AKP kurmayları zaman zaman tutuldukları amansız hastalığın nöbetlerini geçirmektedirler. Son olarak Sayın Çelik, böyle bir nöbet geçirmiş ve kendisini kaybederek ne dediğini bilmez bir psikolojiye bürünmüştür. Sarf ettiği cümlelerde Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve onun Sayın Genel Başkanını eleştiren ve kendince söz ustalığı yapan Çelik, AKP’nin dağılma sürecinin telaşına kapılmış olacak ki; acınacak bir halde sözlerinin ne mana ihtiva ettiğini bilmeden konuşmaktadır.
Sayın Çelik laf ola beri gele kabilinden "Sayın Bahçeli, sizin duruşunuza dik duruş değil, tip duruş denir.” demektedir. Biz de size sizinki de ”tipsiz duruş” mu demeliyiz, aynaya bakın, dönün bir geçmişinize bakın mı demeliyiz. Tabi bunları söylemek kolaydır, ancak o seviyeye düşmek zordur. Bu da bize değil, ancak size yakışır.
Hüseyin Çelik’in, sürekli olarak partimiz hakkında ağza alınmayacak ifadeler kullanması, mesnetsiz iftiralarda bulunması, haddini bilmezliğiyle siyasette ün yapan haysiyet ve onur sınırlarını aşan bir karakterin tezahürüdür.
Türkiye’yi böldürmemeye kararlı olan ve her vesileyle milletimizi ve iktidarı uyaran, ikaz eden partimize ve Sayın Genel Başkanımıza laf söylemek Hüseyin Çelik’in haddi değildir.
Ne yazık ki AKP bölücülük hastası, terörist yanlısı ve terörist başına yaranma bağımlısı olmuştur. Tüm benliğini işgal eden bu hastalıktan yakasını kurtarması artık imkânsızdır ve Türk milletinin AKP müptelasından en kısa sürede kurtulması yakındır.