UYSAL: “Sayın Enginyurt’un siyasal mühendisliklerle çözüm arayanlara da ortaya koyduğu irade ve akıl ile öncülük yaptığını düşünüyorum”
“Türk insanı ile Türk insanı arasına duvarların örüldüğü bir siyasi iklimi yaşıyoruz”
ENGİNYURT: “Gültekin Uysal kardeşimin daveti üzerine hiç tereddüt etmeden Demokrat Parti’ye katıldım”
“Türkiye'de Demokrat Parti'yi iktidar edeceğiz ve Demokrat Partili bir cumhurbaşkanı seçeceğiz”
(DP Basın Merkezi – 18 Aralık 2020) Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, Genel Merkezde düzenlenen rozet takma töreniyle Demokrat Parti’ye resmen katılım sağladı.
Genel Merkeze Eşi hanımefendi ile birlikte gelen Enginyurt’u Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte çok sayıda Demokrat Partili karşıladı.
Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un Demokrat Partiye katılımı dolayısıyla düzenlen törende Genel Başkan Gültekin Uysal şöyle konuştu:
“Büyük bir hayali gerçekleştirmek adına adım atıyoruz”
“Mübarek bir günde hayırlı bir başlangıç yapıyoruz. Milletimiz, gençlerimiz, kadınlarımız, vatandaşlarımız adına, büyük bir hayali gerçekleştirmek adına adım atıyoruz.
“Türk insanı ile Türk insanı arasına duvarların örüldüğü bir siyasi iklimi yaşıyoruz”
Bu büyük ülkenin süzülerek geldiği tarihi mecrayı iliklerimize kadar hisseden adanmış ruhlar olarak, başka kaygıları olmadan siyaset yapan insanlarız. Türkiye’nin sıkıştığı, daraldığı, Türk insanı ile Türk insanı arasına duvarların örüldüğü, makuliyetini kaybetmiş, kimlik alanları mahallelere sıkışmış Türkiye ikliminde milletimize derinden nefes aldırabilmek adına mücadele içerisindeyiz.
Uzun süredir siyaset, insanlarımızın; esnaflarımızın, gençlerimiz, çiftçilerimizin, kadınlarımızın öncelikleriyle yapılmıyor maalesef, kendi varlıkları için yapılıyor sanki. Hedef haline gelmiş siyasi aktörlerin, Türkiye’nin içine düşürüldüğü bir çürümüşlük hali içerisinde, gelecek kaygılarının olduğu bir Türkiye portresi görüyoruz.
“İdeal birlikteliği yapması gereken insanların
makam mevki birlikteliği yaptıklarını görüyoruz”
Süreç içinde azami düzeyde prensip, ideal birlikteliği yapması gereken insanların asgari düzeyde makam mevki birlikteliği yapar hale geldiği bir Türkiye portresiyle karşı karşıyayız.
Böyle bir iklim içerisinde sağımızdan solumuzdan yapılan telkinlere rağmen, inandığımız değerleri Türk siyasetinde yeniden ete kemiğe büründürmek, kuvvetli bir sese, kuvvetli bir soluğa büründürmek adına mücadele ediyoruz.
Bugün de Ordu Milletvekilimiz Sayın Cemal Enginyurt beyin koyduğu irade, bu yürüyüşte ülke adına, millet adına bir mecrayı açabilmemiz adına bizim için çok kıymetlidir. Hakikaten TBMM’de temsil ettiği insanlarımızın hak ve hukukunu koruyabilmek için azami iradeyi hem TBMM’de hem diğer platformlarda ortaya koyduğunu milletimiz zaten biliyor.
“Siyasetin önüne ahlaki bir alternatifi hep beraber koyacağız”
İnşallah bizler de hep beraber önümüzdeki süreç içerisinde “Bunlar gitsin bunların yaptığı usulle bu ülkeyi biz yağmalayalım” rekabetine sıkışmış siyasetin önüne ahlaki bir alternatifi hep beraber koyacağız.
Fikir ve kadro derinliğiyle beraber insanımızın kendi geleceğini kendisinin kurabileceği, kendisini bulabileceği, hayallerini doğduğu topraklarda kurabildiği bir ülke haline getirmek siyasetçiler olarak hepimizin vazifesidir. Bugün bu büyük ülkenin en temel problemlerinden birisi budur. Ülkenin yetişmiş insan gücü ne yazıktır ki kendi geleceğini bu topraklarda görmemektedir. Bunun büyük üzüntüsü içerisindeyiz.
“Hedefimiz; Anadolu ve Trakya coğrafyasında insanlarımızın huzur, güven ve refah içerisinde yaşayabilmesini sağlamaktır”
İşte hepimizin hedefi; bu duvarları yıkmaktır. Büyük Türkiye’yi, bir imparatorluğun bakiyesi olarak bulunduğu kadim coğrafyada, manevi coğrafyamızda, ilgi ve etki sahamız dahilinde bulunan bu coğrafyada, yeniden, belirleyici bir güç haline getirebilmektir hedefimiz. Bunun da ön şartı 780 bin kilometre karelik Anadolu ve Trakya coğrafyasında insanlarımızın huzur ve güven içerisinde, refah içerisinde yaşayabilmesini sağlamak, arkamızda bıraktığımızı o hicranlı toprakların kaderine de hükmedebilecek bir büyük Türkiye’yi ortaya çıkarmaktır.
Demokrat Parti olarak; Türkiye ne zaman daralmışsa nefes aldırmış bir hareketiz. Siyasetin özellikle 15-20 yılda bir fırsat penceresi açtığı böyle bir dönemde değerleriyle, kurumlarıyla, bir kurucu unsur ruhu içerisinde, bu büyük ülkeyi yeniden inşa edercesine bir programı milletimizle buluşturmak en büyük sorumluluğumuzdur.
Sayın Enginyurt, bugün hepimiz için büyük bir heyecana vesile olmuştur. Sayın Enginyurt’un partimize katılımı ve bu büyük mücadelede el ele, gönül birlikteliği içerisinde bu ideallere milletimizi kavuşturmak için var gücümüzle çalışacağız.
“Siyasal mühendisliklerle çözüm arayanlara öncülük yaptı”
Sayın Enginyurt’un, dalga dalga dezenformasyon bültenleriyle insanlarımızın zihninin bulandığı noktada başka başka mecralarda çözüm arayan siyasal mühendisliklerle çözüm arayanlara da irade ve akıl ortaya koyarak öncülük yaptığı kanaati içerisindeyim.
Başta kendisine, kıymetli eşine, ailesine, başta Ordulu hemşerilerimiz olmak üzere tüm vatandaşlarımıza, mücadele arkadaşlarına müteşekkir olduğumu ifade ediyorum. Gönülleri, gözleri, kulakları buralardan çıkacak iradede olan, Anadolu’nun her noktasındaki tüm dava arkadaşlarıma, milletimize, devletimize bu katılımın hayırlı olmasını temenni ediyorum. Allah hayırlı ve uğurlu etsin.”
“Siyaset de mücadele de millet için yapılır, Hak için yapılır”
Demokrat Parti Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ise yaptığı konuşmada şunları dile getirdi:
“Sayın Genel Başkanım, sevgili Demokratlar. Bizi, ailemi, arkadaşlarımı Demokrat Parti ailesine dahil ettiğiniz, kucakladığınız için öncelikle hepinize teşekkür ederim. Sağ olun var olun.
41 yıl ülkücü hareket içerisinde ve Milliyetçi Hareket Partisi’nde mücadele ettim. Bu yıllar içerisinde particilikten ziyade hep şunu hedefledim, ilk gün öğrendiğim bir şeydi; siyaset de mücadele de millet için yapılır, Hak için yapılır. Hakkın olmadığı yerde, hakkın korunmadığı yerde adalet olmaz.
2,5 yıl önce cumhur ittifakı kapsamında MHP’den milletvekili seçildim. Bu süreç içinde bıkmadan, usanmadan beni milletvekili seçenlere sorumluluğumun gereği olarak esnafın, işçinin, köylünün, çiftçinin, sanayicinin derdini dile getirmekten çekinmedim. Israrla birilerinin “Bu söylediklerin cumhur ittifakına aykırıdır” demesine rağmen defalarca “Yapmış olduğun iş cumhur ittifakına zarar veriyor” denilmesine rağmen; “Ben sokağın sesini, ben milletin derdini haykırıyorum. Bu, cumhur ittifakına zarar vermek değildir. Cumhur ittifakının temsilcileri benim söylediklerimi haklı bir eleştiri, sokağın sesi olarak alırlarsa inanıyorum ki daha adil bir yönetim gerçekleştirirler” dedim.
Son olarak Tarım Bakanı’nın fındık rekoltesini 660 bin ton, ki şu an itibariyle 550 bin ton bile çıkmadı, açıklamasıyla birlikte ve “Fındık fiyatları pahalı olursa Avrupalı fındık almaz” demesine karşı bir tavır sergiledim. Tavrım yine cumhur ittifakına zarar vermek olarak algılandı ve MHP’den ihraç edildim.
“Bütün haklarımı helal ettim”
Ben bütün haklarımı helal ettim. MHP'de başta Genel Başkan Devlet Bahçeli olmak üzere, bir hakkım varsa şahsım adına, ben haklarımı helal ettim.
Milletin bana verdiği milletvekilliği sorumluluğu içerisinde seçimlere eğer 3 yıl daha var ise 3 yıl daha maaş alacaksam bu maaşın helal edilmesi gerektiğine inandım. Öyleyse bu millete hizmet etmeye devam etmeliyim dedim.
“Hiç tereddüt etmeden Demokrat Parti’ye katıldım”
2,5 yıldır tanımaktan memnuniyet duyduğum, adamlığıyla, şahsiyetiyle, duruşuyla, beyefendi kişiliğiyle Gültekin Uysal kardeşimin daveti üzerine hiç tereddüt etmeden Demokrat Parti’ye katıldım.
Bugün amcam beni arayıp hayırlı olsun dediğinde çok duygulandı ve şöyle dedi; Allah senden razı olsun, 20 yıl sonra babamın partisine döndün”
Demokrat Parti’de şunu gördüm; Demokrat Parti’de iade bekleyenler yok, avanta peşinde koşanlar yok, 70-75’ine merdiven dayamış olmasına rağmen Muhammet Kelleci’sinden, Ahmet Okur’una, Adnan Turfan’ından Ahmet Uyanık’ına, Fadıl Ünver’inden Hamdi Üçpınarlar’ına kadar hepsinin 25’lik delikanlı ruhuyla Türkiye’yi demokrat yapmak, büyük Türkiye yapmak istiyorlar. Böyle bir hareketin içerisinde olmaktan büyük bir memnuniyet duydum.
Özellikle Demokrat Parti'yi seçtim çünkü biliyordum ki fırsatçılar, dedikoducular, müptezeller bir başka partiye geçmiş olsam 'para, ihale aldı' diyeceklerdi. Ama Demokrat Parti'de vatanın bağrından çıkmış, bu ülkeyi cebinde 5 kuruşu olmamasına rağmen büyük Türkiye yapmak isteyen insanlarla bir oldum, bu da benim için şeref oldu.
İnşallah bu birlikteliğimiz, Allah rahmet eylesin, Adnan Menderes’ten sonra, Süleyman Demirel’den, Turgut Özal’dan sonra, bugün, Gültekin Uysal beyefendiyle devam eden Demokrat Parti Türkiye’de “yeter artık söz milletin “diyerek devam edecektir. Tüm bu isimler, bu ülkeye büyük hizmetler ettiler. Karınca misali bizler de onların bıraktığı mirası iktidara taşıyacağız.
Biz ne cumhur ittifakının düşmanıyız ne de millet ittifakı diyen insanların düşmanı veya dostuyuz. Biz Demokrat Partililer olarak bu saatten itibaren dün olduğu gibi Türkiye'de Demokrat Parti'yi iktidar edeceğiz ve Demokrat Partili bir cumhurbaşkanı seçeceğiz.
Doğrunun yanında yer alacağız yanlışın karşısında dimdik duracağız. Doğru yapılanlara muhalefet anlayışıyla asla doğru demem bir zihniyeti temsil etmeyeceğiz. Sayın Genel Başkanımın bir televizyon programında ifade ettiği gibi ülkenin dışarıda verdiği mücadelede hiçbir komplekse girmeyeceğiz, 'Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarda' diyerek dış politikada Türkiye zayıf düşsün istemeyeceğiz. Türkiye'nin yanında yer alacağız ve hükümetin aldığı kararları da destekleyeceğiz, Libya tezkeresi de dahil buna.
Öte taraftan muhalefet yaparken milletin değerlerine sövdürmeyeceğiz, milletin inançlarına sövdürmeyeceğiz. Milletin karşısında yer alanlara da “dur” diyeceğiz. Yani, bu ülkeyi asla böldürmeyeceğiz, parçalatmayacağız. Teröristi seven, koruyan bir anlayışa destek vermeyeceğiz. Her zaman 'Türkiye'de FETÖ'cü teröristle PKK'lı terörist arasında hiç fark yoktur.' diyeceğiz. Asla onların yanında yer almayacak karşı duracağız.
Bu vesileyle beni Demokrat Parti ailesine, 73 yıllık bir harekete beni, ailemi, arkadaşlarımı kabul ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Şunu herkes bilsin; Cemal Enginyurt olarak 1979 yılında ülkücü olurken hiç kimsenin telkini ile olmadım. Necip Fazıl Kısakürek’in kim var diye seslenilince sağına ve soluna bakılmaksızın tek ben, ben varım cevabı verisi, benim olmadığım yerde bir başkası yoktur anlayışına sahip olarak mücadele ettim. Gültekin Uysal beyefendi TBMM’de tek başına Kırat’ı temsil ederken de onunla her zaman gurur duydum ve 2,5 yıldır her zaman yanında durdum. Şimdi de kim var diye soramadan dün de okuduğum şiirdeki gibi ikimiz birlikte ikimizi 20 yapacağız, 20’mizi 300 yapacağız ve Türkiye’de Demokrat Parti’yi iktidar edeceğiz. Gece gündüz çalışacağıma söz veriyorum. Herkes bunu böyle bilsin.
Rahmetli Abdurrahim Karakoç'un mısralarıyla sözlerime son vermek istiyorum:
“Ellerin yurdunda çiçek açarken
Bizim ile kar geliyor gardaşım.
Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?
Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.”
Konuşmaların ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ve çalışma arkadaşlarına Kırat rozetlerini taktı.