En yaşlı üye sıfatıyla TBMM Genel Kurulu´nu yöneten Deniz Baykal, Meclis açılış konuşmasında AKP´nin "devlette paralel yapılanma" iddiası eşliğinde Fethullah Gülen cemaati ile girdiği çatışmaya gönderme yaparak uyarıda bulundu. Baykal, "Devleti cemaatleştirmenin sakıncalarını görenlerin, mezhep ve din dayatmalarının ne sonuçlar doğurcaklarını gördüğünü savunuyoruz" dedi
Baykal´ın açılış konuşması şöyle:
5 ayda iki kez seçilen milletvekilleri olarak tekrar toplanıyoruz. Tarihi ve şerefli bu çatı altında, geçici başkanınız olarak selamlıyorum.7 Haziran´dan sonra bir hükümet kurulabilmesi için uzlaşma sağlanması zorunluluğu vardır. 1 Kasım seçimlerinin ardından uzlaşma zorunluluğu kalmamış gözüküyor. Bu bir yanılgı yaratmasın. Demokrasi özünde iktidar ile muhalefetin diyalog ve uzlaşmasına dayanır. Hem parlamentoda hem yargıda hesap verebilecek hükümetlerin varlığını gerektirir. Bu varlığın güvencesi TBMM´dir. Kimse milletin Meclis´e yansımayan bölümün yok sayma tuzağına düşmemesi gerekir.
Tarihsel bir kırılmanın yaşandığı bir bölgede görev yapacağız. Yeni güç merkezlerinin şekillenmekte olduğuna tanık oluyoruz. Ortadoğu´nun haritası kanlı bir süreçle yeniden çiziliyor. Mazlum milletimizin büyük fedakarlıklarla gerçekleştirdiği Kurtuluş Savaşı´nın üyeleri olarak bu acıyı izliyoruz. 2 milyon 200 bin mülteciye kollarını açmış olarak bu konuda en büyük fedakarlığı yapmış durumdayız. Ortadoğu´daki yangının Türkiye´ye sıçramasına engel olmak zorundayız. Ne kadar onur vericidir ki TBMM 1 Mart 2003´te tezkereyi redderek şerefli bir karar almıştır. Bu kararı alanlar bu Ortadoğu cehennemini 12 yıl önce öngörerek karşı çıkmıştır. Bugün TBMM´nin yine kendisine yakışanı yapacağına inanıyorum. Dinci ya da ırkçı terör karşısında en sağlam güvence Cumhuriyetimizin temel felsefesidir. Bu en şerefli mirastır. Bu mirasın temelinde din, inanç, mezhep, ırk ayrımı yapmadan eşit vatandaş saymaktadır. Bizim devletimiz bir siyasi bilinç devletidir. Birlikte inşa ettiğimiz, içinde olmayı seçtiğimiz bir devlettir.
TBMM´nin temelinde yatan bu anlayış ulusal birliğimizin güvencesidir. Din, mezhep ve etnik kimlik savaşları Cumhuriyetimizin temelini oluşturan bu temelin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Hepimiz aynı siyasi birliğin paydaşıyız. İşte o halka Türk milleti denilmektedir. Laikliği dinsizlik olarak sunmanın nelere yol açmakta olduğunu görüyoruz. Devleti cemaatleştirmenin sakıncalarını görenlerin, mezhep ve din dayatmalarının ne sonuçlar doğurcaklarını gördüğünü savunuyoruz.
Başta bu Meclisi kuran ve yöneten Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, aramızdan ayrılanları selamlıyorum. Bütün vatan evlatlarını saygıyla selamlıyorum. Teröre kurban giden bütün insanları selamlıyorum. Cumhuriyetimizle insanları birleştirip, bütünleştirmeyi başarırsak, siyasetimizin temelinde hukuku, bağımsız ve tarafsız yargıyı yerleştirebilirsek en saygın ülkelerden biri olacağız. (T24)
Ankara
24.11.2024