Türk Ocakları Genel Merkezinin her hafta düzenli olarak yaptığı Ocakbaşı Sohbetlerinde bu hafta “Türkiye´de Seçmen Davranışı: 1 Kasım Analizi” başlıklı konu üzerine Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Görmez bir konuşma gerçekleştirdi. Görmez´in konuşmacı olarak katıldığı sohbetin açılış konuşmasını Türk Ocakları Genel Merkezi Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Hilal Süyümbike Maraş yaptı. Maraş 7 Haziran´da tek başına iktidarın sonlandığı bir sürece girilmişken, 1 Kasım´da yeniden tek başına iktidarın tesis edildiği sürecin değerlendireceğini ifade etti ve konuşmacıyı kürsüye davet etti.
TÜRKİYE´DE HERKES SİYASET KONUŞUYOR
Görmez konuşmasına başlarken, Türk Ocakları gibi köklü geçmişe sahip bir yerde bu konuyu konuşmanın heyecanı ve zorluğunu hissettiğini belirtti. Ardından Ecevit´in “Siyaset konusunda tüm sorular soruldu, tüm cevaplar verildi” sözü ile konuya giren Görmez, ülkenin en doğusundan batısına kadar her bölgede kişilerin siyasete çok meyyal olduğunu aktardı. “Ben olsam! Diye cümleye başlayan herkes ardından siyasi bir ifade belirtmektedir” diyerek ekledi. Görmez seçmeni iyi tanıdığını ve seçim sürecini tarafsız gözlemleyebildiğinden ötürü sonuçlara dair doğru tahminer yaptığını bu tahminleri yüzünden genellikle kendine sinirlenenler olduğunundan bahsetti.
EN ÇOK KİMLİK SİYASETİ PRİM YAPIYOR
Seçmen davranışlarının, kimlik ve hizmet siyaseti olmak üzere ikiye ayrılan hususlardan etkilendiğini bahseden Görmez, kimlik siyasetinin daha etkili olduğunu ekledi. Kimlik siyasetini üçe ayıran Görmez, bunları “din gücü”, “delvet” ve son olarak “millet algısı” şeklinde sıraladı. Ayrıca, ülkemizde sağ ve sol terimlerinin yanlış kullanıldığını belirten Görmez, kimlik siyasetinin bu eksen üzerinde yapıldğını söyledi. “ Türkiye´de %90 kutsal devletin, aşkın devletin varlığına saygı duyuyor fakat bürokratik devlete karşı iyi ilişkilere sahip değiller” diyerek ekledi. Bu noktada seçmenin kurulu devlete düşman olmayan fakat kurulu düzeni değiştirmeyi vaat eden, reformist partilere yöneldiğini aktardı. AKP´nin bugünkü başarısını; merkezde olmasına rağmen, yörüngeye de temas edebilmesi olarak yorumlayan Görmez, “Anadolu Müslümanı” kimliğinin seçmen nezdinde teveccüh bulduğunu belirtti.
SEÇMEN KÖTÜNÜN İYİSİNE OY VERİYOR
“Seçmen herşeyden önce “yerli kimlik” taşıyan kişilere oy verme eğilimindedir” diyerek ekeyen Görmez, vatandaşın siyasileri nasıl agıladıklarının önemini belirtti. Görmez,Her paritini %60´lık kısmının oy verecek daha iyi bir siyasi parti olmadığından ötürü tercihlerini şekillendirdiğini de ekledi. Geriye kalan %40´ın ise kemik oyu temsil ettiğini belirtti. 7 Haziran´dan 1 Kasım´a gelen süreçte partilerin aldıkları oyları tek tek değerlendiren Görmez, oy artış ve düşüşlerini de kendi araştırmalarına dayanarak açıkladı.
TÜRK MODERNİZASYONU KADINLAR TARAFINDAN ŞEKİLLENİYOR
Kadın seçmenin önemine vurgu yapan Görmez, Türk modenleşmesinin kadınlar eliyle gerçekleştiğine değindi. MHP, CHP ve HDP´yi erkek partisi olarak tanımlayan Görmez, AKP seçmeninin %55´nin kadın olduğunu aktardı.
Görmez, konuşmasına, AKP´nin 2010´dan, 7 Hazirana kadar olan süreçte AKP´nin otoriterleşmesinin sonucu olarak oy düşüşünün olduğunu ve AKP´nin siyasi algıyı çok iyi yönettiğini, Kürt oylarını, PKK´yı sıkıştırarak ve zengin Kürt kesmin desteğini alarak tekrar tek başına iktidar olduğunu belirterek son verdi.
Ankara
21.11.2024