İYİ Partili Mehmet Ali Uykur yaptığı açıklamada ülkenin ekonomik durumuna, yaşanan krize ve yaklaşan tehlikeye dikkat çekti. Asıl krizin 20 yıl önce yaşandığını, bugün olan krizin ise 2001’de yaşanan krizden ayrı düşünülemeyeceğini ifade ederek büyük resmin görülmesi gerektiğini vurguladı. İYİ Partili Uykur şu ifadeleri kullandı:
“BİRİLERİ ELLERİNDEKİNİ KAYBETTİ BİRİLERİ CEPLERİNİ DOLDURDU”
“Kısa süre önce hızlı bir şekilde ve sadece 1 ayda döviz kuru yükselişe geçti. Bu artışa karşı ise hükümetin yaptığı tek şey beklemekti. Çünkü bu iktidarın ne yazık ki milletin geçim kaygısıyla, vatandaşın karnını doyurup doyuramamasıyla pek ilgisi yoktu. Tek amaç koltukta daha fazla kalabilmekti. Fakat bu sürecin ardından çeşitli hamlelerle döviz kuru aynı hızla geriledi. Tabi geçen sürede ise birileri ellerindekini kaybederken birileri de çok ciddi paralarla cebini doldurdu!”
“KRİZİN İLK BÖLÜMÜ İKİNCİ BÖLÜME TAŞINMIŞ OLDU”
“Ancak bu krize daha uzaktan, geniş bir perspektiften bakacak olursak yaşadığımız krizin temellerinin 2001 yılında “büyük kurtarıcı” adı altında gelen Kemal Derviş tarafından atıldığını görebiliriz. Ne olmuştu Kemal Derviş geldiği zaman? Elinde yasalarla gelmişti, özel sektörü kurtaran ve bunun yanı sıra birçok yasayı kanunlaştırmıştı. Bunlarla beraber ekonomideki sert dalgalanmalar dinmişti. Ülkeye döviz girmeye başlamıştı. Ve o geçiş sürecinde iktidarlar arasında da geçiş oldu. Ecevit gitti, AKP geldi. Krizin ilk bölümü, ikinci bölüme taşınmış oldu.”
“ACI REÇETENİN ACISI ŞİMDİ YENİDEN ÇIKMAYA BAŞLADI”
“2001 sonrası alınan tedbirlerle ülkede rahatlanma yaşadı. AKP’de alınan acı reçetenin getirdiği rahatlamayla, mevcut sıcak parayı da kullanarak iktidarını korumayı başardı. Ancak bu reçetenin ömrü tükendi. Acısı da şimdi yeniden çıkmaya başladı. 20 yılın ardından yine ağır bir krizle karşı karşıya kalındı. Üstüne iktidarın milleti değil kendi çevresini kapsayıcı şekilde çıkarcılığı ve akıl dışı tutumlarıyla işler daha da işin içinden çıkılmaz hale geldi.”
“ERDOĞAN HÜKÜMETİ YENİ IMF MCKINSEY’E ÜLKEYİ TESLİM ETTİ”
“Tabi geçen bu süreçte IMF’nin de adı değişti. Yeni IMF McKinsey oldu. Bu Uluslararası Danışmanlık Şirketi Erdoğan hükümetinin göz bebeği oldu. O gün IMF’den yakınan Erdoğan ve hükümeti, ülkeyi bu kez de adı farklı özü aynı McKinsey’e teslim etti. Ve kriz daha da derinleşmeye başladı. İktidar bundan sonraki adımlarında McKinsey’in tavsiyeleriyle yol alarak bugünlere kadar geldi. Mega projelerin, geçiş garantili köprülerin temelinde bu kuruluşun fikirleri yatmaktadır. Ne yazık ki iktidar kendileri de aldığı ihalelerden, komisyonlardan gözü dönecek ki hepsini tek tek hayata geçirdi. Yapılan her şey de din simsarlığı ile milli duyguların sömürülmesi marifetiyle yapıldı.”
“ASIL VURGUN ORTA SINIFA YAPILDI”
“Büyük resmi görenler ve karşı duranlar ise “laik”, “dinsiz”, “hain”, “terörist” gibi çirkin ithamlarla karşı karşıya bırakıldı. Bu mantıksız ekonomi politikalarına da Türk tipi denilerek, milli denilerek insanlar inandırıldı. Bu esnada atılan adımlarla orta sınıf yok edildi. Çünkü artan döviz karşısında çaresiz olan halkın yoksul kesimi zaten dolar ya da Euro alamıyordu. Dolar ya da Euro alanlar orta sınıftan insanlardı. Çünkü ekonomik belirsizlik ve iktidarın anlamsız politikalarıyla her geçen gün fakirleşen orta sınıf da çareyi kendisi aramak istemişti. İşte asıl vurgun orta sınıfa yapıldı. Artan döviz iktidarın “kur korumalı TL vadeli mevduat” sistemi ile düşürüldü. Olan orta sınıfın parasına oldu. İktidar kalan paraları topladı, vurgununu yaptı! Bu da krizin çok daha büyük bir boyuta geçmesi demek. Fakat iktidar hala olacakların farkında değil.”
“TÜNELİN UCUNDA ERDOĞAN VE AKP ADINA HİÇBİR IŞIK YOK”
“Erdoğan artık oyunun sonuna geldi. Döviz şimdilik kontrol altında gibi gözükse de akıl aldıkları McKinsey Erdoğan’ın da AKP’nin de iplerini tutar vaziyette. Kovanın dibi delik, tünelin ucunda Erdoğan ve AKP adına hiçbir ışık yok.”