Yeni çıkacak olan yasanın inşaat sektörüne etkisi nedir?
Bu yasa tüketici için çıkan bir yasa, ekonomik verileri güçlendirmek maksadıyla çıkarılmış bir yasa. Ama maalesef işin muhatabı olan müteahhitlerle, emlak sektörünün temsilcileriyle, belediye yetkilileriyle, tüketicilerle ve basınla konuşularak konuşulmuş bir yasa değil. İnsanların işlerini kolaylaştırmak için değil daha çok gelir elde etmek için çıkarılmış bir yasa. Müteahhit inşaat yapıyor yapmaya da devam edecek. Bu daha çok alıcıyı etkileyen bir durum.
TEK AYAKTA DURAN SEKTÖR İNŞAAT
Peki konut satışlarını etkiler mi bu durum?
Olmaz çünkü konut açığı var. Mülk değerliyse değeri kadar vergi ödenmeli. Buna karşı değiliz. Etimesgutta ve Ümitköydeki aynı rayiç bedeline sahip iki binadan da aynı vergiyi almak doğru değil. Sahip olunan malın değeri kadar vergi ödenmelidir ki adil olsun.
Türkiyede maalesef ekonomiyi ve istikrarı inşaat sektörü sırtlıyor. Yani bir üretim yok. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan inşaattaki rantın önüne geçmemiz gerektiğinden ve sadece inşaatta büyümenin doğru olmadığından bahsetmişti. Ancak zaten ekonominin yükünü taşıyan sektöre ek yükler getiriliyor. Çünkü tek ayakta duran sektör inşaat olunca inşaata yükleniliyor. Fiyatlar sürekli artıyor ve daire satışları da artıyor. Bu da insanların konut açığı olduğunu gösterir. İnsanları duruma önce tepki gösteriyor ama sonra kanıksıyor.
İNŞAATI BİTMEYEN BİNAYA ASFALT KATILIM PAYI
Yeni yasaya göre belediyelere, valiliğe ve şehircilik bakanlığına ödenen vergiler hakkında yorumunuz nedir?
O kurumlar arası farklılık olur. İnşaat sektörüne bir etkisi olmaz. Ama yasa ilk sunulduğunda iyi gibi geliyor fakat bir önerge ile alt üst edebiliyorlar. O nedenle belli olmaz. Her yasa çıktığında yaptıkları gibi bunu da gizli saklı tutuyorlar. Resmi gazetede yayınlanınca öğreniyoruz. Ruhsat harcı yol katılım bedelleri sürekli artıyor, en yüksek ruhsat harcını kanal katılım paylarını ödüyoruz. Bir arsa üzerine inşaat yapılacaksa vergilerin yanında asfalt paralarını da yatırıyoruz. Daire başına 300 ile 1000 TL arasında değişiyor. Henüz yapılmamış binanın daire sayısına bölünerek asfalt katılım payı alınıyor. Üstelik daha fazla pay alabilmek için 12 metre yerine 7 metre üzerindeki caddelerden vergi alınmaya başladı. Hem ilçe belediyelerin alanını daraltıyor hem de inşaat yapılan bölgede hiçbir altyapı yok ancak vergileri peşinen alınıyor.
İŞ GÜVENLİĞİ EĞİTİMİNİ BİZ VEREBİLİRİZ
Kaçak işçi çalıştırmanın önüne nasıl geçilir? İş güvenliği için neler yapılmalı?
Bizim hesabımız bellidir, kaçak işçi çalıştıramayız. Art niyetli şirketler vardır ama bunarın sayısı azdır. Asıl nitelikli işçi sayımız çok düşük. Yeni iş güvenlik kanunu ile iş deneyim belgesi verilebiliyor. Fakat 3 milyon insana ustalık belgesi vermek şu anki yetki verilmiş kurumlarla 3 yıl sürer. İşçinin bilinçlenmesi gerekiyor. Güvenliğini almaya gurur yapıyor fakat ölümlere takdiri ilahi diyor. İşçilerimizi toplayacağız devlet ödenek ayıramıyorsa biz ayıracağız. Biz eğiteceğiz. Küçük ve orta ölçekli firmalarımızın büyük bir bölümü ustalıktan gelme. Bu inşaat kazalarının yaşandığı inşaatların müteahhitleri çoğu rant amaçlı kurulmuş firmalardır.
MÜTEAHHİTLİĞİN TANIMLANMASI GEREKLİ
Hükümetin federasyonla birlikte bunların önlemini alma şansı yok mu?
Biz yaklaşık on yıldır federasyon çatısı altında müteahhitliğin tanımının yapılması için gerekli mercilere başvurularda bulunduk. İnşaat sektörü aksamasın diye çabalarımızı yanıtsız kalıyor. Çünkü tanım getirildiğinde birçok firma dışarıda kalacak. Kanun müteahhitliği meslek olarak değil nitelikli tüccar olarak görüyor. Fakat yaşanan bütün kazalarda sorumlu olarak müteahhit görülüyor. Şantiye şefleri, yapı denetimciler, iç mimarları da içine alarak çember altına almaya çalışıyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Sadece iş kazaları değil nitelikli yapıların yapılması için de gereklidir. Torunlar İnşaat örneği çarpıcıdır. Yapı denetim firması bile kendi firmasıdır. Daha nitelikli, daha sosyal ve daha güvenli konut inşaatı güvenlikli iş koşulları için müteahhitliği tanımlamak gerekir.
Ankara
21.11.2024