Kara trenle gelen dönüşüm
Prof. Dr. Korkut Boratav’ın yönetimindeki oturumda ilk olarak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Baskıcı “Osmanlının Son Dönemi ve Cumhuriyet Başlangıcında Ankara Ekonomisi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
19.yy Ankara’da tarım ve hayvancılığın temel geçim kaynakları olduğunu dile getiren Baskıcı, “O dönemde Ankara’da önemli ölçüde tiftik ve yün üretimi vardır. Aynı zamanda üretilen tarım ürünleri çok çeşitlilik gösteriyordu. Demiryolunun Ankara’ya gelmesiyle bir dönüşüm yaşanmaya başladı. Kervanlarla 12-13 günde yapılan ticaret, 2-3 günde yapılmaya başladı. Ankara ekonomisi hareketlilik kazandı” dedi.
“Ankara, devrimin karargahıdır”
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilsay Kuruç da, “Ankara’nın Devrimci Ruhu” konusu üzerinden görüşlerini aktardı.
Bir kentin kendi kimliğini oluşturması için deneyimler kazanması gerektiğini dile getiren Kuruç, 1 Eylül 1922 - 29 Ekim 1923 tarihlerinin Mustafa Kemal Yılı olduğunu söyledi. Bu tarihlerde Ankara’da Atatürk’ün önderliğinde karanlığa karşı aydınlık mücadelesi verildiğinin altını çizen Kuruç, İstanbul ve Ankara arasında yaşanan iktidar mücadelelerine değindi.
“Hizmetin de Başkenti”
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çelik Aruoba ise “Günümüz Ankara’sında Ekonomi” konusunu ele alarak Ankara’nın hizmet sektöründeki gelişimine dikkat çekti. Aruoba, “Ankara, temelde hizmet üreten bir kent. Hizmet sektöründe yüzde 75’lik bir paya sahip.Bu kent, başkent oluşundan bu güne sürekli hizmet üreterek büyümüştür” şeklinde konuştu.
Bilimsel altyapının oluşum süreci
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Türkcan da Ankara’nın başkent olmasıyla birlikte oluşmaya başlayan bilimsel altyapı hakkındaki görüşlerini aktardı. Türkcan, fakülteler, enstitüler, Türk Dil Kurumu, TUBİTAK ve Maden Tetkik Arama Enstitüsü gibi pek çok kurumun kuruluş süreçlerini geniş bir yelpazeden anlattı.
Kurultayın öğleden sonraki oturumlarında ise “Ekonomi Kurumları Gözünden Başkent Ankara Ekonomisi” ve “İş ve Çalışma Dünyası Gözünden Başkent Ankara Ekonomisi” konuları işlendi.
Ekonomi kurumları gözünden Ankara ekonomisi
“Ekonomi Kurumları Gözünden Başkent Ankara Ekonomisi” konulu oturum, Ankara belgeselinin gösterimi ile başladı. OSİAD ve İÇASİFED Onursal Başkanı Mehmet Akyürek’in oturum başkanlığını üstlendiği 2’inci bölümde ilk konuşmayı ANKESOB Başkan Vekili Hasan Çavuşculu yaptı.
Esnaflar ve zanaatkarların gözünden Ankara ekonomisini masaya yatıran Çavuşculu, “Ankaralı olmak şereftir. Ankara’ya sahip çıkmalı, korumalı ve değer vermeliyiz” dedi.
Sanayileşme milli davadır
Çavuşculu’nun konuşmasının ardından Ostim OSB Kuruçayırlı Sanayi Sitesi Başkanı Mehmet Yalçındere slayt gösterileriyle birlikte bir konuşma yaptı. Ankara’da sanayi ve organize sanayi bölgelerinden bahseden Yalçındere; “Mustafa Kemal Atatürk sanayileşmeyi milli bir dava olarak görmüştür. Cumhuriyetin ilk yıllarında sanayileşme için yeterli sermaye mevcut değildi. Bunun için bankalar kuruldu ve çözüm yolları üretilmeye başlandı. Şu anda Ankara yedek parça, sanayi ve mobilya alanında gelişmiş durumda” dedi.
Ankara’nın teknoloji merkezi özelliğini güçlendirmek ve tanıtmak için uğraştıklarını belirten Teknokentler Birliği Başkanı Mustafa İhsan Kızıltaş, “Ankara gelişmiş teknoparkların başkentidir” dedi. Ankara’da 6 bölgede teknoparkların bulunduğunu dikkat çeken Kızıltaş, “Ankara için bir şeyler yapma ve üretme gayreti içerisindeyiz. Sadece Türkiye’de değil dünyada başarılı olmak için uğraşıyoruz” dedi.
Çalışma Dünyası gözünden Ankara Ekonomisi
“İş ve Çalışma Dünyası Gözünden Başkent Ankara Ekonomisi” adlı üçüncü oturumun başkanlığını Türkiye Sanayici İş adamaları Vakfı Başkanı Veli Sarıtoprak yaptı. Sarıtoprak Vehbi Koç ve Dr. Muhan Soysal ile ilgili anılarını anlatıp, Ankara Ekonomisi hakkında görüşlerini bildirdi.
“Ankara son yıllarda sanayi alanında hızla ilerliyor ve sanayinin başkenti olma yolunda önemli adımlar atıyor” diye konuşan Sarıtoprak, sözü Sendikacı-Yazar Yaşar Seyman’a bıraktı. “Ankara’da sendikal örgütlenmeler” ile ilgili konuyu ele alan Seyman, “Çalışma yaşamı bir bütündür. Bir arada barış ve huzur içinde yaşamalıyız. Biz emekçiler, işverenlerle birlikte haklarımıza sahip çıkalım. Örgütlenmeler ülkenin aydınlık yarınlarını geliştirir” diye konuştu.
Birlik ve beraberlik içerisinde çalışmalı
Türkiye Sağlık Turizmi geliştirme Konseyi Genel Başkanı Emin Çakmak, “Ankara’da Sağlık Sektörü” konusunda bilgiler paylaştı. Çakmak, “Dünyanın en güzel mekanı Ankara’ya sahip çıkmalı, buranın kültürünü yaşatmalıyız. Türkiye’de 90 yıldır sağlık turizmi yapılıyor. Eskiden başka illerden hastalar ilk olarak Ankara’ya sevk edilirdi. Bugün Ankara sağlık turizminde ilk 10’un içerisinde olsa da eski konumunu korumaya devam etmeli” diye konuştu.
Çakmak’ın konuşmalarının ardından, Genç Girişim ve Yönetişim Derneği Başkanı Nezih Allıoğlu, “Ankara’daki iş yaşamı; zorluk ve avantajları” adlı konuyu ele aldı. Ankara’nın yaşanabilir kentler arasında ilk sıralarda yer aldığını belirten Allıoğlu, “Günümüzde fark yaratan teknoloji değil, insanlardır. Etik, iyi eğitimli ve yenilikçi değerlere sahip olmak insanlar açısından iyi olacaktır” diye konuştu.
Günün sonunda oturum başkanlarına ve tüm konuşmacılara Ankara’nın sembolü Seğmen maketinden birer plaket verildi.