"Çankaya İlçesi, Namık Kemal ve Yenişehir Mahalleleri, Saraçoğlu Kentsel Sit Alanı ve Etkileşim Geçiş Sahasına İlişkin 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı" ile İmar Kanunun 18. maddesi hükümlerince hazırlanan imar uygulamasının iptali istemiyle açtığımız, Ankara 17. İdare Mahkemesi tarafından E.2020/420 ve E.2020/1302 sayılı dosyalar ile görülen davalarda 10.03.2022 tarihinde iptal kararı verilmiştir. Kamu yararını esas alan mücadelemizde bilirkişiler ve mahkeme kararı da haklılığımızı teyit etmiştir. Saraçoğlu Kentsel Sit Alanıdır, proje kamu yararına aykırıdır!

Alanın, kamu elinden alınarak sermayeye bırakılmasına olanak sağlayan Emlak Konut GYO A.Ş. ve pandemi süreci boyunca tüm mahallenin etrafını kapatarak inşaata devam eden Güryapı A.Ş. de davaya müdahil olmuştur.

Bakanlık var diyor, yüklenici inkar ediyor!

Güryapı A.Ş. savunmasında "büyük ölçüde yeni yapılaşma öngörülmediği, projenin halihazırda mevcut binaların fonksiyonlarının değiştirilmesi suretiyle tekrar kullanılabilir hale getirilmesinden ibaret olduğu, yeraltı otoparkı yapılacağı iddiasının gerçeği yansıtmadığı" iddialarına yer vermiştir. Ancak plan, plan açıklama raporu ve davalı Bakanlık aksini söylemektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı savunmasında 5.000 m2 yeni yapı yapılmasına engel bir husus bulmadıklarını ve proje kapsamında otopark ihtiyacının ise parsel ve park alanlarının altında karşılanabileceğini belirtmiştir.

Halkın elinden alınan ve yok edilen kültürel, doğal ve kentsel değer, KDV`si hariç 73 Milyon Dolar değerle sermayeye bırakıldı!
Emlak Konut GYO A.Ş. tarafından 2020 yılında hazırlatılan Gayrimenkul Değerleme Raporu`na göre tamamlanması durumunda projenin 2020 yılındaki KDV hariç değeri 73 Milyon Dolardır. Kültürel ve doğal değerlerimizi yok etmek pahasına, türlü hukuksuzluklarla başlatılan ve ilgili tüm kamu kurumlarının adeta seferber olduğu bu projenin asıl amacı yaratılan bu rantın birkaç kişiye pay edilmesidir.

Mahkeme kararında özetle;

• Üst ölçekli plan olan 1/25000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planı çerçevesinde değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu ve Saraçoğlu Mahallesinin "Bakanlıklar Alanı" ile bütünleştirilerek planlanması gerekirken alanın müstakil olarak planlandığı; bu bağlamda dava konusu planların üst ölçekli planla belirlenen planlama ilkelerine (stratejilerine) aykırı olduğu,
  Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yer alan ve 5000 m2 ilave kamusal alan oluşturulmasını öngören plan notunun 1/5000 ölçekli nazım imar planında dayanağının bulunmadığı, bu yönüyle de plan hiyerarşisine ve planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırı olduğu,
• Plan açıklama raporlarının ölçeğinin gerektirdiği ayrıntıda bilgi ihtiva etmediği,
• Planlama alanı bütününe ilişkin jeolojik-jeoteknik etütleri esas alan önlemli alan statüsünün eşik analizine aktarılmadığı,
• Arazideki morfolojik yapının değerlendirilmediği,
• Topoğrafik koşulların/eğim durumu ve hakim rüzgar bağlamında planlama alanındaki eğim, eşikler ve manzara-bakı noktalarına ilişkin analitik haritaların ve kentsel görünüm-silüet etkisinin dikkate alınmadığı, doğal/morfolojik yapıya ilişkin analitik harita verileri, afet risklerine ilişkin tedbirler ve yakın çevre arazi kullanımları sentez paftasında dikkate alınmaksızın yalnızca kültür varlıkları üzerinden değerlendirme yapıldığı,
• Ulaşım ve altyapı ile ilgili gösterimlerin plan paftaları ve gösterimlerinde belirtilmediği,
• Karma kullanım alanlarının ayrıştırılmadığı, bu açıdan ticaret ve turizm alanlarının alansal değerlerinin belirsiz olduğu,
• Turizm ve ticaret alanlarının mimari projeye göre belirleneceğinin ifade edilmesinin planlama sistematiğine uygun olmadığı, avan projelerin uygulama imar planına göre hazırlanması gerektiği,
• Yapılacağı ifade edilen otopark alanının kapasitesinin ve ilave 5000 m2 kamusal kullanım alanının işlevsel niteliğinin belirsiz olduğu,
• Yapı yoğunluğuna ilişkin kararların plan kademesinin gerektirdiği ölçüde alansal ve çizgisel gösterimler ile ifade edilmediği

gerekçeleri ile dava konusu planların şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olmadığı belirtilerek iptaline karar verilmiştir. Plan iptalinden sonra imar uygulaması da hukuki dayanağını yitirmiş ve iptal edilmiştir.

Bu kararların altına imza atanlar hesap vermeli, yapılar için acil önlemler alınmalıdır!

Alanda yapılan müdahalelere bakıldığında tescilli yapılar için "İçi boşaltılacak ve cephesinde müdahale edilecek yapılar", "Sadece içi boşaltılacak yapılar", "Cephe, duvar döşemelerinde kısmi değişiklik yapılacak yapılar" gibi hiçbir bilimsel kriteri olmayan; yapıların ihtiyaçlarına göre değil sadece restoran, otel, büro gibi kullanımlar oluşturmaya yönelik alınan müdahale kararları ile yapılarda geri dönüşü mümkün olmayan zararlar verilmiştir. Bu kararların altına imza atanlar hesap vermeli, yapıların daha fazla zarar görmemesi için inşaat durmalı ve yapılar acilen iyileştirilmelidir.

Kamu yararı ancak bütüncül planlarla sağlanabilir!

Saraçoğlu Mahallesi, tüm değerleriyle birlikte Ankara kent merkezini konut niteliğiyle de beslemektedir. Bu sebeple kent merkezi ve kullanım ilişkileri bir arada ele alınıp planlanmalıdır. Başkentin kent merkezini yok edecek, kamuya ait bir alanı sermayeye terk edecek, salt finansal olarak değerlendirilebilecek parçacıl projelerle ancak kamu zararları doğmakta, yaşam kalitemiz, kültürel ve sosyal gelişmişliğimiz toplumsal olarak çökmektedir. Kentte planlı ve tarihsel olarak gelişmiş tüm kullanımlar gibi Saraçoğlu da Başkentin bir numunesi ve belleğidir. Saraçoğlu Mahallesi şehircilik ilkeleri ve planlama esasları ile kent merkezinin önemli bir bileşeni olarak ele alınmalı, acilen iyileştirme çalışmalarına başlanmalı, kamuya ait konut alanı olarak kalmalı, parçacıl talan projelerinden vazgeçilmelidir. Her zaman söylediğimiz gibi, kamu yararı ancak bütüncül planlarla sağlanabilir!

Cumhuriyetin ve Başkentin bu sembol mekanını ve Ankara`nın belleğini tüm itirazlarımıza rağmen mükerrer planlarla yok etme pahasına ranta açan uygulamalara karşı dün olduğu gibi bugün de aynı noktadayız. Başkentin mirasını, yaşam alanlarımızı, doğal, tarihi ve kültürel değerlerimizi koruyacağımızı; bilimin ve ilerici ortak değerlerimizin ışığında, kamu yararı adına mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.