Aldatma Ve Kandırmadan İbaret
Programda 2018 yılı için belirlenen rakamsal hedeflerin daha önce açıklanan hedeflerle tutarsızlık içerdiğine olduğuna vurguda bulunan Karakaya, 8 Ekim 2014’te yayınlanan Orta Vadeli Programla ‘ekonomi eylem planının’ birbiriyle örtüşmediğini belirtti. Milli gelir 2014 yılı sonunda 810 Milyar Dolar olarak öngörülürken, bu rakamın 2018’de 1 Trilyon 300 Milyar Dolara çıkacağı beyan edilmişti. Programa göre 2017 yılı için milli gelir hedefinin 971 milyar ABD Doları olarak verildiğini söyleyen Karakaya, 2015, 2016 ve 2017 yıllarında milli geliri toplam 161 milyar ABD doları yükseltileceği daha bir ay önce açıklanmış geçerli bir hedef olarak ortada duruyorken, üç yılda 161 milyar ABD Doları artış yapabilen bir ekonominin, sadece 2018 yılında, yani bir yılda 330 milyar ABD Doları artış yapacağını söylemenin aldatma ve kandırmadan ibaret olduğunu ifade etti.
Dört yıl için belirlenen genişleme belirtildiği gibi yılda % 4 ile 6 arasında değişen oranlarla hesaplandığında hedeflenen bu sonuca ulaşılamayacağı, ulaşmak için ise yılda ortalama %15’lik bir gelişmeyle, 4 yılda ortalama %60 bir genişlemenin şart olduğunu belirten Karakaya, verilen rakamlarla söylenen hedeflere ulaşılamayacağının zaten ortada olduğunu, ekonomide büyük dönüşüm planı olarak sunulan planın ekonomideki kötüye gidişin deşifresi olduğunu ifade etti.
Ekonomi kâğıt üzerinde tutturuluyor
Karakaya, yaptığı yazılı açıklamada: ‘AKP hükümetlerinin rakamlar ve istatistiklerle oynama; yöntem değiştirerek sonuçları istedikleri gibi gösterme konusundaki 2006 yılında yapılan hesaplama yöntemi değişikliğiyle milli gelir rakamlarını bir gecede yüzde 36 artırıp, bunu da kendi hanelerine yazıp milli geliri nerden-nereye getirdik cakalarını hepimiz biliyoruz. Şimdi de, TÜİK’in böyle bir hazırlık içerisinde olduğu, milli gelir serilerini 2012 yılı girdi-çıktı katsayılarını kullanılarak revize edileceği söyleniyor. Yani bizim tutarsızlık olarak ifade ettiğimiz hedefler hokus-pokus yöntemi ile kağıt üzerinde tutturulursa hiç şaşırmayacağım’ ifadelerine yer verdi.
AKP Hükümetlerinin sürekli daha önce hükümette kendileri yokmuş gibi davranmalarının taktiksel olduğunu ima eden Karakaya, son yayınlanan dönüşüm planıyla on iki yıldır iktidar olan partinin yapısal dönüşümleri gerçekleştiremediğinin bir göstergesi olduğunu beyan etti.12 yıllık AKP iktidar süresince işsizliğin arttığını, işsizlik oranlarının hesaplanmasında da değişiklik yapıldığını, vaat edildiği gibi 2017’de işsizliğin % 7 ye düşürülmesinin bu ekonomik gidişatla mümkün olmadığını ifade eden Karakaya, AKP yönetiminin üretimi, tüketimi, ihracatı bütün ekonomiyi ithalata bağımlı hale getirdiğini, halkı borçlandırarak harcama yaptırdıklarını, borçlar ödenemedikçe bankaların borç yapılandırmasına giderek, milleti gırtlağına kadar borçlandırdıklarını söyledi.
Finanse edilebildiği sürece cari açık vermenin sorun teşkil etmediği şeklindeki açıklamaların yolsuzluğu meşrulaştırıldığı imasında bulunan Karakaya, cari açığın yatırım malları ile değil, tüketim malları ile ilgili olduğunu AKP’nin 2023 hedeflerinin kalmadığını söyledi.
Müsriflik zenginlik göstergesi değildir
AKP iktidara geldiğinden beri bankaların verdiği borçların neredeyse 30 kat artarak 1 trilyon 152 milyar Dolar a çıktığı, hane halkının yanı sıra şirketlerin de borçlanmasını, kamu kesiminin genel dengesinin bozulmasını, SGK açıklarının 6-7 Milyara ulaşırken, bütçe açığının milletin dişinden tırnağından arttırarak oluşturduğu Telekom’u, TÜPRAŞ’ı, limanları, milyonlarca dönüm araziyi satarak kapatılmaya çalışılmasını sadece başarısızlık olarak görmek yeterli değildir. Yerli üretimin % 50, bazı sektörlerde %80 dışa bağımlı olduğunu ifade eden Karakaya tarım alanında da çiftçinin küstürüldüğünü, tarıma verilen desteğin Gayrı Safi Yurtiçi Hâsılanın %1’i dahi etmediğini, Toprak Mahsulleri Ofisini kaldırılmak istendiğini sonuç olarak ta fiyatta regülâsyonun kim tarafından sağlanacağının bile belirsiz olduğunu ifade etti. Bütçe açığının kapatılması amacıyla kamu kuruluşlarının satılmasını hazırı yemek olarak niteleyen Karakaya, AOÇ’de yeni köşk inşa edilmesinin, milyar liralık uçakların alınmasının müsriflik olduğunu belirterek halkın da artık duyarsızlaştığı, tepki koyamaz hale geldiğini söyledi.
Ankara
21.11.2024