Tarih: 25.12.2017 15:02

“ELVEDA ANAYASA” DEMEYECEĞİZ!

Facebook Twitter Linked-in

Ne yazık ki Türkiye´de bugün, şaibeli bir referandumla kabul edilen Anayasa tamamen yürürlüğü girmemişken bile KHK´lerle ‘mutlak kuvvetler birliği sistemi´ tesis edilmiştir. Nitekim dün yayınlanan son KHK ile idare, Yargıtay ve Danıştay´a üye atayabilecektir. Bunun açık tercümesi yargının Cumhurbaşkanlığına bağlanmasıdır. Yani son kararname Anayasa´ya “bağımsız, tarafsız yargı” yazmanın hiçbir anlamının olmadığının, mahkemelerimizin anayasaya aykırı olarak kuvvetler birliğinin bir organı hale getirildiklerinin teyididir. Bu yönüyle son KHK bir Anayasa krizi olmanın yanı sıra derin bir devlet krizidir.

SON KHK İLE ‘GENEL AF´ ÇIKARILDI

 Diğer yandan aynı kararnamede bulunan, “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi veya resmi görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihine gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluk doğmaz,” hükmü yarattığı hukuki sonuçlar bakımından bir genel af niteliğindedir.

Çünkü bu düzenleme sonucunda, kapsama giren suçlar hakkında artık kamu davası açılamaz; açılmış kamu davaları da düşecektir. Yani tekrar ediyorum; bu bir genel aftır.

 GENEL AFFI SADECE VE SADECE TBMM ÇIKARABİLİR

Peki genel af çıkarma yetkisi kime aittir? Sadece ve sadece TBMM´ne aittir. Anayasa´mıza göre genel af ancak TBMM üye tam sayısının 3/5 çoğunluğu ile çıkarılabilir. Yani TBMM dışında hiç kimse hiçbir nedenle genel af çıkaramaz. Hiç kimse hiçbir nedenle yargıdan muaf tutulamaz.

KHK İLE ANAYASA MAHKEMESİ LAĞVEDİLİRSE KİME BAŞVURACAĞIZ?

Demokrasiler varlıklarına, devletler ve milletler bekalarına kast edilen eylemlere dur demek zorundadırlar. Buna nasıl dur diyecekler? Anayasal kurumları aracılığı ile dur diyecekler. Peki Anayasal hukuk devleti ister siyasiler, ister vesayet güçleri tarafından tehlikeye düşürüldüğü zaman Anayasamızı kim koruyacak? Tabii ki Anayasa Mahkemesi koruyacak. Ancak Anayasa Mahkemesi Anayasa´ya aykırı olan KHK´lar konusunda yetkisizlik belirterek varlığını tartışma konusu yapmışken bunu nasıl yapacak? Çok basit; Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddeleri ihlâl edilerek ‘hukuk devleti´ tehlikeye düşürüldüğü için daha önce yaptığı gibi yorum hakkını kullanacak. Anayasa´nın ilgili maddelerini koruyacak. Aksi halde bir sabah yine bir KHK ile AYM lâğvedilirse kime başvuracağız?

ANAYASA TEHLİKEYE DÜŞTÜ ANAYASA MAHKEMESİ NEREDE?

Suç teşkil edebilecek bir eyleminden ötürü bir kimsenin asla hukuken sorumlu tutulamayacağına dair “cezasızlık düzenlemeleri” Anayasa´nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez nitelikteki ikinci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesine aykırıdır. Sayın AYM, şimdi korumanız için size teslim edilen Anayasa´nın değiştirilemez maddelerindeki bu ilkeyi koruyun. İki hakimi FETÖCÜLÜK´den hapiste olan Anayasa Mahkemesi´nin üyelerine sesleniyoruz: Siz anayasal hukuk devletinin varlığı, demokrasi ve bekamız tehlikeye düştüğü zaman görev yapmayacaksanız ne için varsınız?

BU LİNÇ KÜLTÜRÜNÜN TEŞVİKİDİR!

Son çıkan KHK bir iç savaşı tetiklemek isteyen provokatör milislerin işini kolaylaştırmaktadır. Bu kararname ile bir gurup sapığın 15 Temmuz ile bağlantılandıracağı herhangi bir muhalif eylemi yapan eylemcilere palalarla kesip, silâhlarla katletmeleri meşru hale gelecektir. Bu KHK sonucu, bu tür fiillerden mağdur olduğunu iddia edenlerin yaşama hakkı, işkence ve benzeri muameleye tabi olmama hakkı, adil yargılanma hakkı, etkili başvuru hakkı gibi birtakım Anayasal temel hakları ortadan kalkmaktadır.

Kısacası son KHK kuvvetler birliği rejiminde can çekişen demokrasimizin ölüm fermanıdır. Uyarıyoruz; bu linç kültürünün teşvikidir. Allah korusun hâlâ bir yerlerde saklanmış olan gladyonun  provokasyonuyla iç savaşa zemin hazırlanabilir!

SON KHK İLE 2019 SEÇİMLERİNİN SEÇİM GÜVENLİĞİ TEHDİT VE TEHLİKE ALTINDADIR

Son KHK´nın çok vahim başka bir sonucu güya terörün bastırılmasına eden  hizmet sivillere yargı  ve ceza muafiyeti getirilmesidir. Türkiye Cumhuriyeti´nin Türk Milletinin vergileriyle görevlerini yapan meşru savunma ve güvenlik güçler dışında hiçbir gücün korumasına ihtiyacı yoktur. Bu maddeyle birlikte artık 2019 yılında veya öncesinde yapılacak tüm seçimlerin güvenliği her yönüyle tehdit ve tehlike altına girmiştir. İYİ Parti Türk Milleti´nin desteğiyle bu tehdit ve tehlikeyi demokrasi içinde bertaraf etmeye kararlıdır. Bu konuda her türlü mücadeleyi bağrından çıktığı Türk Milletinin cesaret ve haysiyetine yakışır şekilde sonuna kadar verecektir.

SON KHK İKTİDARIN DERİN KORKULARINI YANSITIYOR

15 Temmuz FETÖ hıyanet, işgal, kaos ve iç savaş darbesini, TSK´nın FETÖ kumpaslarının mağduru Atatürkçü subayları ve hangi siyasi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar Türk Milletinin vatansever ve demokrasiye bağlı evlatları önlemişlerdir. Son çıkan KHK ile AK Parti´nin 15 Temmuz menfur operasyonunu kendi hedefleri doğrultusunda kullandıkları ve rejimi değiştirmeye yöneldikleri iddiaları büyük bir gerçeklik zemini kazanmıştır.

Ebedi önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün Başkanlığını yaptığı ve onun verdiği yetkiyle zafer kazandığı Yüce Türkiye Büyük Meclisi de bu KHK´le daha da işlevsiz hale getirilmiştir. Sadece bu kadarla kalmamış, milletvekilleri de karanlık radikal paramiliter güçlerin tehdidi altına girmiştir.

İktidarın büyük korkularının eseri olan bu KHK asla kabul etmiyoruz. İYİ Parti olarak büyük Türk Milleti´nin temsilcisi olan Yüce Meclisin aşağılanması anlamına gelen bu KHK´yi protesto ediyoruz.

MERAL AKŞENER VE İYİ PARTİNİN MİSYONU YENİDEN PARLÂMENTER SİSTEM

İYİ Parti, onun Genel Başkanı Sayın Meral Akşener, tüm vatanseverler ve demokrasi mücahitleri tek adam devleti rejiminin oldu bittilerine pabuç bırakmayacaktır. İster erken yapılsın ister zamanında Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde Türk Milletinin demokratik feraseti ve basiretiyle yeniden parlâmenter rejime döneceğimizi en gür haykırışımızla ilan ediyoruz.

AK Partili yurttaşlarımız dahil siyasi görüşü ne olursa olsun, demokratik hukuk devletine inanan her şahsın vatandaşlık görevi bu düzenlemeye karşı çıkmaktır. Kötülüğün uzun karanlık gecesi bitiyor iyiliğin şafağı yükseliyor. Milletimiz gönlünü ferah tutsun. Güçlendirilmiş parlamenter rejimle milletimizi onun iradesinin temsilcisi olan Yüce Meclis´le tekrar buluşturacağımız günler geliyor.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —