Kazanlı girişimcilerden Vedat Taşbaşı, hobi olarak başladıkları solucan gübresi üretiminin kendilerine manevi bir misyon da yüklediğini belirterek, şunları söyledi: "Amacımız tabii ki para kazanmaktı ama gördük ki bu iş bize manevi bir misyon yüklüyor. Çocuklarımıza daha sağlıklı bir dünya, daha sağlıklı topraklar bırakmak için solucan gübresi yetiştiriciliği çok önemli bir görev. İnsanlar solucan gübresi deyince, solucan gübresini nasıl elde ediyorsunuz, solucanları mı öldürüyorsunuz gibi tepki veriyorlardı. Solucan gübresi solucanın dışkısından elde edilen bir gübre. Hatta insanlar bahçemde toprağımda çok solucan var bu solucanları ne yapacağım nasıl öldürebilirim diye bize gelen insanlar var. Biz bu insanlara her zaman şunu söylüyoruz. Lütfen sakın solucanlarınıza dokunmayın onlar sizin toprağınızın geleceği, onlar sizin çocuklarınıza bırakacağınız toprağın daha kaliteli, daha sağlıklı olması için en büyük güvence en büyük teminat. Onlar toprağın sigortası lütfen o solucanlara dokunmayın."
Yeterince bilinmiyor
Kendisi aynı zamanda bir biyolog olan girişimcilerden Osman Tırpan da solucan gübresinin Türkiye´de yeterince bilinmediğini belirterek, şunları söyledi:
“Amerika´da 1952 yılından beri kullanılmaktadır. Düşünün ki İsrail solucan gübresiyle çölü tarıma açmaktadır. Gene bu gün Rusya´ya baktığımız zaman Çernobil gibi nükleer santrallerin topraklarını solucan gübresiyle tarıma açmaktadır. Düşünün ki Rusya gibi bu kadar soğuk bir ülkede dahi solucan gübresi üretimi yapılıp da ve bu üretimle sonuç elde ediliyorsa, bizim ülkemiz bu noktada mükemmel bir noktadadır.
Domatesler saman gibi
Bir avantajı da yediğiniz meyvenin, sebzenin tadını alıyorsunuz. En çok ne duyuyoruz halkımızdan domates alıyorum saman gibi. Bunu çok duymaktayız biliyorsunuz. İşte bunların en büyük sebebi kimyasal gübre kullanmaktan kaynaklanmaktadır. Ama eğer siz buna yüzde 100 organik solucan gübresi kullanırsanız gerçek biber tadı, domates tadı biber tadı alabiliyorsunuz.”
Ankara
22.11.2024