Bu artışlarla, “adalet dağıtanların vicdanları ile cüzdanları arasına sıkışıp kalmaları” asla kabul edilemez. Türkiye şartlarında bugün işe başlayan stajyer hakim-savcı 5.500 – 6.000 TL arası aylık ücret almaktadır. 1. Sınıf hakim-savcılar ise 10.000 TL´nin üstünde aylık gelire sahiptir. Asgari ücretin son yapılan zamla 1.404 TL´ye çıktığı ülkemizde, belli bir kesime asgari ücretin en az 2 katı zam yapılması doğru bir uygulama değildir.
BU ZAMLA YARGI TEŞKİLATI ZAN ALTINDA KALACAK
Yapılacak olan bu ayrıcalıklı zam ile yargı mensupları zan altında kalacak ve itibar kaybedecektir. Adaletin tarafsızlığı daha da tartışılır hale gelecektir.
Adalet hizmeti verenler sadece hakim ve savcılar değildir. Yazı işleri müdüründen, mübaşirine, zabıt katibinden, teknik elemanına kadar 60 bini aşkın adalet çalışanı mesai mefhumu tanımadan hizmet sunmaktadır. Adalet hizmeti sunanlar arasında farklı bir uygulama, adalet hizmetlerinin verimini düşürdüğü gibi çalışma barışını da sekteye uğratır.
Adalet hizmetlerinin olmazsa olmazları, Adliye çalışanlarını yok farz ederek, sadece hakim ve savcılara yapılacak bir zam adı “Adalet Bakanlığı” olan bir kuruma yakışmamaktadır. Ülke insanlarına Adalet hizmeti sunmak için oluşturulan bir kurumun, kendi çalışanları arasında ayrımcılık yapması ve adil uygulamalar yapmaması adalet anlayışına yapılmış olan en büyük darbedir.
Bilindiği gibi, 14 yıllık AKP iktidarı sürecinde farklı dönemlerde 3 defa hakim ve savcıların ekonomik ve sosyal durumlarını düzeltici kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler sonucu, yargıçların ekonomik durumları önemli ölçüde artırılmıştır. Ancak, bu süreçte de hakim – savcı dışında kalan yargı çalışanları görmezden gelinmiş, hakim – savcı sınıfına yapılan ücret artışlarından diğer adalet çalışanları yararlandırılmamıştır.
BÜTÇEDE ÇEŞİTLİ KISITLAMALARA GİDİLİRKEN, 2.700 TL ZAM KABUL EDİLEMEZ
Hükümet, ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle bütçede çeşitli kısıtlamalara gittiği bir dönemde, hakim ve savcılara yapacağı zamla güven kaybedecektir.
Özellikle kamu kurumlarında yaşanan personel eksikliği sorunu, ekonomik sıkıntılar bahane edilerek karşılanmazken, Anayasal haklarını kazanmış olan 30 yıldan fazla memuriyet yapıp emekli olanların fazladan çalıştıkları yıllar için verilemeyen ikramiyelerinin bütçede yeterli kaynak olmaması sebebiyle, önümüzdeki yıla devredilmesi gibi gerekçeler de göz önünde bulundurulduğunda hakim ve savcılara yapılacak olan zamlar oldukça düşündürücüdür.
Türk Büro-Sen olarak, Hakim ve Savcılara yapılacak bu ücret zaruretse, aynı zammın tüm kamu çalışanlarına da yansıtılması zaruri olduğunu, her geçen gün yükselen enflasyon ve döviz sebebiyle memurların ekonomik durumlarının daha da kötüye gittiğini, bu nedenle artışın tüm memurlara yansıtılması gerektiğini kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Bu artışlarla, “adalet dağıtanların vicdanları ile cüzdanları arasına sıkışıp kalmaları” asla kabul edilemez. Türkiye şartlarında bugün işe başlayan stajyer hakim-savcı 5.500 – 6.000 TL arası aylık ücret almaktadır. 1. Sınıf hakim-savcılar ise 10.000 TL´nin üstünde aylık gelire sahiptir. Asgari ücretin son yapılan zamla 1.404 TL´ye çıktığı ülkemizde, belli bir kesime asgari ücretin en az 2 katı zam yapılması doğru bir uygulama değildir.
BU ZAMLA YARGI TEŞKİLATI ZAN ALTINDA KALACAK
Yapılacak olan bu ayrıcalıklı zam ile yargı mensupları zan altında kalacak ve itibar kaybedecektir. Adaletin tarafsızlığı daha da tartışılır hale gelecektir.
Adalet hizmeti verenler sadece hakim ve savcılar değildir. Yazı işleri müdüründen, mübaşirine, zabıt katibinden, teknik elemanına kadar 60 bini aşkın adalet çalışanı mesai mefhumu tanımadan hizmet sunmaktadır. Adalet hizmeti sunanlar arasında farklı bir uygulama, adalet hizmetlerinin verimini düşürdüğü gibi çalışma barışını da sekteye uğratır.
Adalet hizmetlerinin olmazsa olmazları, Adliye çalışanlarını yok farz ederek, sadece hakim ve savcılara yapılacak bir zam adı “Adalet Bakanlığı” olan bir kuruma yakışmamaktadır. Ülke insanlarına Adalet hizmeti sunmak için oluşturulan bir kurumun, kendi çalışanları arasında ayrımcılık yapması ve adil uygulamalar yapmaması adalet anlayışına yapılmış olan en büyük darbedir.
Bilindiği gibi, 14 yıllık AKP iktidarı sürecinde farklı dönemlerde 3 defa hakim ve savcıların ekonomik ve sosyal durumlarını düzeltici kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler sonucu, yargıçların ekonomik durumları önemli ölçüde artırılmıştır. Ancak, bu süreçte de hakim – savcı dışında kalan yargı çalışanları görmezden gelinmiş, hakim – savcı sınıfına yapılan ücret artışlarından diğer adalet çalışanları yararlandırılmamıştır.
BÜTÇEDE ÇEŞİTLİ KISITLAMALARA GİDİLİRKEN, 2.700 TL ZAM KABUL EDİLEMEZ
Hükümet, ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle bütçede çeşitli kısıtlamalara gittiği bir dönemde, hakim ve savcılara yapacağı zamla güven kaybedecektir.
Özellikle kamu kurumlarında yaşanan personel eksikliği sorunu, ekonomik sıkıntılar bahane edilerek karşılanmazken, Anayasal haklarını kazanmış olan 30 yıldan fazla memuriyet yapıp emekli olanların fazladan çalıştıkları yıllar için verilemeyen ikramiyelerinin bütçede yeterli kaynak olmaması sebebiyle, önümüzdeki yıla devredilmesi gibi gerekçeler de göz önünde bulundurulduğunda hakim ve savcılara yapılacak olan zamlar oldukça düşündürücüdür.
Türk Büro-Sen olarak, Hakim ve Savcılara yapılacak bu ücret zaruretse, aynı zammın tüm kamu çalışanlarına da yansıtılması zaruri olduğunu, her geçen gün yükselen enflasyon ve döviz sebebiyle memurların ekonomik durumlarının daha da kötüye gittiğini, bu nedenle artışın tüm memurlara yansıtılması gerektiğini kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Bu artışlarla, “adalet dağıtanların vicdanları ile cüzdanları arasına sıkışıp kalmaları” asla kabul edilemez. Türkiye şartlarında bugün işe başlayan stajyer hakim-savcı 5.500 – 6.000 TL arası aylık ücret almaktadır. 1. Sınıf hakim-savcılar ise 10.000 TL´nin üstünde aylık gelire sahiptir. Asgari ücretin son yapılan zamla 1.404 TL´ye çıktığı ülkemizde, belli bir kesime asgari ücretin en az 2 katı zam yapılması doğru bir uygulama değildir.
BU ZAMLA YARGI TEŞKİLATI ZAN ALTINDA KALACAK
Yapılacak olan bu ayrıcalıklı zam ile yargı mensupları zan altında kalacak ve itibar kaybedecektir. Adaletin tarafsızlığı daha da tartışılır hale gelecektir.
Adalet hizmeti verenler sadece hakim ve savcılar değildir. Yazı işleri müdüründen, mübaşirine, zabıt katibinden, teknik elemanına kadar 60 bini aşkın adalet çalışanı mesai mefhumu tanımadan hizmet sunmaktadır. Adalet hizmeti sunanlar arasında farklı bir uygulama, adalet hizmetlerinin verimini düşürdüğü gibi çalışma barışını da sekteye uğratır.
Adalet hizmetlerinin olmazsa olmazları, Adliye çalışanlarını yok farz ederek, sadece hakim ve savcılara yapılacak bir zam adı “Adalet Bakanlığı” olan bir kuruma yakışmamaktadır. Ülke insanlarına Adalet hizmeti sunmak için oluşturulan bir kurumun, kendi çalışanları arasında ayrımcılık yapması ve adil uygulamalar yapmaması adalet anlayışına yapılmış olan en büyük darbedir.
Bilindiği gibi, 14 yıllık AKP iktidarı sürecinde farklı dönemlerde 3 defa hakim ve savcıların ekonomik ve sosyal durumlarını düzeltici kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler sonucu, yargıçların ekonomik durumları önemli ölçüde artırılmıştır. Ancak, bu süreçte de hakim – savcı dışında kalan yargı çalışanları görmezden gelinmiş, hakim – savcı sınıfına yapılan ücret artışlarından diğer adalet çalışanları yararlandırılmamıştır.
BÜTÇEDE ÇEŞİTLİ KISITLAMALARA GİDİLİRKEN, 2.700 TL ZAM KABUL EDİLEMEZ
Hükümet, ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle bütçede çeşitli kısıtlamalara gittiği bir dönemde, hakim ve savcılara yapacağı zamla güven kaybedecektir.
Özellikle kamu kurumlarında yaşanan personel eksikliği sorunu, ekonomik sıkıntılar bahane edilerek karşılanmazken, Anayasal haklarını kazanmış olan 30 yıldan fazla memuriyet yapıp emekli olanların fazladan çalıştıkları yıllar için verilemeyen ikramiyelerinin bütçede yeterli kaynak olmaması sebebiyle, önümüzdeki yıla devredilmesi gibi gerekçeler de göz önünde bulundurulduğunda hakim ve savcılara yapılacak olan zamlar oldukça düşündürücüdür.
Türk Büro-Sen olarak, Hakim ve Savcılara yapılacak bu ücret zaruretse, aynı zammın tüm kamu çalışanlarına da yansıtılması zaruri olduğunu, her geçen gün yükselen enflasyon ve döviz sebebiyle memurların ekonomik durumlarının daha da kötüye gittiğini, bu nedenle artışın tüm memurlara yansıtılması gerektiğini kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Ankara
21.11.2024