Fahrettin Yokuş

Tarih: 02.10.2017 19:03

VATANDAŞA EK VERGİ ZULMÜ

Facebook Twitter Linked-in

Hükümet 3 yıllık Orta Vadeli Program hedefleri için 130 maddelik Torba Yasa Tasarısı hazırladı. Önümüzdeki günlerde Meclisten geçirecek.

 Bu tasarıya göre; 2018 yılında vatandaşa getirilen toplam vergi yükü 28 milyar TL…

Vatandaşın vergi yükü bu kadarla da kalmayacak, bu açıklanan “ek vergi”… Hükümet zaten her yıl “Vergide Yeniden Değerlendirme Oranı” adını verdiği bir uygulama ile tüm vergileri artırıyor… Bu artışlar çoğu zaman hedef enflasyonun da üzerinde oluyor.

 Yukarıda ifade ettiğimiz 28 milyar TL´lik ek vergi yüküdür.

Hükümet, bütçe açıklarını ek vergilerle kapatma yolunu seçiyor. Elbette ki, en kolay yol bu…

 Bu yol “kayıt dışılığı” artıracak, bu yol dar ve sabit gelirlileri ezecek. Bu yol aslında çıkmaz bir yoldur. Zaten Türkiye´de vergi yükü Avrupa Ülkelerine göre oldukça yüksek. Ülkemizde vergi kayıp-kaçaklarında rekor kırıyoruz! Her iki-üç yılda bir vergi affı getirilerek, vergi adaletsizliği tescillenmektedir.

 Ülkeyi 15 yıldır yönetenler pek çok konuda olduğu gibi vergi düzenlemeleri konusunda da başarılı olamamışlardır. Ülkemizde gerçek anlamda bir vergi reformu gerçekleştirilememiş, vergi tabana yayılamamıştır.

 Hükümet en kolay yol olan Dolaylı Vergileri sürekli artırarak, vatandaşları cezalandırma yolunu seçmiştir. Dünyanın hiçbir gelişmiş ve de gelişmekte olan ülkesinde dolaylı vergiler, toplam vergi gelirlerinin %70 oranında değildir.

 2018 yılı için öngörülen yeni düzenlemelerde bütçe gelirlerinde 28 Milyar TL artış beklenmektedir. Yani sadece üç vergi kaleminden bu kadar ek gelir beklenmektedir. Bunlar; Motorlu Taşıtlar Vergisi (%40 artış) Kurumlar vergisi (%20´den %22´ye yükseltildi) Gelir Vergisi (3. Dilim %27´den %30´a çıkarıldı.)

 Bu tabloda gösteriyor ki, bu düzenleme ile ülkemizde yaşayan her bir vatandaşımız için 2018 yılında ortalama ek vergi yükü yıllık 350 TL, iki çocuklu bir aile için ise 1400 TL olacaktır.

 Dar ve sabit gelirliler (İşçiler, memurlar, asgari ücretliler, esnaf ve çiftçiler) daha da fakirleşecek. Mevcut vergi dilimlerinin yüksekliği nedeniyle, enflasyon artışı kadar zam dahi alamayan başta memurlar ve emekliler olmak üzere, işçiler, küçük esnaf ve küçük çiftçiler ekonomik kayba uğrayacak, daha da fakirleşeceklerdir.

 Ayrıca Kurumlar Vergisine yapılan zam nedeniyle; Bankalar, Belediyeler ve sigorta şirketleri de hizmet fiyatlarını artıracak. Bu artışlar da yine vatandaşı vuracaktır.

 Bu uygulama ülkemizdeki gelir dağılımındaki eşitsizliği daha da artıracaktır. Bilindiği gibi TÜİK´in 2016 yılı verilerine göre, ülkemizde en zengin %20´lik nüfus ile en fakir %20´lik nüfus arasındaki gelir farkı 7.7 kata yükselmiştir.

 Her geçen yıl Türkiye´de gelir dağılımı adaletsizliği artarak devam etmektedir. Bu nedenle de fakirlerle zenginler arasındaki makas açılmaktadır.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —