Haşim Kılıç: Aydınların suskunluğu utanç verici

Haşim Kılıç: Aydınların suskunluğu utanç verici

Ankara merkezli düşünce kuruluşu Özgürlük Araştırmaları Derneği´nin düzenlediği ‘Hukuk Üstünlüğü ve Türkiye´ başlıklı konferansa onur konuğu olarak katılan eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yargının yeni bir vesayetle karşı karşıya olduğunu söyl

Konuşmasına, söyleyeceklerinin siyaset alanını zorlayabileceği ve akademik alanı rahatsız edebileceğinden dolayı özür dileyerek başlayan Kılıç özetle şunları söyledi:

SIKINTI GERİLİM DİLİNDEN

“Hukuk devleti insanlık onurunun özü olan temel hak ve özgürlükleri, üstün hukuk kurallarıyla koruyan, aynı zamanda sınırlarını aşan devlete haddini bildiren güç diye de tanımlanabilir. Türkiye 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde acı süreçlerden geçerek gelse de pek çok alanda önemli başarılara imza atmış bir ülkedir ama son yıllarda siyasi hayatımızda gerilim üzerine kurgulanan politikaların doğurduğu sorunlu sürecin yaşandığına tanık oluyoruz. Bu sıkıntıların yaşanmasında büyük pay barış yerine gerilim dili kullanan siyasi kurumlarımızdır.

Kimlikler üzerinden siyaset yürütenler her seçimi son dönemeç olarak nitelendirerek dini ve etnik anlayışların onaylanması sonucunu doğuran bir referanduma dönüştürmüş ve toplumsal değerlerimizin fay hattında kırılmalar yaşanmıştır. En büyük hasar hukuk güvenliğindedir. Bu hasar toplumun büyük kesiminde kalıcı izler bırakmadı. Siyasi partilere çağrım dini etnik ve mezhebi değerlerin siyasetten uzaklaştırılmasıdır.

 

YARGIDAYENİ VESAYET

Her dönem siyasilerin ilgi alanında olan yargı yeni bir vesayetle karşı karşıya. Yargı toplumun vicdanıdır. Hangi kutsal değerin temsilcisi olursa olsunlar yargıyı intikam aracı olarak kullananları meşru göremeyiz. Geçmişte ifade özgürlüğüyle laiklik karşıtlığı arasındaki sınırın yanlış yorumlarla istismar edilmesi sonucu hak ihlaline uğrayan mazlumlara bugün ifade özgürlüğü ve hakaret suçu arasında ayrım yapılmadığından yeni mazlumlar eklenmektedir. Hukuk yerine korkunun hâkim olduğu dönemde aydınlarımızın suskunluğun arkasına gizlenmesi utanç vericidir.


GAZETECİLERİN KİMYASI

Çoğulcu ve katılımcı demokratik sistemlerde farklı düşüncelerin sesli yaşaması genel kuraldır. Terör, şiddet, şiddete çağrı ve hakaret bu esasın dışında olup hukukun koruması altında görülemez. Bireylerin farklı seslerine sabır gösterilmeyerek koroya katılmaya zorlandığı bir dönemde ifade özgürlüğüne ilişkin sorunlar yoğunlaşmaya başladı. Farklı düşünenler ve en masum eleştiri sahipleri hainlikle suçlanıyor. Gazetecilerin kamu adına yaptıkları görev işlerine son verilme ya da cezalandırma korkusu altında kimyalarının bozulduğu yaşanan gerçeklerdir. Avrupa İnsan Hakları 
Mahkemesi´yle aynı görüşleri paylaşan Anayasa Mahkemesi´nin ifade özgürlüğüne ilişkin ortaya koyduğu ölçüleri eskinin mağdurları görmez oldu.”


ŞU AN SİYASİ PROJE GÖZÜKMÜYOR


Konuşma sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Haşim Kılıç şu koşullarda siyasete girmeyeceğini açıkladı: “Türkiye´ye hizmet etmenin sadece siyasi partilerle olacağına inanmayan birisiyim. Şu andaki konumda anayasal adalet platformu adı altında ülkemize hizmet eden konuları araştıran merkez oluşturmaya çalışıyoruz. O çatı altında yürütmeye çalışacağım. Şu an bir siyasi proje gözükmüyor. Haliyle siyasi rakip olarak gözükmeyeceğim.”