Çetinkaya, hırsızlığa vize veren yasa tasarısına bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlunun imza atmasına da dikkat çekerek, hırsızlarca gasp edilen 5.85 milyar liralık kaynağın dürüst ve masum vatandaşın sırtına yüklenmesinin önüne geçmek için partili partisiz tüm vatandaşları birlikte mücadeleye çağırdı.
ANKARA - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya, elektrikte kayıp kaçak bedelinin faturasının yeniden çıkarılacak bir yasa ile dürüst vatandaşa fatura edilmesine tepki gösterdi. Elektrik hırsızlığının meşrulaştırıldığına dikkat çeken Çetinkaya, Hırsızlığa vize veren yasa tasarısında ne yazık ki bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlunun da imzası bulunuyor dedi. MHP Ankara İl Başkanı Çetinkaya, hırsızlarca gasp edilen 5.85 milyar liralık kaynağın dürüst ve masum vatandaşın sırtına yüklenmesinin önüne geçmek için partili partisiz tüm vatandaşları Milliyetçi Hareket saflarında mücadele etmeye çağırdı.
MHP Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya, konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada milyonlarca elektrik abonesini sevindiren yüksek yargı kararlarının bu tasarıyla yok sayıldığını bildirdi. Çetinkaya, açıklamasında özetle şunları söyledi:
HAK VE HUKUK AYAKLAR ALTINDA
Milyonlarca vatandaşımızın, hukuka aykırılığı Yüksek Yargı kararı ile sabit olan kayıp-kaçak bedellerinin iadesi konusunda yaşadıkları engellemeler ve sıkıntıları geçtiğimiz hafta gündeme getirmiş, EPDK ve Enerji Bakanlığını ihtilafı gidermek üzere göreve davet etmiştik.
Ancak davetimize icabet eden konunun muhatapları, ihtilafı kendilerince çözmek üzere hazırladıkları kanun tasarısı ile bir kez daha vatandaşın hakkını ve hukukunu ayaklar altına almış, hırsızlığı meşru hale getirmişlerdir.
Enerji Bakanlığınca hazırlanarak 28.01.2015 Tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından Başbakan Ahmet Davutoğlunun bizzat imzaladığı üst yazı ile TBMM Başkanlığına sunulan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ile elektrik hırsızlığı meşru, hırsızlığın bedeli masum vatandaşın borcu haline getirilmektedir.
Tasarıda mezkur düzenlemeye göre, teknik kayıp ve kaçak kullanım bedellerinin, düzenlenecek tarifeler aracılığı ile tüketiciye yansıtılması öngörülmektedir. Yani haksız ve usulsüz tahsilat kalemi, kanuni meşruiyet altına alınmaktadır.
Nitekim aynı tasarı metninde yargının denetim yetkisi yalnızca kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk kriteri ile kısıtlanmış, meşru hale getirilen haksız ve usulsüz kalemler üzerinde yargı denetimi ortadan kaldırılmıştır.
HUKUK KATLİAMI...
Tasarının geçici 19.maddesi ile getirilen düzenleme, hiçbir zeminde meşru kabul edilemeyecek bir hukuk katliamını ihtiva etmektedir. Buna göre, vatandaşların mahkemelerde veya hakem heyetlerinde dağıtıcı firmalar aleyhine kazandıkları kanuni hakları ile yargılama giderleri, vekalet ücreti gibi feri kalemler, dağıtım tarifelerine yansıtılarak, vatandaşın cebinden tahsil edilecektir.
Bir hukuk devletinde, böyle bir düzenlemenin meşru açıklaması olabilir mi?
FATURAYI DÜRÜST VATANDAŞ ÖDEYECEK
Mevcut durum itibariyle bir kimse kaçak elektrik kullanmak suretiyle hırsızlık yapacak, siyasi iktidar bu hırsızlığı engelleyecek muktedirlikte bulunmadığından, kendilerinden imtiyazlı dağıtım şirketleri tüm zararı, hırsızlığın faturasını dürüst vatandaşın cebinden tahsil edeceklerdir.
Hal böyle iken, tasarının hazırlayıcılarına Anadolunun manidar değişi ile Yahu hırsızın hiç mi kabahati yok? diye sormak gerekiyor.
Ancak kanunun gerekçesi, hazırlayıcılarının bakış açıları ile içinde bulundukları acziyeti açıkça gözler önüne sermektedir.
Zira kanunun gerekçe metninde, sorumlularının elektrik hırsızlığını önleyecek muktedirlikte olmadıkları, vatandaşın hırsızlıkla gasp edilen hakkı temin edilir ise, elektrik dağıtım faaliyetlerinin imkansız hale geleceği itiraf edilmektedir.
Hazırlayıcıları tarafından gerekçe metninde ikrar edildiği şekli ile dağıtım şirketleri aleyhine mahkemeler veya hakem heyetlerinde hükmolunan yasal müeyyideler ve maddi yükümlülükler sorumlu şirketlerce ödenir ise, şirketlerin sürdürülebilirliği sıkıntıya düzecektir.
Şöyle ki; 2013 yılı rakamları baz alınarak yapılan tespite göre, faaliyet gösteren 21 dağıtım şirketinin hizmet karşılığı tahsil ettiği meblağ 3.5 Milyar TL iken, kayıplar ve kaçak kullanımlar nedeniyle zayi olan enerji bedeli karşılığı 5.85 Milyar TLdır. Yani zayiat ve kaçak kullanım bedeli, olağan ve yasal meşru tahsilatın neredeyse iki katına yaklaşmaktadır. Nitekim hırsızlarca gasp edilen 5.85 Milyar TLlik kaynak, dürüst ve masum vatandaşın sırtına yüklenmektedir.
Gerek tasarıda mezkur hükümler, gerekse gerekçe metni göstermektedir ki, iktidar nezdinde dağıtım şirketlerinin haksız ve hukuksuz da olsa kazançları, vatandaşın hakkı ve hukukundan daha önemlidir. O kadar ki, bu şirketlerin kazançlarının sürdürülebilirliği için mahkemelerin denetim yetkileri kaldırılabilmekte, yükümlülerinin maddi yasal külfetleri vatandaşın sırtına yüklenebilmektedir.
VATANDAŞLARA ÇAĞRI...
Hal böyle iken, Milliyetçi Hareket Partisi Ankara İl Başkanlığı olarak, vatandaşımızın hakkını ve hukukunu katleder mahiyeti ile TBMM Başkanlığına sunulan bu yasa tasarısına karşı, kamuoyunu önemle ikaz ediyor, hakka ve hukuka inancı olan her bir vatandaşımızı, parti ve görüş farkı gözetmeksizin saflarımıza davet ediyoruz.
Unutulmamalıdır ki, hakkın ve hukukun kalkanı olacak saflarımızı ne kadar sık tutar isek, baştan sona hukuk katliamı ihtiva eder bu yasa tasarısı, bizlere çarparak geldiği ve yakıştığı yere iade edilecektir. Kamuoyuna saygı ile arz ederim.
Ankara
22.11.2024