Logo değişikliği için üçte iki oranında oy çokluğunun gerekli olduğu ancak daha önce Büyükşehir Belediyesi logosunun değiştirilirken de yaşandığı gibi oy çokluğu ile kabul ettirilmek istendiğini belirten Kahraman, yürürlükte olan logonun Mamak’ı doğru şekilde yansıttığını bildirdi.

CHP Mamak meclis üyesi Necattin Kahraman ‘Yeni Mamak’ sloganının Mamak’ın tarihini hiçe saymak anlamına geldiğini, logo ve isim değişikliklerinin Ankara’ya zarar vereceğini beyan etti. 13. yy’da Oba Türkleri tarafından Hatip Çayı kıyısında kurulduğundan beri Mamak olarak bilinen, Ankara’nın ilk İslam şehidi Hüseyin Gazi’nin türbesinin bulunduğu ilçenin adının ‘Yeni Mamak’ olarak değiştirilmesinin AKP politikaları için tarihi hiçe saymak anlamına geldiğini belirtti.

 Belediye personeli sağlıksız koşullarda çalışıyor

Şehrin genişlemesinin bir sonucu olarak Kutludüğün Beldesi yeni düzenlemelerle mahalle statüsü almıştı. Yeni oluşan imar planıyla daha fazla yerleşim alanın kullanıma açılması, bölge ulaşımının da etkilenmesine neden olmuştu. Özellikle taş ocaklarının güzergahının mahalle içerisinden geçirilmemesine dikkat edilirken, CHP Mamak Belediye Meclis üyesi Rıza Kaplan zabıta noktalarının bulunmadığı, görevli personelin sağlıksız ve zor koşullarda çalıştığına dikkati çekti.

25 yıl süreyle Büyükşehir Belediyesine tahsis edildi

Necattin Kahraman, Gülveren Mahallesi sınırlarında yeralan 4800 metrekarelik alanın sosyal donatı alanı olarak kullanılması gerekirken plan değişikliği yapılarak müteahhit firmaya da pay verilerek Büyükşehir belidiyesine 25 yıl süre ile tahsis edidiğini belirtirken, alanın konut ve ticaret merkezine dönüştürülmesinin yanlış olduğuna değindi. Devredilmesinin üzerinden 8 ay geçtikten sonra bu bölgede sosyal donatı alanına ihtiyaç olduğu farkedilerek tekrar satın alınmasının ise Mamak’a yük getirdiğini söyleyen Kahraman, Mamak Belediyesinin şirket ya da derebeylik olmadığı vurgusunda bulundu.

Kayaş sakinleri tehlike altında

1930’da kurulmuş olan Kayaş Mahallesi Makine Kimya Endüstrisi Kurumu Kapsül Fabrikasının yerleşim alanlarının içinde kalmasının, bölge halkının sağlığı ve can güvenliği açısından tehlike oluşturduğunu belirten Kaplan, patlayıcı ve parlayıcı maddelerin bulunduğu fabrikanın kentin dışına taşınması gerektiğine değindi. Kaplan, 155 adet binadan oluşan fabrikada belirlenen güvenlik şeritlerinin ise gerekli mesafenin altında belirtildiğini, bölgede jeoteknik etüt çalışmalarının yetersiz olduğunu sözlerine ekledi.