Adalet Mülkün Temelidir
Yokuş, “Bizim mahkemelerimizde adalet mülkün temeli diye yazar. Yani devletin temelidir adalet. Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır. Demokrasilerin temelini kuvvetler ayrılığı prensibi oluşturur. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden ayrı olmalıdır. Eğer bu üç unsur bir kişide ya da bir grupta toplanırsa orada demokrasiden ve hukuk devletinden bahsedilemez. Bilindiği gibi ülkemizde yargı kararları uzun yıllardır tartışılır. Her iktidar yargı bağımsızlığından, hukuk üstünlüğünden söz eder. Ancak uygulamalarında hukuk, işine geldiği sürece anlamlı olduğunu dile getirdi.
12 Yılda Tbmm’de En Çok Kanuni Düzenleme Yargı İle İlgili Yapıldı
“Bugünkü siyasi iktidar 12 yıl boyunca TBMM’den 1756 kanun çıkardı. Her yıl ortalama 150’ye yakın kanun çıkarıldı. Torba yasalar ve kanun hükmünde kararnameler hariç. Bu süreçte en çok değişiklik Türk Ceza Kanunu ve Ceza Mahkemeleri Kanununda yapılmıştır. Yani siyasi iktidar en çok adaletle ilgili düzenlemelerle uğraşmıştır. Adaletle ilgili, hukukla ilgili, adil yargılamayla ilgili bunca düzenleme yapılmış; mahkemelerin itibarları mı artmıştır? Yargı kararlarına güven mi artmıştır? Gerçek manada ülkemiz hukuk devleti normlarına mı ulaşmıştır? Bu soruların cevabı kocaman bir hayırdır. Tam tersi olmuştur. Hukuka güven azalmış, mahkeme kararları hep tartışılmış, adalete güven yerlerde sürünür hale gelmiştir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır.”dedi.
2010 Referandumuyla Siyasi İktidar Anayasa Mahkemesi Ve Hsyk’yı İstediği Gibi Şekillendirdi
“2010 yılında kısmi bir anayasa değişikliği reformu yapıldı. 27 maddeden oluşan değişikliklerin en önemli 2 maddesi hukukla ilgiliydi. Birisi Anayasa Mahkemesi diğeri ise HSYK’da yapısal değişiklikti. Bu değişiklikleri hararetle savunan Başbakan’ımızın sesi hala kulaklarımızda. Her miting meydanında şöyle söyleniyordu; “Bu Anayasa değişiklikleri ile Türkiye üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçecek, yargıdaki vesayet ortadan kalkacak.” 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği halk oylaması sonrası yasal düzenlemeler yapıldı, siyasi iktidar istediği şekilde Anayasa Mahkemesi ve HSYK’yı yeniden yapılandırdı.
Referandum sonrası başta askerler olmak üzere çeşitli adlarda (Balyoz, Ergenekon gibi) operasyonlar gerçekleştirildi. Bu operasyonlar kamu vicdanını yaralamaya başlayınca bu işin içinde cemaatin olduğu söylenmeye başlandı. Başbakan, bu davalarda bazen savcı bazen de hakim oluyordu. Asker hizaya çekildikten sonra bir MİT operasyonu yapıldı ve Başbakana kadar dayandırılmak istendiğini vurguladı.
17-25 Aralık Yolsuzluk Operasyonlarının Üzeri Kapatıldı
“12 yıl boyunca devleti birlikte paralel paralel yönetenler iktidar kavgasına tutuştular. Neyi paylaşamadıklarını kimse anlamadı. 12 yıl kuzu sarması olanlara ne olmuştu da birbirlerine düşmeye başlamışlardı? Bu sorulara cevap ararken 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları ülkeyi sarstı. Ucu başbakana kadar dayanan milyonlarca dolarlık ihale ve İran’a altın kaçakçılığı söz konusuydu. Sıfırlanan paralar, tapeler konuşulur oldu. 3 bakanın çocukları gözaltına alındı ve daha sonra da 4 bakan görevlerinden oldu. Mahkemelerin kararlarını emniyet yerine getirmedi. Hukuk, yasa, kanun, yetki her şey birbirine karıştı.
Başbakana göre bu operasyon, paralel yapının işiydi. Onun komplosuydu. Sonuçta mahkemelerden dosyalar alındı, savcılar görevlerinden alındı, polise operasyon yapıldı, HSYK yeniden yapılandırıldı, mahkemelere yeni düzenlemeler getirildi. Bunlardan birisi Sulh Ceza Hakimliği diğeri ise İdari Yargı Usul Kanununun 27. ve 28. maddeleri memur yargılamaları paralel yapı bahanesiyle hukuk, ayaklar altına alındığını söyledi.
Akp Kendi Üstünler Hukukunu Oluşturdu
“Hukukun üstünlüğünü hayata geçireceğiz” diyerek, iktidar olanlar kendi üstünler hukukunu oluşturdu. Başbakan neye itiraz ediyorsa savcılar hemen harekete geçiyor. Başbakan paralelci dediği, kendi ofisine böcek koyduğunu iddia ettiği kişileri savcı bırakınca “Siz bunları nasıl bırakırsınız?“ diye haykırdı. Ertesi gün gözaltına tekrar alındılar ve tutuklandılar. 12 yıl boyu AKP iktidarında pek çok kurum ve kuruluşa hukuk dışı operasyonlar yapıldı. Şimdi de emniyete yapılıyor. Biz mevcut hukuk sistemi içinde adil yargılama talep ediyoruz. Suç işleyenle mazlumlar ayırt edilsin. Hukuk devletinin temeli de budur.
49 Musul konsolosluk görevlimiz IŞİD denilen terör örgütü tarafından kaçırıldı ve Başbakan mahkemelere seslendi, “Bu hassas bir konudur, konuşulmasın” dedi. Ertesi gün mahkeme kararı çıktı. Adalet, hukuk, mahkeme ayaklar altında ve üstünlerin hukuku devreye girmiştir. Tek kişi ne derse o olur hale gelmiştir.”dedi.
Ankara
24.11.2024