Gezi eylemleri sırasında evinden ekmek almaya giderken kafasına isabet eden biber gazı kapsülü nedeniyle 14 yaşındaki Berkin Elvan 11 Mart 2014 günü hayatını kaybetti. Berkin Elvan’ın ölümü aynı gün Ankara’da düzenlenen bir eylemle protesto edildi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Kürşat Kayral, eylemle ilgili olarak başlattığı soruşturmayı tamamladı.
42 KİŞİYE DAVA
Savcılık, aralarında Avukat Murat Yılmaz’ın da bulunduğu 42 şüpheli hakkında, “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme” iddiasıyla dava açtı. İddianamede, polisin dağılın uyarısına göstericilerin dağılmadığı, yolu araç trafiğine kapattıkları, güvenlik güçlerin yolu trafiğe açmak amacıyla “orantılı şekilde tazyikli su ve gaz” kullandıkları anlatıldı. Olaylar sırasında bazı polis memurlarının hafif şekilde yaralandığı ileri sürüldü. İddianamede, şüphelilerin ıslık çaldığı ve alkışla eylemin içinde yer aldıkları belirtilerek, şu değerlendirme yapıldı:
ISLIK VE ALKIŞLADILAR
“Haklarında kamu davası açılan şüphelilerin tek tek incelenen görsel kayıtlarında; fiilen izinsiz yürüyüş içerisinde yer alan, dağılın ikaz ve ihtarlarına rağmen dağılmayan, flama taşıyan, ıslık ve alkışla eylem içinde bulunan, yolu araç ve yaya trafiğine kapatan, yol ortasında oturan, araçlara dur işareti yapan, yüzlerini atkı ve benzeri materyallerle gizleyen, sapan bulunduran, yapılan üst aramalarında özellikle olay yerinde bulunan ve yanlarında eyleme katılma doğrultusunda deniz gözlüğü, gaz maskesi, bez maske, süt, limon, baret ve tacitli su bulunduran ile elinde ses yükseltici megafonlu topluluğu yönlendiren kişilerden oluştuğu anlaşılmıştır.”
ISLIK FOTOSU DELİL
Dava dosyasına eylem sırasında ıslık çalan Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı Avukat Murat Yılmaz’ın fotoğrafı da delil olarak konuldu. Avukat Yılmaz, eylemde yer alan başka meslektaşları hakkında takipsizlik kararı verildiğini belirterek, “Ancak ben eylem sırasında ıslık çaldığım için davaya dahil edildim” iddiasında bulundu. İddianamede şüphelilerin ifadelerinde, güvenlik güçlerine cebir veya şiddetle direnilmediğini, herhangi bir anons duyulmadığını, zor kullanılarak ve orantısız şiddet gösterilerek gözaltına alındıklarını, demokratik ve Anayasal haklarını kullandıklarını belirttikleri ifade edildi.
