Büyük cihan imparatorluğu Osmanlının bir subayı iken, sayısız cephelerde yüz binlerce vatan evladının şahadetine şahit olmuş, kaybedilen her toprak parçasıyla birlikte ruhundan bir parça kaybetmiş, yorulmuş enerjisini kaybetmiş fakat inancını kaybetmemişti.

 Ankara ya doğru yürürken sırtında yedi bin yıllık Türk tarihinin yükü vardı. Kulaklarında Bile Kağanın " evladım milletine sahip çık " uğultusu hiç peşini bırakmıyordu. Sanki Sultan Alparslan bir adım önünde ona yol göstermekteydi. Osman Gazinin devlet kuran ruhu, tarihin akışkanlığı içerisinde ilahi bir aşk olarak onun gönlüne dolmuştu"  dedi.

 "BÜYÜKLÜĞÜNE İMAN ETTİĞİ TÜRK MİLLETİ ESARET ALTINDA KALMAMALIYDI, TÜRK MİLLETİ DEVLETSİZ OLMAMALIYDI" 

 Karakaya, "Adım adım Ankara ya yaklaştığında, Malazgirt`e denk bir savaşa doğru gitmekte, gök kubbede şühedanın duaları ona eşlik etmekteydi. İki cihan sultanı Peygamberimiz efendimizin övdüğü orduya kumandan olmak artık onun kaderiydi. Atası Kür Şattan kılıç kuşanmış, Dedem Korkut`tan dualanmıştı.

 Büyüklüğüne iman ettiği Türk milleti esaret altında kalmamalıydı, Türk milleti devletsiz olmamalıydı.

 Tarih 27 Aralık 1919`u gösterdiğinde, Ankaralıların deyimiyle " Kızılca Gün "de, binlerce yıllık Türk tarihinde devlet kurma törenlerinde kullanılan " Sancak ", " Davul " ve " Seymen Alayı " sembolleri ve gelenekleri tüm ihtişamlarıyla Dikmen sırtlarında görünmüştü. Kızılca gün hem yeni bir devletin kuruluşunun müjdecisi hem de bir başın-liderin seçilmesi anlamına geliyordu" açıklaması yaptı. 

 Karakaya, şunları söyledi: "Ankaralılar 27 Aralık sabahında Seymen sancağı dikip, sancak kurbanını kestiler. Geleneklerimizde bağımsızlığın, özgürlüğün, otoritenin temsili anlamına gelen davullar çaldılar, " Görmeye, görmeye geldik bu vatan uğrunda ölmeye geldik " nidalarıyla Ankara semalarını inlettiler. Seymen Alayı kortejiyle geleneksel devlet kurma ve lider seçme töreninin tüm özellikleri 27 Aralık 1919`da gerçekleşmişti.

 İşte, 19 Mayıs 1919`da yola çıktığında Mustafa Kemal Paşa olan, Ankara`ya vardığında Atatürkleşen bu muhteşem komutan, kendisinden önceki bütün komutanların yüzünü ak etmiş, şühedanın ve erenlerin dualarını yere düşürmemişti.