Elde edilen belgelerde, Hacettepe Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği ihalelerde ancak ‘deprem, doğal afetler’ gibi istisnai durumlarda uygulanabilecek olan pazarlık usulünün adet haline getirildiği; bu yolla kamunun büyük zararlara uğratıldığı anlaşılıyor.
Üniversite yetkililerinin ayrıca hiçbir mevzuata uymayacak şekilde ‘e-mail’ ve ‘telefon’ yoluyla usulsüz olarak yüz binlerce liralık ihalesiz mal alımları da gerçekleştirerek yeni bir ‘alım usulü’ icat ettikleri; yetkililerinin daha sonra ise bu usulsüzlükleri kılıfına uydurabilmek için de büyük çaba sarf ettikleri görülüyor.
Kurumun içine düşürüldüğü genel mali durumun vahametini ortaya koyan belgelerden, mesela Hacettepe Hastanesi’nin en temel sağlık gereçleri ve medikal malzeme temin edemediği gibi birçok ‘çarpıcı’ sonuca ulaşılıyor.
Belgeler ayrıca, üniversitenin başındaki ismin de bir Rektör değil, tüccar gibi hareket ettiğini ortaya koyuyor. "Rektör" Bey, örneğin yasalara aykırı olmasına rağmen, ticari faaliyetlerde bulunuyor…