Anayasa Mahkemesi`ne başvuruda bulunan Yaşar`a CHP Ankara milletvekilleri Levent Gök ve İzzet Çetin`in yanı sıra Çayyolu bölgesindeki mahallelerin muhtarları, çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve CHP Yenimahalle İlçe Örgütü destek verdi. Avukatı Nail Gürman aracılığıyla başvuru dilekçesini Anayasa Mahkemesi`ne ileten Yaşar, kabul edilen yasanın Anayasa`daki "Hiç kimsenin veya hiçbir organın kaynağını Anayasa ve kanunlardan almayan bir yetki kullanamayacağı ve uygulama yapamayacağı" maddesine aykırı olduğunu savundu. 10 sayfalık dilekçede özetle şu ifadelere yer verildi:
Anayasa`ya aykırı düzenleme
"Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yürürlükteki yasal düzenlemeler çelişmektedir. 03.07.2005 tarihinde kabul edilen 5393 sayılı Belediye Kanunu`nun 8. Maddesi`nde `Bir belde veya köyün veya bunların bazı kısımlarının meskûn sahasının komşu bir beldenin meskûn sahası ile birleşmesi veya bu sahalar arası mesafenin 5 bin metrenin altına düşmesi ve buralarda oturan seçmenlerin yarısından bir fazlasının komşu bir beldeye katılmak için başvurması halinde katılınacak belde sakinlerinin oylarına başvurmaksızın katılmak istenen köy veya belde veya bunların kısımlarında başvuruya ilişkin oylama yapılır` denilmektedir. Bu hüküm yokmuş gibi getirilen yasal düzenleme, hem hukuk devletinin hem de kuvvetler ayrılığı prensiplerinin ilkelerine uygun olmayıp, Anayasaya da aykırı bir düzenleme içermektedir.
Maksat açısından irdelenmelidir
Bölge sakinlerinin oylarını alarak idari işlem tesis etmek, yasama organının değil yürütme organının yetki ve görev alanındadır. Halk oylaması yapılmasına ilişkin hüküm, Anayasa`nın 90. Maddesi ile bağlayıcılığı kabul edilen uluslararası anlaşmalar kapsamında Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı`nın 5. Maddesi`nde de yer almaktadır. Bu hükümlere aykırı olarak bölge sakinlerinin demokratik ve yasal haklarını ortadan kaldıran bu düzenleme, Anayasamızda yer alan hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmamaktadır. Kararlaştırılan yasanın kamunun çıkarları açısından doğru olup olmadığı yerinde yapılacak bir keşif ve bilirkişi incelemesi ile şekil, neden ve maksat açısından irdelenmelidir. Sonuç olarak söz konusu kanunun 2. Maddesi`nin 40 ve 41`inci bölümünde yer alan Çayyolu bölgesine ilişkin hükmün Anayasamızın hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı gibi temel ilke ve kavramlarına, açıkça aykırı olduğu görülmektedir."
İptali istendi
Yaşar`ın başvuru dilekçesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi(AİHS) açısından da değerlendirilmesi yapıldı. Kanunun AİHS kapsamında ifade özgürlüğü ve ayrımcılık maddelerine aykırı olduğu savunuldu. 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu`nun 2. Maddesi`ne atıfta bulunularak "Başvuruya ilişkin oylama yapılır" ifadesine vurgu yapılırken, Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı`nın "Yerel Yönetim Sınırlarının Korunması" başlıklı 5. Maddesi`ndeki "Mümkünse bir referandum yoluyla ilgili yerel topluluklara önceden danışılmadan değişiklik yapılmaz" hükmü hatırlatıldı. Dilekçenin sonuç taleplerinde ise yargılamanın "duruşmalı yapılması", kamu kesiminin dikkate alınarak "yürütmenin durdurulması" ve 6360 sayılı yasanın 2`inci maddesinin 40’a 41`inci bentlerinin Anayasa`ya aykırılığı nedeniyle "iptali" istendi.
Sağlıklı bir karar alınsın
Başvurunun ardından açıklama yapan Yaşar ise "Söz konusu sınırlarda oturan vatandaşlarımız şimdiye kadar bu yönde bir talepte bulunmadılar. Çünkü biz Çayyolu`na belediyenin bütün imkanlarını götürdük. Bu yasa siyaseten verilmiştir. Belediye olarak dava açma hakkımız yok. Ben de vatandaş Fethi Yaşar olarak 200 binin üzerindeki vatandaşa yapılan bu haksızlığı sindiremedim ve Anayasa Mahkemesi`ne başvuruda bulundum. Yüce mahkemenin vatandaşların istekleri doğrultusunda bir karar vermesini umuyorum. Seçimlerden önce sağlıklı bir kararın alınmasını temenni ediyorum" dedi.