Değerli dostlar TBMM den Irak ve Suriye için Cumhurbaşkanına yetki veren tezkere gelmiş ve oy çokluğu ile kabul edilmiştir.
Tezkere gerekliydi ancak bir yıl olması gerekirdi ancak iki yıl olarak bu izin alındı.
Bura ya kadar her şey güzel.
Kabul veren partilere de ret veren partilere de söylenecek bir söz olmaması gerekir.
Demokrasinin gereği budur elbet.
Lakin biz yaftalamayı seviyoruz.
Hemen yaftalama yapıldı.
Bu alışkanlığımız maalesef son yirmi yılın hastalığı haline geldi.
Kardeşim ne muhalefet iktidar gibi düşünmek zorunda ne de iktidar muhalefet gibi düşünmek zorundadır. Dedim ya, demokrasiyi demokrasi yapan bu değil mi?
Bütün partiler aynı şeyler için aynı şekilde düşünmek zorunda ise o zaman ayrı parti kurulmasına gerek olmazdı. Burada muhalefetin yani Millet ittifakının yumuşak karnı HDP dir ve bu sürekli kullanılıyor.
Milletin artık bu konuya prim vermediğini de söylemeliyim..
Değerli dostlar ana muhalefet ve Saadet partisi ret vermiştir.
Ancak bana göre gerekçelerinin neler olduğunu bu millete anlatamamıştır.
Ne diyor SP ve CHP;
Efendim neden iki yıllık?
Efendim neden Irak ve Suriye için tek bir tezkere?
Efendim sadece yurt dışına asker göndermek olması gerekirken ‘’yabancı ÜLKE silahlı kuvvetlerin’’ yabancı silahlı kuvvetlerinin Türkiye`de bulunması ve bu kuvvetlerin kullanılması şeklinde, olduğudur.
Değerli dostlar şimdi bakalım, 2014 yılında ilk tezkere geldiğinde de süre hariç tezkerenin bütünü aynı cümlelerden oluşmaktadır.
Bakın 02 Ekim 2014 yılındaki tezkerede TBMM Irak ve Suriye için getirilmişti ve bu tezkerenin kabul edilmesi MHP ninde o günki zamanda evet kullanması üzerine MHP ne yaptı demiştim ve o gün yabancı silahlı kuvvetler konusunda ki çelişkiye ve güven’e dikkat çekmiştim.
‘’Tezkere metnini okuduğumuzda, bunun kendi güvenliğimiz ve gerektiğinde Irak ve Suriye topraklarına girerek terörist faaliyetlerine müdahale edebilmekti ve bu çok elzemdi elbet.
Lakin tezkere de dikkat çeken bir basit kelime oyununu fark etmiştim. Bu benim kendi kanaatimdi tabi ki. Bu tezkerede neden? Türk Silahlı Kuvvetleri`nin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere ‘’yabancı ülkelere ‘’gönderilmesi şeklinde açıkça ülke ifadesi kullanılmışken, aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı ülkelerin silahlı kuvvetlerin Türkiye`de bulunması ve bu kuvvetlerin kullanılması şeklinde yer almayıp bu tezkerede ‘’YABANCI SİLAHLI KUVVETLER’’ Şeklinde aldığını bir türlü kavrayamamıştım.
Bu aşamada MHP nin bunu görmemesini anlayamadım ve MHP Ne yaptı başlığını taşıyan makalemi yazmıştım.
Sonra ne oldu?
Evet, yabancı ülke silahlı kuvvetleri değil ama Kobaniye yani Ayn el-Arab’a yardıma giden peşmerge silahlı kuvvetleri ülkemiz topraklarına ayak basmıştı. Hem de 29 Ekim 2014 Cumhuriyet Bayramı yani ile ulusdevlet ve bağımsızlığını kutladığımız bir günde.
Bana göre bahse konu tezkere olmasaydı bu mümkün olmayacaktı. Aksi halde Anayasal suç işlenmiş olurdu.
Şimdi aynı durum söz konusu, bu tezkerede ‘’yabancı ülke silahlı kuvvetleri’’ cümlesi yoktur ‘’Yabancı silahlı kuvvetler’’ şeklinde yer almıştır.
Asıl can alıcı husus buradadır kanaatime göre.
Bu şekildeki tezkereye göre, ÖSO dan tutunda, El-kaide, El-nüsrasına, Taliban’ ından, IŞID a kadar ve neüdüğü belirsiz ve hiçbir ülkenin silahlı kuvveti olmayan gayrimeşru silahlı kuvvetlerin ülkemizde bulundurulmasına meydan vermektedir.
Değerli dostlar belli bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin de ülkemiz topraklarında bulundurulması asla kabul edilebilir bir durum değildir elbet. Ancak ülke silahlı kuvvetleri Türkiye topraklarında bulundurulsa dahi uluslararası hukuka göre bir antlaşma çerçevesinde ve meşru şekilde bulundurulması söz konusuyken, tezkereye göre her hangi bir ülke söz konusu olmaksızın her türlü silahlı kuvvete sahip grupların bulundurulmasını meşru hale getirebileceğini düşünüyorum. Bu konuda da MHP nin neden duyarlı olamadığını soranlara bunu izah edememiştim şimdi de izah edemem elbet. Bunun izahı MHP yöneticilerinin yetkisindedir. Buna İYİ Partiyi de dahil etmem gerekir elbette.
Şimdi CHP ve SP bahsettiğim konuda daha açıklayıcı ve doyurucu bilgileri kamuoyuna anlatmayı becermelidir. BDP nin niyeti farklıdır bununda altını çizmem gerek. Dolayısı ile SP ve CHP nin hayır vermesinin gerekçeleri ile BDP nin gerekçeleri aynı değildir. Ben öyle düşünüyorum.
SP ve CHP, ‘’yabancı kuvvetler’’ ve tezkerenin süresine itiraz etmiştir ki bunda haklıdırlar. Bütün tezkereler asgari 6 ay veya azami bir yıllık olması bir teamül iken bu tezkerenin iki yıl olması akıllara bir çok soruyu getirdiği muhakkaktır.
Yoksa tezkerenin Irak ve Suriye için birlikte getirilmesi ve gerekçeleri bundan önceki tezkerelerde de aynen yer aldığını unutmamak gerekir.
Bu vesile ile 98. Yıl dönümünü kutlayacağımız 29 Ekim Cumhuriyet bayramınızı kutlarken Rabbimden bu ülkeye bir kez daha İstiklal marşı yazdırmamasını diliyorum..
