Kurultayda konuşan Hüsamettin Cindoruk, başkanlık sistemi ve süreçle ilgili olarak şunları söyledi: "Milli birliğimiz noktasında hiç bugün ki kadar tehlikeli bir noktaya gelmemiştik. Bugün iki alanda önemli bir sıkıntı yaşıyoruz. Birincisi; bir iktidar rejimi değiştirmek istiyor. Başkanlık sistemi getirmek istiyor. O büyük bir tehlike. Çünkü oradan diktatörlüğe gidilir. İkincisi bir barış sözcüğü etrafında bir önemli meseleyi daha çözmeye çalışıyor bu karanlık tablonunun içinde. Hiçbirimiz bu ülke içinde kan akmasını istemeyiz. Kana teröre karşıyız. Sormak lazım bu terörü Türkiye Cumhuriyeti mi bizler mi sizler mi başlattınız? Biz barışın tarafıyız. Kim barış istemez, ama bir yandan anayası değiştirerek kendinizi tek adam ilan etmek için uğraşacaksınız. Bir yandan da terör örgütü ile devletten devlete müzakere eder gibi müzakere edeceksiniz. Bu olacak şey mi? Terör örgütü önce özür dilemelidir."
MUSTAFA KEMAL`İN ASKERLERİYİZ
İstanbul Barosu Başkanı Doç Dr. Ümit Kocasakal ise yaptığı konuşmada Türkiye`nin zor bir süreçten geçtiğini ifade ederek şunları söyledi: "Bugün 23 Nisan eskiden olsa neşe doluyor insan derdik. Ama bugün öfke doluyor insan. Ben şahsen büyük bir öfke içindeyim. Çünkü, cumhuriyet ve cumhuriyet devrimi tarihte eşi görülmemiş alçakça, hayasızca bir saldırı altında. Bu yüzden öfkeliyiz. Malesef, 90 yıl önce yedikleri tokadı halen hazmedememiş olan emperyalistler 90 yıl sonra da büyük bir saldırıya geçmiş bulunuyorlar. Ama bu işgal 90 yıl önce olduğu gibi topla, tüfekle, tankla olmuyor olmadı. Zihinlerde gerçekleştirdiler. Bu ülkenin genleriyle, kimyasayla oynadılar. Malesef bu ülkenin içine bir etnik virüs attılar. Ülkeyi param parça ettiler. Milli benliğe ve tarihimize format atmaya kalkıştılar. Mustafa Kemal`in askerleriyiz. Diyorlar ki T.C. yenildi. Hiç heveslenmesinler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yenilmez. Yenilen işbirlikçi taşeron iktidardır. Çünkü işbirliği yapmaktadır."
KURULTAYDAN ÇIKAN BİLDİRİ
Konuşmalardan sonra CHP eski milletvekili Necla Arat, kurultayda oy birliği ile alınan bildiriyi okudu. Bildiride öne çıkan başlıklar şöyle: `Bağımsızlık ve egemenlik vazgeçilmez ilkelerimizdendir. Vatan bir bütündür bölünemez. Devlet yetki ve görevlerin kullanılmasında erkler ayrımı esastır. Bu üstünlük anlamına gelmez. Vatandaşlık din, mezhep ve etnik kökene dayalı olamaz. Türkiye Cumhuriyeti`ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, ortak ulusal kimlik olarak Türk`tür. Türkiye Cumhuriyeti`nin dili Türkçedir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Din, kişisel bir vicdan sorunudur. Devlet, hiçbir dinin veya mezhebin yandaşı olamaz. Siyasi partiler yasası değiştirilmelidir. Genel başkan egemenliğine son verilmelidir. Seçim barajı kaldırılmalıdır. Türk Dili, Türk Milleti ve Laiklik kavramları tartışılamaz. Başkanlık sistemi, asla kabul edilemez. İktidar ile terör örgütü arasındaki pazarlık ve dayanışma halkımıza mutlaka en ince ayrıntısına kadar anlatılmalıdır. `Yurtta Barış Dünyada Barış` temel ilkemizdir.`
