Göreve geldiğinden bugüne Sincan’ın oldubittilerle yöneten Belediye Başkanı Mustafa Tuna’nın Sincan’la ilgili yapmış olduğu her proje elinde patladı. Sincan Pazaryeri Merkez Çarşı Cami’nde olduğu gibi Kentsel Dönüşüm projesi de ranta dönük bir proje olduğu için Sincanlılar’ın tepkisini toplamaya devam ediyor. Sincanlı Mustafa Tuna’ya verdikleri oy için ‘ellerim kırılsaydı da vermeseydim’ diyerek tepkilerini dile getiriyorlar.
Halkın fikri sorulmadı
1900 hak sahibinin konutlarının yerine 5000 konutun inşa edileceği mahallede bazı ailelerin imzaladığı muvaffakatnamenin yeterli açıklığa sahip olmaması, konuyla ilgili bazı iddialar ellerindeki mülkü de kaybedecekleri yönünde bir korkunun oluşmasına neden olmuş durumda. 1. Etapta oturan bazı komşuların muvaffakatnameyi imzalamazlarsa 30-40 bin lira para yatırılarak evlerinin ellerinden alınacağı şeklinde haberlerin yayılması da cabası olmuş. Mahalle sakinlerini öfkelendiren konulardan biri de yaşayacağı mekân hakkında halkın fikrinin sorulmaması. Şu anda kimin nereden hangi konutu alacağı ise henüz belli bile değil.
Tehdit ediliyorlar
TOKİ ile Belediye arasında imzalanan protokolün içeriğinin dahi henüz anlaşılmadan halka, belediye ile anlaşmalı özel şirket ve şirketlerin muvafakatnameleri üstü kapalı bir şekilde tehdit ederek imzalatmaya çalışması, yapılacak projenin oldubittiye getirilmek istendiği izlenimi yaratmaktadır. 2000’e yakın hak sahibinin 1500 kadarının imza atmadığı, imza atanların da çoğunun imzalarını geri çektikleri edinilen bilgiler arasında.
Kamulaştırma için imar değişikliği ve çoğunluğun onayı gerekir
Kentsel dönüşümün hakkında hukuksal bilgi vermek amacıyla orada bulunan Av. Serdal Namkoç Kentsel dönüşüm hakkında halkın sorularını yanıtladı. Kamulaştırmanın gerçekleşmesi konusunda çoğunluğun onayı alınıp imar değişikliği yapıldığı sürece kamulaştırma yapılmasının mümkün olduğunu ama bunun da kamulaştırma kanununa göre yapılması gerektiğini, rayiç değeri üzerinden evin, hatta bahçedeki ağacın da değerinin verilmesi gerektiğini anlattı. Rayiç bedelinin Eryaman’daki arsaların ve evlerin değerine göre verilmesi gerektiği, düşük değer biçildiği düşünülüyorsa bedel tespit davası açılabileceğini bilgisini edinen mahalle sakinleri oylarıyla seçilen belediyenin kendilerini ikna edemediğini, sahip olduklarını kaybetmekle yüz yüze kaldıklarını hatta borçlandırıldıklarını söylediler. Üstelik aboneliklerin iptal edilip tekrar bağlatılmasının da yeni bir külfet getirdiğini söyleyen mahalleli, evlere biçilen metrekare birim fiyatının az; ancak yapılması düşünülen projeye ait aynı arsadaki evlerin ise çok yüksek fiyatlı oluşundan şikâyetçi.
Bölgede bulunan 10-15 blok riskli yapı kapsamında. Bu blokların yıkımı için apartman sakinlerinin üçte ikisinin onayı şart. Ancak zaten çoğunluğun kat mülkiyetine değil arsa mülkiyetine sahip olduğu için yıkımın söz konusu değil. Enkaz bedelleri ise mülk sahibi tarafından belirleniyor.
Kira bedelleri belli değil
Bir başka konu da inşaat başladığında halka kira bedelinin ne kadar ve kaç ay ödeneceği. Bazılarına imzalatılan muvaffakatnamelerde bu konuya değinilmediği söylenirken, bu türden sözleşmelerin geri dönüşümü olmaksızın hak kayıplarına neden olabileceğinden imzalamadan önce dikkatlice okunması gerektiği uyarısında bulunuldu.
Biz tüccar değiliz!
Belediyenin halka verilecek evlerin eski evlerinden daha değerli olacağı söylemine ise Ulubatlı Hasan ve Saraycık sakinlerinin tepkisi sert oldu: ‘Buradaki vatandaşın çoğu başını sokacak bir ev peşinde. Kaç lira değerinde ev verirsen ver burada bir tane evini satacak insan yok. Sadece kendi barınması için bir ev peşindeyiz. Biz ticaret peşinde miyiz yani. Karşı dava açma hakkımız var ama özellikle şunu unutmayın. Çare bizim kendimizde. Biz yok dediğimiz zaman hiç kimse bir şey yapamaz.’ dediler.
Ankara
22.11.2024