Destici, Ankaranın Nallıhan, Çayırhan,Beypazarı, Ayaş ilçelerinde esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi. Destici, dükkanları ziyaretinde vatandaşlarla sohbet edip gül dağıttı. Türkiyede 12 milyon emeklinin olduğunu, bunların da 8 milyonundan fazlasının açlık sınırının altında maaş aldığını ifade eden Destici, 12 milyonun 6 milyonu asgari ücretli. 7-8 milyon da asgari ücretin altında çalışanlar var. Halkın aşağı yukarı 30 milyonu açlık sınırının altında yaşıyor. Türkiyede çalışan işçilerimizin yüzde 50sinden fazlası da kayıt dışı. Sosyal güvenceleri yok, sigortaları yatmıyor ifadelerini kullandı.
HER YIL 100 BİN KİŞİYE EV VERECEĞİZ
İktidara gelmeleri halinde her yıl 100 bin kişiye bedava ev vereceklerini ve bunun da maliyetinin 4 milyar lira olduğunu kaydeden Destici, Bize kaynağınız ne deniyor. Sen 10 milyara saray yaptırdın. O 10 milyara tam 250 bin kişiye ev verebiliyoruz. Şimdi 250 bin kişiye ev mi, saray mı yapmak lazım? Kaynak var aslında ama kaynak yanlış kullanılıyor. Dışarıdan şimdi limuzinler getiriyorlarmış. Limuzini ben de ilk duyunca hayret ettim. Limuzin inekler varmış Uruguayda. Yatay ve uzun oluyor. Anguslar yetmedi, şimdi de limuzinleri getiriyorlar. Güya et fiyatı düşecek. Et fiyatı öyle düşmez diye konuştu.
Kahvehanede vatandaşların sorunlarını dinleyen Destici, vatandaşlar ile birlikte eline kâğıt kalem alarak hesap yaptı. İktidara gelmeleri halinde asgari ücret ve emekli maaşlarıyla ilgili vaatlerinde kaynağın ne olduğunun sorulduğunu kaydeden Destici, şunları söyledi:
Saraya kaynak var da, ayakkabı kutularının içinde kaynak var da, uçaklara kaynak var da vatandaşa gelince mi kaynak yok? Biz milletin parasını millete vereceğiz, saraya, uçağa yatırmayacağız. İsrafa, yolsuzluğa müsaade etmeyeceğiz.
HERKESİN HİLEDEN UZAK DURMASI LAZIM
Destici, 7 Haziran seçimlerinde sandıkta hile yapılacağı iddialarıyla ilgili şunları söyledi:
Herkesin hileden uzak durması lazım. Hile demek haram demek. Bir kere herkesin haramdan uzak durması lazım. Oy çalmak aynen devletin malını çalmak gibidir, milletin parasını çalmak gibidir. Kul hakkıdır. İkincisi Yüksek Seçim Kurulu sorumludur, gerekli tedbirleri en üst düzeyde almak zorundadır ve almalıdır. Üçüncüsü, başta 5 siyasi partisi olmak üzere herkes sandıkta kendi görevlisini bulundurur ve sandığa sahip çıkarsa o zaman sandık güvenliği daha üst düzeyde sağlanmış olur. Özellikle yurt dışı oylarıyla ilgili bizim de şüphelerimiz var. Bazı ülkelerde bir aya yakın bir süre oy kullanılacak. Bu oylar nerede muhafaza edilecek? Daha sonra uçakla bunlar Türkiyeye getirilecek.
Destici, konuşmasına şöyle devam etti:
Türkiyenin içinde bulunduğu şartlara baktığımız zaman, yapılan yolsuzluklara baktığımız zaman, hak gasplarına baktığımız zaman, iktidarda kalmak için her yolu mübah gören makyavelist, pragmatist, faydacı bir anlayışa sahip bir yönetim tarzıyla, iktidarla karşı karşıyayız. Onun için de şüphelerimiz var. İktidar partisinin bu şüpheleri dağıtması lazım. Milletin kalbindeki bu şüpheleri gidermesi lazım. Madem milli irade diyoruz. O zaman milletin oyuna herkesin saygı göstermesi lazım. Vatandaş nereye oy kullanıyorsa, oy onun hanesine yazılması ve orada toplanması lazım. Aynen bu cebinden parayı almak gibi bir şeydir.