşanması sonucu Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesinde yaşanacak bu duruma getirilmeye çalışıldığını görmemek aptallık olur.
Yanı rutinleşmiş karlara uymamak ve Anayasa mahkeme kararlarını hiçe saymak olağan hale gelir ki, geldi ve hiçbir sonuç doğurmadı. İşte bu da demokratik, lâik, sosyal bir hukuk devleti olmanın sonu olur. Bu konuda uyarı görevimi yaptığım için mutlu olsam da, ülkemin geleceği için çok endişeliyim çok.
