İç Güvenlik Yasası içerisinde yer alan bazı maddelerin başkanlık sistemine geçişin hazırlığı mahiyetinde olduğu nu belirten Kara, yasanın bonzai ve Molotof kullanımı gibi toplumun hassas olduğu konularla maskelenerek yasalaştığını böylece yasa sayesinde gösterilecek tepkilerin emniyet birimleri tarafından hızla müdahalesini sağladığını belirtti.

Kara, yasada yer alan il ve ilçe jandarma komutanlarının atama ve görevden alma yetkilerinin İçişleri Bakanlığı tarafından yapılmasının PKK’nın kabul etmediği jandarma komutanlarının görevden alınmasının kolaylaşmasını sağlamak için olduğunu söyledi. TBMM’nin kabul ettiği, kamuoyunda İç Güvenlik Paketi olarak bilinen kanun tasarısında yer alan 68-130 arasında ki toplam 63 madde komisyona geri gönderildi. Kabul edilen yasa metninin ise vatandaşı mağdur ettiğini belirten Kara, vali ve kaymakamlara gözaltına alma yetkisinin verilmesinin; kolluk amirinin yazılı emri ile acele durumlarda sözlü emriyle vatandaşın üstünün, kullandığı aracının ve her türlü eşyasının aranmasının önü açıldığını açıkladı. Kara, daha önce hâkim ve savcıların elinde olan bu yetkilerin idari makamlara ve kolluk birimlerine verilmesinin “Demokratik Hukuk Devleti” tanımıyla bağdaşmayan bir düzenleme olduğunu ve günlük hayatta ciddi sıkıntılara yol açabileceğini beyan etti.

Düzenlemenin koruma altına alma maksadı gibi gösterilerek hukuka aykırı, istismara ve keyfi uygulamalara açık bir içeriğe sahip olduğunu söyleyen Kara, vatandaşın koruma altında tutulacağı sürenin belirtilmemesinin, gözaltı öncesinde sağlık muayenesinden geçirilme zorunluluğu maddesinin eklenmemesinin olası kötü muamelede ispat durumunun da ortadan kaldırıldığı vurgusunda bulundu. Kara, düzenleme ile 24 saat içerisinde hâkim onayının alınmasının zorunlu olduğu istihbarat amaçlı polis ve jandarmanın iletişim dinlemelerinde sürenin 48 saate çıkarılması, evde veya işyerinde polis tarafından ifade alınabilmesinin yine talep yazısının imzalatılarak kişinin kendisinin rızasıyla yapılmış gibi gösterilmesine neden olacağını belirtti.