Erhan Kızılmeşe 12 Mart´ta ATO başkanlığına aday olduğunu açıklamıştı. Ancak gerek açıklama öncesi gerekse açıklama sonrası yaşananlar, seçimler için ATO üyeleri üzerinde büyük bir siyasi baskı olduğunu ortaya koydu.
ATO Seçimini Yapıyor Siyaset mi? Ticaret mi?
Seçim için başlattığı iletişim çalışmaları engellenen Kızılmeşe, “Adaylık çalışmalarıma başladığım günden bu yana henüz karşımda bir aday bulunmamasına rağmen, seçim çalışmalarımızla ilgili karşılaştığım engel, yıldırma, vazgeçirme, korkutma çabaları artık bireylerden kurumlara taşınmış durumdadır.” diyerek, tarafına yapılan baskıların kendisini yolundan alıkoyamayacağını, ülkenin içinde bulunduğu bu zor günlerde bildiği iş ile hizmet etmek istediğini altını çizerek vurgulamıştı.
Bu hedefle yola çıkmışken, 35 yıllık ticari tecrübesi ve birikimi ile hizmetten başka bir gaye taşımadığını, tüm ATO üyeleri ile birlikte Ankara´nın ticari hacmini büyütmeyi, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan´ın başlattığı istihdam seferberliğine katkı sunmayı ve ATO´nun yönetimine gençlerin ve kadınların katılımını arttırmayı istediğini kaydeden Kızılmeşe, yaptığı yeni açıklamada ATO Başkanlığı ve sekreteryası tarafından seçim öncesi oy kullanacak üyelerden çeşitli talimatlarla yetki belgesi toplandığını ve bu durumun üyelerin hür iradeleri ile değil yoğun siyasi baskı altında oy kullanmalarına neden olduğunu ifade etti. Esnafların, tüccarların, iş insanlarının bu durumdan büyük rahatsızlık duyduğunu belirtti.
Demokratik SeçiminÖnü Kesiliyor
Bu şartlar ve baskılar altında üyelerin işletmelerinin gelecek kaygısı ile ticaretten uzaklaştığını ve siyasete boğulduğunu aktaran Kızılmeşe, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“ATO başkanlık seçimlerinin 14 Nisan 2018´de yapılacağı yaklaşık 20 gün önce belli oldu fakat yönetim kurulunun seçim tarihini hala üyelere bildirilmediğine şahit oluyoruz. Üyeler bir seçim yapılacağından kendilerinden yetki belgeleri talep edildiğinde haberdar oluyor.
Bu ATO adına, ATO´nun itibarı adına çok acı bir durumdur. Keza yetki belgesi konusu da yıllardır bizlerin dikkat çekmeye çalıştığımız bir konu. Kurumlardan ya da siyasi bağlantısı bulunan kişilerden gelen en büyük baskı, bu yetki belgelerinin sözünü ettiğim kişlere teslim edilmesi için uygulanmaktadır.
Diğer taraftan yetki belgesi sayısına göre uygulanan baskının şiddeti de artıyor. ATO yönetimi, yetki belgeleri vasıtasıyla adayların oy sayılarını önceden belirleyerek seçimi garantilemek adına üyelere uyguladıkları baskının şiddetini arttırıyor.
ek geçim kaynağı işletmesi olan üyeler, bu baskılar nedeni ile işletmelerinin geleceği ile ilgili kaygılara kapılmakta ve hür iradeleri ile oy kullanamamaktadır.
Bu durum dostlukların bozulmasına, ayrışmaya neden oluyor. Demokratik bir seçim yapmanın önü kesiliyor. Bizler demokratik bir ülkede yaşarken bu uygulamalara şahit olmamalıyız.”
Yetki Belgesi Oy Değildir
Açıklamasında üyelerin bu baskılara boyun eğmemesi gerektiğini ifade eden Kızılmeşe, yetki belgesini teslim etmenin oyundan vazgeçmek anlamına gelmediğini kaydederek üyelerin seçim günü imza sürkülerinin aslı ve kimlikleri ile oy kullanabileceklerini söyledi.
Her seçimde aynı isimlerin oy kullandığını ve dolayısıyla aynı isimlerin seçildiğini belirten Kızılmeşe, açıklamasının sonunda tüm üyelere oy kullanmaları ve seçimlere daha fazla katılım göstermeleri için çağrıda bulundu.
“Yönetimdeki kişilerin birden fazla meslek komitesinden şirket yetkilileri olarak seçime katılıp kendilerinin ve gruplarının seçilmesini garantilemesi, yönetimde görev almak isteyen diğer üyelere, gençlere ve kadınlara engel teşkil etmektedir. Bu nedenle seçimin adil olabilmesi için aday olacak herkesin seçime tek bir meslek komitesinden girmesi gerekmektedir.”
Ankara
21.11.2024