MHP Ankara Finalinde Rekor Kırdı

MHP Ankara Finalinde Rekor Kırdı

Devlet Bahçeli Ankara`daki Tandoğan meydanında yüz binlere hitap etti. Başkent yıllar sonra ilk kez yüzbinlerce kişiyi Tandoğan Meydanına bir siyasi parti etkinliği ile ağırlamış oldu.

 Milliyetçi Hareket Partisi`nin (MHP) düzenlediği `Türkiye Mitingi Ankara` açık hava toplantısı için Türkiye`nin çeşitli illerinden yüz binlerce partili Ankara sokaklarını kapatarak, Tandoğan Meydanı`nı doldurdu. 

MHP Ankara İl Başkanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen mitinge sabah erken saatlerde çevre illerden otobüslerle gelen partililer Tandoğan Meydanı`na akın etti. Ellerinde Türk ve MHP bayrağı bulunan binlerce partili, emniyet güçleri tarafından oluşturulan güvenlik noktalarında aranarak içeri alındı. Ülkü Ocakları genel merkezi ve Ankara Ülkü ocakları protokol girişinde kordon oluşturarak Parti yönetimini karşılarken Ankara Seğmenler  Kulübü Seğmen kostümleri ile MHP Lideri Bahçeli`yi karşıladı. 

Parti üst yönetimi,milletvekilleri ve il yönetimi ve adaylar için yer ayrılırken kalabalık nedeni ile izdiham yaşandı. 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı demokratikleşme paketi ve çözüm sürecine sert tepki göstererek, “Biz fermanlarla, irade-i saniyelerle, anayasalarla, kanunlarla, kararnamelerle, genelgelerle, zamanı geldiğinde ayrılıp dağılmak üzere bir araya gelmedik, zorlamalarla millet olmadık” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milli Değerleri Koru ve Yaşat Mitingleri`nin dokuzuncusu olan Tandoğan’daki ‘Türkiye Mitingi’nde halka seslendi. Tandoğan Meydanı’nın tamamını dolduran on binlere seslenen Bahçeli, mahşeri kalabalıktan gurur duyduğunu ifade etti.

Türkiye’nin dokuz bölgesinde, “Milli Değerleri Koru ve Yaşat” adı ile planladıkları açık hava toplantılarının dokuzuncusunu ve sonuncusunu bugün “Türkiye” temasıyla başkent Ankara’da düzenlediklerini ifade eden Bahçeli, tehditlerin arttığı ve yaygınlaştığı bir dönemde egemenliğin yegane sahibi aziz millete gittiklerini, düşünce ve kaygılarını korkusuzca paylaştıklarını vurguladı.

 “İDDİAYLA SÖYLÜYORUM; TÜRKİYE’Yİ ONA BUNA YEM ETTİRMEYECEĞİZ”

Baskılara, tutsaklıklara, kuşatmalara karşı çıktıklarını, anormal boyutlara ulaşan karanlığın, karmaşanın, kaosun ve kutuplaşmanın boyutunu deşifre ettiklerini söyleyen Bahçeli, “Korkma milletim, korkmayın milletimin fertleri; bu şafaklarda yüzen al sancak ilelebet dalgalanacaktır. Yurdumun üzerinde tüten en son ocak sönmeden, en son millet evladı rahmeti Rahman`a kavuşmadan Türkiye’ye halel gelmeyecektir. Farz-ı muhal, dara ve buhrana düşsek de, sayımız azalıp takatimiz kalmasa da, merak buyurmayınız; birimiz Mete Han olur zalimlerin üstüne yürürüz. Birimiz Atilla, diğerimiz Bilge Kağan olur Türklüğün varlığını yeni baştan yüceltiriz. Birimiz Alparslan olur yeniden fetih yoluna düşeriz. Birimiz Ertuğrul Gazi olur Söğüt’ten tekrar ve bir kez daha başlarız. Birimiz Osman Gazi olur yeni bir Türk destanı yazmak için yollara koyuluruz. Birimiz Murat olur, öbürümüz Yıldırım olur Haçlılara kafa tutar, muzaffer akşamların şükür namazını kılarız. Birimiz Fatih olur, gemileri ite ite, zorlaya zorlaya karadan yürütür, hisarların burcuna üç hilali dikeriz. Ve birimiz Mustafa Kemal olur Samsun’dan Bismillah der, bağımsızlığın peşine düşer, yurdumuzu düşman emellerinden silip süpürürüz. Ölsek de teslim olmayız, yenilgi kabul etmeyiz, zillete boyun eğmeyiz, Müslüman Türk olmaktan vazgeçmeyiz. Bundan müsterih ve emin olunuz. Geceler uzun olsa da, hainler mevki, koltuk, servet ve şöhret sahibi olarak sivrilse de emanetin bekçisi bizler, karanlığın kalbine tıpkı bir hançer gibi saplanırız. İddiayla söylüyorum; Türkiye’yi ona buna yem ettirmeyeceğiz. Türkiye’yi yüz üstü bırakmayacak, yalnız başına koymayacağız. Hamd olsun Türkiye Tandoğan’dadır” ifadelerini kullandı.

“TECRÜBELERİMİZ, YAŞANAN GERÇEKLER, SÖYLEDİKLERİMİZİ İSPATLAMAKTADIR”

Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Türkiye buradaysa, Recep Tayyip Erdoğan ve bölünme ayinine çıkmış şer ve batıl yüzler nerededir? Türkiye buradaysa, şerefini bölücülük kumarında kaybetmiş sefalet, ifrit ve müfrit yuvaları nerededir? Ben size söyleyeyim, ya İmralı’da pazarlıkta, Kandil’de oynatanlardır ya da canla-başla yolsuzluk tüneli kazıyorlardır. Ya yabancıların dizinin dibinde ya da sömürgecilere taşeronluk yapıyorlardır. Ya yeni hıyanet senaryoları yazıyorlar ya da kafir hesaplara yamanmak için çırpınıyorlardır. Ya Türklüğü nasıl kazırız diye harıl harıl hesap içinde ya da bölünmeyi nasıl çabuklaştırırız diyerek fitne kazanını alevlendiriyorlardır. Kaldı ki, bunların doğru yerde, doğru yönde ve doğru işlerle meşgul olmaları imkansızdır. Şeytani hesaplar bunlarla gün yüzüne çıkmıştır. Kalleşlik bunlarla belgelenmiş, vefasızlık bunlarla alenileşmiştir. Kötülük bunlarla kurumsallaşmış, vicdansızlık bunların elinde silah gibi kullanılmıştır. Tecrübelerimiz, yaşanan gerçekler, bugüne kadar olan hadiseler bu söylediklerimizi ispatlamaktadır. Ne var ki, zalimin zulmü, eşbaşkanın hükmü varsa, Türklüğün bükülmez kolu, milletin eğilmez başı, Türkiye`min de düşmez kudreti vardır.”

 “KÜRT KÖKENLİ KARDEŞİM, GÜN BU GÜNDÜR; VATANA VE MİLLETE SAHİP ÇIKMAK İÇİN VAKİT KAYBETME”

“Kürt kökenli kardeşim, gün bu gündür; vatana ve millete sahip çıkmak için vakit kaybetme” diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Sen, bu necip milletin eşit ve onurlu bir mensubu olduğunu sakın unutma. Türk milleti imha olursa, bu topraklarda kimseye hayat hakkı tanınmayacak, göçmen, sığıntı ve marjinal hale düşmek herkes için kaçınılmaz olacaktır. Türk milleti kırılır ve birbirine düşerse bu topraklarda ezan bile okunamayacaktır. Unutulmasın ki milletin ismi Türk’tür, Başbakan’a, küresel planlara ve bölücü çevrelere rağmen Türk kalacaktır. Türklerin ismi de Türkiye’den değil, Türkiye’nin ismi Türklerden gelmektedir. Milletin ismiyle oynamanın gayesi devleti dönüştürmek, yeni bir rejim için kolları sıvamaktır. Milletin değişimini isteyenlerin önerdikleri en önemli sanal harç coğrafi kimlik tanımıdır. Türkiyelilik zırvasının çıkışı burasıdır. Coğrafi bazda kimlik tanımı iflasın adım adım gelen habercisidir. Başbakan da bunun için ısrarlıdır. Dahası Başbakan, milli birliğin eseri olan Cumhuriyet’ten rahatsızdır. Başbakan Türk milletinden memnuniyetsizdir. Siyasi geçmişinde bu hazımsızlığın, bu sinsiliğin, bu husumetin türlü örnekleri vardır. Aynı zamanda Türk milletine kin ve öfke kusmasının gerisinde milliyetinde yaşadığı derin açmazlar ve çelişkiler bulunmaktadır. Üstelik vesayeti altında bulunduğu yabancılara peşin peşin verdiği sözlerin gereğini yapmaktadır. Başbakan küresel mihrakların gözüne girmek, takdir toplamak, övülmek için her taklayı atmakta, her işbirlikçilikten medet ummaktadır. Türk milletinin vermediği bir yetkiyle, yani BOP’a Eşbaşkan olmakla övünmesi bundandır.”

Haber: Beril Çuhadaroğlu - Ankara