Çırayaçıklamasında Dolar kurunun 4.93 seviyesine yükselmesi başta olmak ekonominin çok kritik sinyaller verdiğine dikkat çekerek “Ekonomideki ciddi bozulmaları dış güçlerin oyunlarına bağlamak gerçekleri kamufle etmenin ucuz ve basit bir yöntemidir. Propagandayla belki sorumluluklar bir süre daha Türk Milletinin gözünden kaçırılabilir. Ama bunun faturası hepimiz için çok ağır olur” uyarısında bulundu.
Mevcut iktidarın uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle ülkemiz ekonomisi her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. Buna bağlı olarak vatandaşlarımız, özellikle hayat pahalılığı nedeniyle hak ettikleri refah seviyesinden giderek uzaklaşmaktadırlar.
HANİ EKONOMİDEKİ SIKINTILAR DIŞ GÜÇLERİN OYUNUYDU?!
Hatırlanacağı üzere, 24 Haziran 2018 seçimleri öncesi kamuoyunu en çok meşgul eden konu ekonomi idi. İYİ Parti olarak bizler de seçim meydanlarında ekonomi konusuna sıklıkla vurgu yaptık ve Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener hanımefendi başta olmak üzere; vatandaşlarımızı ekonomi yönetimindeki yanlışlar konusunda bilgilendirmeye çalıştık, iktidarın yanlış uygulamalarını eleştirdik ve bu yanlış uygulamaların bir an evvel düzeltilerek vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesini talep ettik. Ekonominin düzelmesi için öncelikle ülkede güvenin tesis edilmesi gerektiğinin altını çizdik.
İktidar gücünün verdiği aşırı öz güven ile bizlerin taleplerine kulak tıkayan AKP yönetimi, ekonomideki sıkıntıların “dış güçlerin oyunu” olduğunu, “kısa sürede bunların üstesinden gelineceğini” ve seçimlerden sonra “döviz kurunun da, faizlerin de enflasyonun da belinin kırılacağını” ifade etti.
BÜTÜN HAYATİ EKONOMİK GÖSTERGELER KÖTÜLEŞİYOR!...
Ne yazık ki gerçeğin bu olmadığı seçimlerin üstünden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen döviz kuru, faiz ve enflasyon gibi temel ekonomik göstergelerin bırakın iyileşmeyi, daha da kötüleşmesi ile ortaya çıktı.
Bugün an itibarıyla, milli paramız Türk Lirası´nın ABD Doları karşısındaki değerini gösteren döviz kuru, 23 Mayıs 2018 tarihinde Merkez Bankası Para Politikası Kurulu´nun olağanüstü bir toplantı yaparak faiz oranlarını sert şekilde artırmasının temel nedeni olan 1 ABD Doları = 4.92 TL seviyesini bile aşmıştır.
Gösterge niteliğindeki devlet tahvilinin yıllık bileşik faizi Merkez Bankası borç verme faizinin de oldukça üzerinde olan yüzde 21´e yakın seyretmektedir.
Ticari bankaların müşterilerine uyguladığı faiz oranları yüzde 30´ları aşmıştır.
Tüketici fiyatlarındaki enflasyon ise Haziran sonu itibarıyla yüzde 15.4´e ulaşmıştır.
Daha dün Merkez Bankamız yaptığı açıklama ile 2018 yılsonu enflasyon tahminini yüzde 8.4´ten yüzde 13.4´e yükseltmiştir. TCMB tarafından sadece 3 ay önce, geçtiğimiz Nisan ayı sonunda yapılan yılsonu enflasyon tahmininin %60 gibi görülmemiş bir oranda yukarı revize edilmiş olması durumun vahametini ortaya koymaktadır. Piyasanın yılsonu enflasyon tahminleri ise TCMB tahmininin de üzerindedir.
Yine dün BOTAŞ elektrik üretim santrallerine sattığı doğalgazın fiyatına yüzde 49.5 zam yaptığını açıklamıştır. Bu astronomik zam oranının, döviz cinsi kredilerini ödemekte zorlandıkları için sıkıntıda oldukları bilinen enerji firmalarının mali bünyelerini daha da bozması ve tüketiciye ciddi zamlar olarak yansıması kaçınılmazdır. Nitekim zammın vatandaşın kullandığı elektriğe %9, sanayi elektriğine ise %14 zam olarak yansıyacağı ifade edilmektedir. Elektrik sanayi üretiminin temel girdilerinden olduğundan üretilen tüm malların maliyetinde de artışa yol açarak enflasyonu körükleyeceği aşikârdır.
PİYASALARDA İSTİKRARI SAĞLAYACAK ACİL TEDBİRLERE İHTİYAÇ VAR
Sonuç olarak, AKP yönetiminin ülke ekonomisinin kontrolünü kaybettiği açık şekilde görülmektedir. Umuyoruz ki, seçimlerden istediği sonucu alan AKP iktidarı ekonomideki sıkıntıların “dış güçlerin oyunu” olduğu söylemini biran önce terk edip söz verdiği gibi piyasalarda istikrarı sağlar ve vatandaşımızın refah seviyesini yükseltecek politikaları acilen hayata geçirir. Aksi takdirde, ülkemizin ekonomik durumunun çok daha kötüye gidebileceğini üzülerek ve endişe içinde müşahede etmekteyiz.