CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla tutuklanan ve tutuksuz yargılanan Cumhuriyet yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava"ya ilişkin olarak konuştu.
Kılıçdaroğlu, “Aslında hukuk işlese iddianameyi yazan savcılar hakkında mahkemeyi yanılttıkları için soruşturma açılması lazım. İddianameyi hazırlayan savcıların kripto FETÖ´cü oldukları şimdi daha iyi anlaşılıyor” dedi. Kılıçdaroğlu, tutuklu Cumhuriyetçilerin derhal serbest bırakılmaları gerektiğini de söyledi.
Cumhuriyet´ten Erdem Gül´e konuşan Kılıçdaroğlu´nun açıklamaları şöyle:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 tahliyeye karşın 4 Cumhuriyet çalışanının tutukluluk hallerine devam ettirilmesini sert bir dille eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Tuttuğunuz arkadaşları derhal bırakın. Gazetenin yayın çizgisiyle savcının ne ilgisi var? Bu nedenle iddianameyi yazan savcılar hakkında yargıyı yanılttıkları için soruşturma açılmalı” dedi.
Çağlayan Adliyesi´nde 5 gün süren Cumhuriyet davasında 7 arkadaşımız tahliye edildi. İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu, Yayın Danışmanımız Kadri Gürsel ve muhabirimiz Ahmet Şık ile muhasebe servisi çalışanımız Emre İper ise hâlâ tutuklu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu ve 5 arkadaşımızın tutukluluğunun devam ettirilmesi ve Cumhuriyet davasına ilişkin sorularımızı yanıtladı:
Endişe yarattı: Mahkemedeki savunmaları büyük ölçüde gazetelerden okudum. Savunmaları okuduktan sonra bende oluşan kanaat mahkemenin bütün Cumhuriyetçileri tahliye edeceği yönündeydi. Dört arkadaşımızın tahliye edilmemesi bende derin endişe yarattı. Bu durum mahkemenin kararının adil ve objektif olmadığını, kararın başka merkezlerde alındığını gösteriyor.
Akıl almaz: Cumhuriyet gibi yayın yaşamı boyunca FETÖ ile mücadeleyi iş edinmiş bir gazetenin FETÖ´cülükle suçlanması akıl alır gibi değil. Murat İnam gibi FETÖ´den müebbetle yargılanan savcının iddianame hazırlaması inanılır gibi değil. Ben bunu söyleyince İstanbul Cumhuriyet Savcılığı apar topar açıklama yaptı. Açıklama için İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´na talimatı kim verdi. Bunun üzerinde durulması lazım.
Cumhuriyet akademidir: Cumhuriyet basın dünyasının akademisidir. Aynı zamanda bir düşünce ve fikir gazetesidir. Ülke gündemini belirler; sevsin sevmesin herkes bir şekilde Cumhuriyet´in yazdığını çizdiğini merak eder. Dünya çapında bilinen Türkiye´nin en köklü gazetesidir.
Tuttuğunuz arkadaşları bırakın: O gün tahliye etmediğiniz, cezaevinde kalan 4 arkadaşımızın derhal bırakılması lazım. Demokrasiye, hukuka en küçük bir saygı kaldıysa bu arkadaşlarımız serbest kalmalıdır.
Savcılara soruşturma açın: Aslında hukuk işlese iddianameyi yazan savcılar hakkında mahkemeyi yanılttıkları için soruşturma açılması lazım. İddianameyi hazırlayan savcıların kripto FETÖ´cü oldukları şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Yayın çizgisinden sana ne!: Bir gazetenin yayın çizgisiyle savcıların ne ilgisi olur. Yayın politikası diktatörü rahatsız ediyorsa bu gazetenin haklılığını ve doğru yolda olduğunu gösterir. Çünkü Cumhuriyet diktaya karşıdır. Demokrasiyi, özgürlükleri savunur. Zaten dikta isteyenlerin rahatsız olması için Cumhuriyet var.
Cumhuriyet Davası demokrasi için turnusol: Cumhuriyet davası bir Türkiye davası olmanın ötesine taştı; evrensel bir dava oldu. Dünyanın her yerinde insanlar Türkiye´ye demokrasinin gelmesi için bu davanın takipçisi oldu. Cumhuriyet davası, demokrasinin gelip gelmeyeceği konusunda bir turnusol davadır.
Berberoğlu çıkacak, Meclis´e gelecek: Enis Berberoğlu, Türkiye´nin yetiştirdiği ender gazetecilerden birisidir. Gazetecilik yaptığı dönemde önemli siyasi habercilik yapmış, haberin ve Türkiye gerçeklerinin özüne ulaşmaya çalışan gerçek bir gazetecidir. Onun tıpkı Cumhuriyet´te olduğu gibi gerçek dışı dellillere dayanan iddialarla önce müebbet sonra 25 yıl hapis cezasına çarptırılması vicdanların kaldıracağı bir olay değildir. Onunla ilgili karar, Türkiye aleyhine dünyadaki olumsuz algıyı güçlendirmiştir. Umarım itiraz sürecinde bu gerçekler görülür; vicdana göre karar verilip, adaletli bir sonuçla Berberoğlu serbest bırakılır.
Berberoğlu´na özel Komisyon: Enis Berberoğlu´nun durumunu takip etmek için parti içerisinde bir komisyon oluşturuyoruz. Muğla milletvekilimiz Ömer Süha Aldan başkanlığındaki Berberoğlu davasını izleme komisyonu takipçi olacak. Davayı, bütün ayrıntılarıyla inceleyip olayı her platformda gündeme getirecek.
Akın Atalay: Hem bir hukukçu, hem de bir gazeteci. Türkiye sorunlarının çözümüne kendini adamış bir kişiliği var. Toplumdaki sıkıntı ve baskılamaların, özgürlüklerle sonuçlanması için çaba gösteren bir kişi. Mahkemedeki savunması da tarihe geçecek bir savunmadır. En kısa sürede özgür olmalıdır.
Murat Sabuncu: Türkiye´nin yetiştirdiği ender gazetecilerdendir. Türkiye´nin sorunlarına yakından bakan, analiz eden, çözümlemelerle birlikte zaaflarla güçlü yönleri ortaya koyan, objektif değerli bir gazeteci ve genel yayın yönetmenidir. Genç ve gelecek vaat eden bir gazetecidir, derhal bırakılmalıdır.
Kadri Gürsel: Saygınlığı, gazetecilik bilgisi, yorumları ve analizleriyle medyamızın çok önemli bir kişiliğidir. Demokrasiye inanmıştır. İnsan haklarına, medya özgürlüğüne sonuna kadar inanmıştır. İnançlarından asla ödün vermemiştir. Zaten bu inandıkları için bedel ödemiştir, ödemeye devam etmektedir. Artık bedel ödememelidir.
Ahmet Şık: Son yılların en önemli araştırmacı gazetecisidir. Ele aldığı konuları, bütün yönleriyle sorgulayıp okurun önüne çıkarır. Basılmayan ‘İmamın Ordusu´ kitabından dolayı FETÖ´cüleri hapse attırdı. Ama, şimdi FETÖ ile mücadele edildiği söylenen süreçte Şık hapiste. Bu trajikomik bir durumdur. ‘Türkiye´de, hak-hukuk-adalet yoktur´ algısının oluşmasında ve pekişmesinde en tipik örnek Şık olayıdır.
Enis Berberoğlu: Milletvekili olarak temsil görevini onurla ve liyakatla yerine getirmiştir. Temsil görevini yerine getirmesi Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olarak engellenmektedir. Hukuk, yasalar, adalet, tüm ilkeler çiğnenerek hapiste tutulmaktadır. Her şeye rağmen hapisten çıkıp, parlamentoya geleceğine ve temsil görevini sürdüreceğine inanıyorum; bundan endişe duymuyorum.
Ankara
21.11.2024