. “ Özgürlüğün Ardından” adlı söyleyişi de gençlerin yoğun katılımı ile Sami Menteş yaşadığı süreci ve gençliğin üzerindeki baskılar hakkında konuştu.Sami Menteş konuşmasına CHP Çankaya İlçe Gençlik Koluna 1 Mayıs’ta “Tutuklu Basın Emekçisi Sami Menteş’e Özgürlük” pankartı açmasından dolayı CHP Çankaya İlçe Gençlik Koluna bir gönül borcu olduğunu içeride bir karanlığın içinde o pankartın güneş gibi doğduğunu kendisi için büyük bir umut olduğunu dile getirdi.
Ankara İl Gençlik Kolları Başkanı Sercan Çığğın ve İlçe Gençlik Kolu Başkanı Hikmet Akpınar ile birlikte katılan Sami Menteş’in konuşmasından satır başları ise şöyleydi;
“Toplumla Mücadele etme yasası”
‘’Aslında bu bir Sami Menteş süreci filan değil bu herkesin başına gelen bir süreç halen yüzlerce öğrenci var içeride. Bu ülkede bir yasa var bu yasaya terörle mücadele yasası diyorlar. Bunun adı aslında toplumla mücadele etme yasası, kendine kimi karşı görüyorsa, kimi muhalif görüyorsa bir şekilde herhangi bir örgüte bağlayıp içeriye alabiliyorlar. Ben bunun mağdurlarından biriyim. Çünkü AKP iktidarı gerçeğe düşman. Gerçeğin peşine düşenlere düşman. Eskiden faili meçhul cinayetleri vardı, şimdi ise daha beter insanları içeri atıp itibarlarıyla oynuyorlar.
“Bugün tek sorun içerideki gazetecilerin unutulması sorunudur”
Türkiye’de özgür basın geleneği vardır. Davalarla, tutuklamalarla bu ülkedeki gerçek gazetecileri susturamazlar. Buna hiç kimsenin gücü yetmez. Bugün sadece tek sorun içerideki gazetecilerin unutulması sorunudur. Bugün içeride halen 61 tutuklu gazeteci var. Ben biraz şanslıydım gündeme gelebildim. Adımız ortaya çıktı daha kolay tahliye olduk yoksa bende şuan yatmış olabilirdim. Biz gazeteciler birbirimizle dayanışmıyoruz."dedi.
“Eğer halk trense gençlik bunun lokomotifidir”
Gezi Parkını gazetelerden takip edebildim gazeteler ne kadar yazarsa o kadar biliyordum. Ben böyle bir şey beklemiyordum. İlk defa gençlik ayağa kalktı, ilk defa gençlikten korktular ve ilk defa gençlik kendi gücünü gördü. Onun için devlet zihniyeti bugün halen Gençliğe düşman ve baskıları gençliğin üstüne yoğunlaştırıyor, bugün üniversitelere polisin girmesi konuşuluyor, üniversite öğrencilerinin itibarlarıyla oynanmaya çalışılıyor kız-erkekli öğrenci evleri diye.