MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, Başbakan Ahmet Davutoğlu`nun "IMF`nin kapısına gittiler" sözlerine tepki göstererek, " Hani MHP sizin gibi hazıra konmadı. Çok zor şartlar altında bir sorumluluk üstlendi. Türkiye’nin o gün borcunu dahi döndürememesinde; 57. Hükümetten önce görev almış siyasi geleneğinizin ve hatta yıllardır yakın çalıştığınız arkadaşlarınızın da dahli vardır; ancak emin olun ki MHP’nin bir dirhem dahi vebali yoktur" dedi.
Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Karakaya, "Başbakan 57. Hükümetin IMF ile anlaşma yaptığından bahisle, sözüm ona MHP’yi eleştiriyor. Bunu da ikide bir temcit pilavı gibi ısıtıp ortalığa sürüyor. Sanki IMF ile altı sene beraber yürümemişler, sanki IMF ile hiç anlaşma yapmamışlar, sanki IMF’den hiç borç almamışlar gibi. Tabi şu an genel başkanı bulunduğu parti, 2002 yılında, seçim meydanlarında IMF ile daha önceden yapılmış olan anlaşmayı yırtıp atacağını, IMF’yi Türkiye’den kovacağını söyleyerek oy istemişti. Kim bilir belki de Sn. Başbakan hala orada. Hatta iktidara gelir gelmez IMF’yi kovduklarını bile düşünüyor olabilir" diyerek şöyle devam etti:
"Buradan sonrasını kendisine anlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Çünkü danışmanlarından ve ekonomi yönetiminden kendisine hayır olmadığını çok yakın geçmişte gördük. Niye mi? Koskoca Başbakan’a kaçıncı kez açıklandığını benim de bilemediğim bayat bir ekonomi paketini taze diye geçtiğimiz ay açıklatmadılar mı? Aslında bunu hep yapıyorlar. Ne zaman zorda kalsalar aynı paketi yeniden açıyorlar. Ama bu sefer baltayı taşa vurdular. Daha ekim ayında ilan ettikleri orta vadeli programla çelişkili, tutarsız, baştan savma bir paket olduğu ayan beyan ortaya çıktı. Hani Sn. Devlet Bahçeli’nin aynı hafta grup toplantısında yerden yere vurduğu şu ekonomi paketinden bahsediyorum. Hani Sn. Babacan, Başbakanın düşürüldüğü durumu farkedince “hata bizim” demişti ya, işte o paket.
Demem o ki, Başbakan bazı konuları bilemeyebilir, takip edememiş de olabilir, bütün bunlar normal görülebilir. Ancak danışmanlarının ve ekonomi yönetiminin belli konularda gerekli bilgilendirmeleri yapıp, uyarılarda bulunması gerekmez mi? Mesela diyemezler mi? `Başbakanım, şu anda genel başkanı olduğunuz parti altı sene IMF ile yol arkadaşlığı yaptı. IMF ile beraber büyüttüler cari açığı, beraber soktular gırtlağına kadar borca vatandaşı, beraber sattılar kamu varlıklarını haraç-mezat, beraber soktular şirketleri taşınamaz kur riskine. Hatta genel başkanı olduğunuz parti hiç ihtiyaç yokken IMF’nin kapısına gitti ve yeni bir anlaşmayı bile imzaladı.” diye. Deseler her halde iki de bir çıkıp `Ey MHP, Ey Bahçeli` diye bağırmaz diye düşünüyorum."
IMF gerçeğini Başbakan Davutoğlu`nun bilmediğini ifade eden Karakaya, "Şu IMF gerçeğini Başbakan’a kısaca özetlemekte fayda var. Başbakan, genel başkanı bulunduğunuz parti seçim meydanlarında verdiği sözü maalesef tutmadı. Yani IMF’yi kovmadı. Kovmadığı gibi iktidara gelir gelmez ABD’ye koştu New York’ta bankacıları topladı ve `biz IMF anlaşmasına da, uygulanan ekonomik programa da sıkı sıkıya bağlı kalacağız` sözünü verdi. Bu yolculuk ilk etapta 2002 yılının Kasım ayından 2005 yılının Ocak ayına kadar devam etti" diyerek şunları söyledi:
"Başbakan, 2005 yılı Ocak ayında, 18. Stand-by anlaşmasının süresi dolmasına rağmen partiniz ne yaptı biliyor munuz? IMF ile olan yolculuğunu bitirmesi gerekirken, bitirmedi. Hem de hiçbir ihtiyaç yokken, Türkiye 57. Hükümetin aldığı tedbirler ve ekonomi programı ile IMF’siz olarak yoluna devam edebilecek durumdayken, IMF’nin kapısını yeniden çaldı ve 11 Mayıs 2005 tarihinde 19. Stand-by anlaşmasını kendi istek ve arzusuyla imzaladı. Bu anlaşmayla, 10 Milyar dolar borcu da 2005-2008 yılları arasında IMF’den aldı. Bu arada 57. Hükümet tarafından imzalanan 18. Stand-by anlaşmasıyla sağlanan kredinin önemli bir kısmını da 2003-2004 yıllarında AKP hükümetlerinin kullandığını da hatırlatmadan geçemedim.
Yani, Sn. Başbakan görüyorsunuz, IMF’ye ödedik dediğiniz borcun çoğunu da sizin partiniz almış zaten. Ama siz meydanlarda hala bizden öncekilerin borcunu ödedik diyorsunuz! IMF’ye borcu sıfırladık diyorsunuz! Gerçi sıfırlama konusundaki maharetlerinize dünya âlem şahit oldu. Çoğunu kendinizin aldığı IMF’ye olan 22-23 milyar borcu sıfırladık diyorsunuz da; neden milletin varını yoğunu haraç-mezat sattık ve 40 milyar dolar parayı kasaya indirdik demiyorsunuz? Diyelim ki, sizden önceki Cumhuriyet hükümetlerinin biriktirdiği eldeki hazırları sattınız ve yarı parasıyla IMF’ye olan borcu ödediniz. Peki, geri kalanını ne yaptınız? Kutulara doldurup istiflemediniz herhalde? Hadi onunla da, duble yolsuzluk, pardon, yol yaptınız diyelim! Peki, bu artan borçlar neyin nesi Sn. Başbakan? Neden IMF’nin borcunu ödedik diyorsunuz da hazırı sattığınızı, 130 milyar dolar olan dış borcu 400 milyar dolarların üzerine çıkardığınızı söylemiyorsunuz?
Başbakan önemli bir husus daha var; 57. Hükümet 1999 yılının Haziran ayında iş başına geldi. MHP bu hükümetle iktidarda yer aldı. Oysa, Türkiye IMF’nin kapısına daha bir yıl öncesinde 1998 yılında gitmiş ve `Yakın İzleme Anlaşması` imzalamıştı. Yani, sizin anlayacağınız MHP’nin iktidara geldiği gündeki Türkiye borcunu döndürme sıkıntısı çeken ve IMF ile müzakere aşamasında olan bir Türkiye’ydi. Hani MHP sizin gibi hazıra konmadı. Çok zor şartlar altında bir sorumluluk üstlendi. Türkiye’nin o gün borcunu dahi döndürememesinde; 57. Hükümetten önce görev almış siyasi geleneğinizin ve hatta yıllardır yakın çalıştığınız arkadaşlarınızın da dahli vardır; ancak emin olun ki MHP’nin bir dirhem dahi vebali yoktur."
Ankara
22.11.2024