Başbakan Erdoğan`ın `Cübbeni çıkar siyasete gir` diye sert çıktığı AYM Başkanı Haşim Kılıç, konuşmasında hukukun ütünlüğü ve özgürlük konularına vurgu yaptı ve ``İddia edilen kayıt dışı yapılanma, korku, endişe, belirsizliklerin doğmasına, mesleki ilişkinin çok olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı vicdan yolsuzluğudur`` dedi.
Kılıç; Başta Türkiye Cumhuriyeti anayasası`na göre hareket ettiğimiz açıktır. Bu vicdan dostluk ve düşmanlık gibi alanlara kapalı olduğu gibi bireysel aidiyetlerin de dışındadır. Bu değerleri yüceltmek, tehditler karşısında savunmak AYM`lerin en temel görevidir. AYM`nin varlık sebebi ırk, renk ne olursa olsun insan onurunu korumaktır. Bu kutsal görevin yürütülebilmesi ancak bağımsız ve tarafsız kalmasıyla mümkündür. Kılıç ;Hukukun üstünlüğü anlayışını benimseyen her devletin yolu aydınlıktır. 2. dünya savaşını yaşamış avrupa`nın bugün geldiği nokta çok önemli mesajlar vermektedir. Komünizm ve faşizm gibi totaliler yönetim anlayışından demokrasiyle kurtulmuşlardır. İnsanlar onurlu bir hayat yaşayabilmek için hukuk devletinin varlığına her zaman ihtiyaç duymuşlardır. Hukukun üstünlüğü esas alınan devlet hukuk devletidir. İktidar gücünün keyfi uygulanmasının hukuksal olarak denetlenmesi vardır. Bir ülkeyi hukuk güvenliği testinden geçirebilmek için önce hukuk kurallarının ardından kolluk adli görevlilerinin ne durumda olduğunu test etmek gereklidir. Kamu yararı gözetilmeden siyasal amçları göze alarak yapılan değişimler hukuk devletine zarar vereceğini vurguladı.
Siyasal İktidar Yargıyı İşgal Etmek İstiyor
Kılıç;Dün hak ihlaline uğramış mağdurlarla bugün aynı mağduriyete uğrayanların kimlikleri asla bakış açımızı değiştirmeyecektir. Barışın teminatı olan farklılıkların birlikte yaşamasını ancak başkalarının hak ve özgürlüklerini savunan onurlu insanlar yerine getirebilir. Yargı siyasi yapının ele geçirmek istediği bir kaledir. Bu anlayış ve işgalden kurtulmadıkça bağımsız yargı fikri hayaldir. Siyasi ideolojik, ırki, mezhebi anlayışlar başta yargı mensupları tarafından şiddetle reddedilmelidir. Vesayet altındaki bir yargıdan hukuk güvenliği de sağlayamaz. Hukuk güvenliği insanların güvercin tedirginliği içinde yaşamamalarını sağlamalıdır.
Yargı milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir, olmamalıdır demiştim. Son dönemde yargı paralel devlet gibi çok ağır suçlamalarla karşı karşıyadır. Bu suçlamalar varken yargının ayakta kalması söz konusu değildir. En basit kararlar tartışmaya açılmıştır. Başta yargı ve yürütme organları olmak üzere bu iddialarla ilgili belgeleri ortaya koymak zorundadır. Bu kişilerin başka illere tayin edilerek sorunun çözülmeye çalışması yanlıştır. İhbar mektuplarının hüküm icraa ettiği, hakimler arasında bölünmelere neden olduğu saklayamayacağımız gerçeklerdir. Bu ithamlar hukuk devletinin sonunu getirmektedir. Yargının bu iç ağrısıyla yaşaması söz konusu değildir. Yargı mensupları arasında korkuyu neden olmakta, mesleki ilişkileri zedelemektedir. Bu iddianın adı vicdan yolsuzluğudur. Hukuk devletine yakışan yöntemler gerçekliğinin ispat edilmesi halinde faillerine gerekli adımlar atılmalıdır. Demokratik devletlerde tehditle sorunların çözüldüğünü göremezsiniz.
AİHM ve İnsan Hakları Bildirgesi başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler din ırk ayırt etmeksizin insani değerlerde birleşmiştir. Farklılıkları değiştirmeye, kendimize benzetmeye çalışmadığımız sürece bu bu değerler korunmalıdır.
Haşim Kılıç`tan Milli Değil Tepkisi
Siyasi kurumların çözmesi gereken sorunu parlamentonun dah önce çözmesini çok arzu ederdik. Belirtilen davalarda iç hukuk kuralları tüketilmeksizin bu kararları vermesini hatırlatmak isterim. Bir siteyle ilgili kararın ölçüsüzce eleştirilmesi dikkat çekmiştir. Mahkemeler dostluk ve düşmanlık duygularıyla hareket etmez. Üzüntüler ve sevinçlerle de ilgilenmez. Verilen kararlarla ilgili mahkeme üyelerini itibarsızlaştırma girişimleri kabul edilemez. Yeni teknolojik gelişmelerin alınan önlemleri etkisiz hale getirildiği bir dönemde yaşıyoruz. Gorbaçov `antenlere vize koyamazsınız` demiştir. AYM`nin eleştirilen kararı idari bir işlemin kanuni bir dayanağının olmadığının ifadesidir. AYM kararının siyasi sonuçlar doğurması doğal bir zorunluluktur. AYM`nin milli olmadığını söylemek içeriği ve derinliği olmayan bir yaklaşımdır. AYM, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğinde yargı ve yürütme arasında gerilimin ülkemize verdiği zararın bilincindedir. Yeni gerilimler yaratacak meydan okuma çabalarını cevapsız bırakmak konusunda kararlıyız.
Dün hak ihlaline uğrayanların yanında olduysak bugün de aynı gömlekle çıkmaya devam edeceğiz.
Son yıllarda yargı alanında yaşandığı gelişmeler AYM`nin adeta bir temyiz haline gelmiştir. Bireysel başvuru yapanlar çok ciddi bir rakama ulaşmıştır. Tutuksuz yargılamanın istisna olduğu bir süreci yaşıyoruz. Yüzde 70`e ilişkin oran adil yargılanmaya ilişkin şikayetler olduğuna dikkat çekmek isterim. Yargıya olan güvensizliğin yetkililerce ciddi bir şekilde dillendirlmesi, yargıç ve yargılama süreciyle ilgili yapısal sorunların çözümü konusunda alınması gereken tedbirler acile masaya yatırılmalıdır. Mahkememizin etkin bir denetim yapmaması halinde AİHM tarafından AYM`nin kararlarını yok sayarak başvuruları doğrudan kabul edileceğini herkes bilmelidir. Bu durum da çok ciddi itibar kaybına neden olacaktır.
Kin ve nefret söyleminin duygusal kopuşa neden olduğu açıktır. Kin ve nefret söyleminin korkuyla buluştuğu böyle bir noktada iç dünyaya sıkışmış düşüncelerle başbaşa bırakıyoruz
Ankara
21.11.2024