AKPnin son yıllarda söylem ve eylemleriyle gittikçe marjinalleştiğine vurgu yapan Topcu, iktidar tarafından dile getirilen Türkiyelilik kavramına karşı çıktı. Prof. Dr. Zühal Topcu, havuz kurarak televizyonları ve gazeteleri kontrol eden iktidarın, yasaklarla sosyal medyanın sesini kesmeye çalıştığını söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Zühal Topcunun gündemle ilgili sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
MHP DEĞİŞMEZ GELİŞİR
-MHPnin milliyetçilik anlayışını nasıl tanımlarsınız?
Milliyetçi Hareket Partisi, kurulduğu 1970lerden bu yana oy oranını sürekli arttırmaktadır. Bugün, iktidarın en önemli alternatifidir. MHP, temsil ettiği değerler itibariyle toplumun merkezinde yer almaktadır. Türk insanının temel değerlerini, kültürünü, ahlakını ve dokusunu yansıtır. Söylem ve eylemleriyle AKP, gittikçe marjinalleşirken; MHP, Türk Milletinin sağduyusunu temsil etmektedir. MHPnin milliyetçilik anlayışı; toplumu bölen ayrıştıran değil, birleştiren bir milliyetçiliktir. Bu ülkede yaşayan, bu vatana vatandaşlık bağıyla bağlı olan, Türk milletine mensup olma şuurunu taşıyan herkesi Türk kabul eder. Milliyetçilik anlayışımız değişmemiş, ancak 9 Işıkta yer alan çözüm önerileri değişen durumlara göre güncellenmektedir.
TÜRKİYELİLİK KAVRAMI BÖLÜCÜLÜĞE HİZMET EDER
-Türkiyelilik kavramına nasıl bakıyorsunuz?
MHP köken değil, kültür milliyetçisidir. Türk milleti ifadesinden kimsenin rahatsızlık duymaması gerekir. Türkiyeli kavramı coğrafi bir bölgeyi ifade eder. Aynı coğrafyada yaşamak, tek başına aidiyet şuuru oluşturmaya yetmez. Türkiyelilik kavramı terör örgütü tarafından dile getirilmekte, ayrılıkçı zihniyete hizmet etmektedir. Türkiyenin bir bölgesinde yaşanan sıkıntılar, silahlı terörü mazur göstermez. İç Anadoluda da Doğu ile aynı yoksulluk yaşanıyor. Ama kimse dağa çıkmıyor.
FARKLILIKLARIMIZA DEĞİL BENZERLİKLERİMİZE VURGU YAPMALIYIZ
-Kürt sorunuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Önce şunu belirtmek gerekir ki bu sorun Kürt sorunu değil, terör sorunudur. Türkiyede yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimiz, ana dillerini analarının ak sütü gibi kullanabilirler, konuşabilirler. Her toplum içinde farklı inanç ve etnik özelliğe sahip insanlar olabilir. Sorunları etnik aidiyet üzerinden tanımlamak sıkıntıya neden olur. Bölgede yapılan bazı hataları devlete mal etmek yanlıştır. Biz farklılıklarımıza değil, benzerliklerimize vurgu yapmalıyız. Farklılıkları ayrılık değil, kültürel zenginlik olarak görmeliyiz. Bugün Türkiyenin her tarafı herkesin vatanı. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sınırları içinde yaşayan herkes, bu ülkenin eşit haklara sahip vatandaşı ve Türk Milletinin çok değerli bir üyesidir. Biz 1000 yıldır beraber yaşıyoruz, beraber gülüyoruz, çocuklarımızı askere gönderip düğünler yapıyoruz. Sorunlarımız ortak, sevinçlerimiz ortak.
TÜRKÇE DİL BAYRAĞIDIR HERYERDE DALGALANMALIDIR
-Kürtçe Anadilde eğitim taleplerini nasıl değerlendiriyorsunuz
İnsanların en önemli anlaşma aracı dildir. Ortak dil, toplumlar için zorunludur. Dolayısıyla Türkçe bizim dil bayrağımızdır. Ülkenin her yerinde bu dil bayrağı dalgalanmalıdır. Hem Türkçe sadece Türkiyenin değil, Adriyatikten Çin Seddine büyük bir coğrafyanın ortak değeridir. Bu değeri zayıflatmanın bir anlamı yoktur. Devletin Türkçe eğitim vermeyen ve yasal olmayan kurumlara göz yumması yanlıştır. Bugün Türkçeyi kabul etmeyenler ileride Misak-ı Milli sınırlarını da tanımayabilirler. Dağdaki silahlı teröristlerin uzantısı Meclistedir. Maalesef bugün hükümet 40 bin kişinin katili bir teröristi muhatap almakta onunla aynı masaya oturmaktadır.
ÖZERKLİK BÖLÜNMEYİ GETİRİR
-Özerklik taleplerine nasıl bakıyorsunuz
AKP kurulduğu 2002 yılından bu yana, otonom yapıların oluşması için çalışıyor. Hükümet, MHPnin 1999 yılında Avrupa yerel yönetimler özerklik yasası için koyduğu şerhi kaldırırsa, yerel yönetimler ekonomileriyle yönetim yapılarıyla birlikte özerk olacaklar. Bu da Türkiyenin bölünme sürecini hızlandıracaktır. MHP olarak buna şiddetle karşıyız.
AKPNİN EĞİTİM KARNESİ SIFIRLARLA DOLU
-Siz eğitimcisiniz. AKPnin eğitim politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
AKP iktidarı döneminde eğitim sistemi çökmüştür. 10 yılda 5 bakan değişti. Her gelen bakan bir önceki bakanın yaptıklarını değiştirdi. Lise kayıt sistemi değişti. Üniversite sınavlarının soru dağılımı değişti. Okullar düzeltilmeden dershaneler kapatılmaya çalışıldı. Öğrenciler iradeleri dışında okullara yönlendirildi. Hükümetin eğitim karnesi sıfırlarla dolu.
SOSYAL MEDYAYI KONTROL ÇABASI BEYHUDE
-Sosyal medyayla ilgili getirilen yasaklar tartışılıyor
Gazete ve televizyonlar kurulan havuz sistemiyle kontrol edilse bile insanlar Facebook ve Twitter gibi sosyal medya ortamlarından gündemi rahatlıkla takip edebiliyorlar. Gerçekler saklanamıyor. Twitter yasağının delinmesinin halkı vesayet altına alamayacağının net bir göstergesi. Hükümet beyhude gayretler içerisinde.
İSLAM DİNİNİ YOLSUZLUKLARINA ALET EDİYORLAR
-Hukuk sisteminde yaşanılan son değişiklikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demokrasinin en önemli göstergesi erkler ayrımıdır. Yasama, yürütme ve yargı organlarında Cumhurbaşkanının belirlediği kişilerin bulunması demokrasiye aykırıdır. AKP iktidarında hukuk, halk söz konusu olduğunda işlerliğini yitiriyor. Hukuk, iktidara farklı, vatandaşa farklı uygulanıyor. Baklava çalanlar ceza alırken; ayakkabı kutularıyla rüşvet alanlar hakkında, iktidar vekillerinde suçlu olduklarına dair şüphe bile oluşmuyor! Milli ve ahlaki hassasiyetler ile insani değerler üzerinde oynanıyor. Toplumun ahlak algısı değiştirilmeye çalışılıyor. Parti müftülerinden alınan fetvalarla din, yapılan ahlaksızlıklara kılıf yapılmaya çalışılıyor. Vatan, Bayrak ve Türk Milliyetçiliği gibi kavramlarının içi boşaltılıyor. Siyaset iyice seviyesizleştiriliyor. İçi boşaltılan bu kavramlar bumerang etkisiyle tekrar iktidarı vuracaktır.
GENÇLİĞE ÜLKÜ VE İDEAL AŞILANMALI
-Gençliğin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Genç nüfus önemli bir güçtür. Yapılan araştırmalara göre, Türkiyede 2050 yılında yaşlı nüfus yüzdesi neredeyse yüzde otuzlara ulaşacak. Sosyal devlet olarak ülke, bu nüfusa bakmak zorunda. Bu nedenle Türkiyenin nüfusunun artması iyidir. Ancak, AKPnin çocuk yapmayı bu denli teşvik etmesi kritik sonuçlar doğurabilir. Genç nüfusa iş imkanı sağlanamazsa, eğitim imkanı verilmezse, bir ülkü veya ideal aşılanmazsa ülkenin aleyhine dönebilir. Yani nüfusun niceliği kadar niteliği de önemlidir.
SOSYAL YARDIMLAR ADİL DAĞITILMALI
-Hükümetin ekonomi politikalarıyla ilgili görüşleriniz nelerdir?
Türkiye, 1980lerden itibaren hızlı bir şehirleşme sürecine girdi. Köyden kente göç arttı. Tarım alanları, artan nüfusu besleyemeyince, köylü şehre göç etmeye başladı. Şehrin kıyılarında, varoşlarda 5-6 nüfuslu aileler tek göz odada yaşamak zorunda kaldı. İnsanlar, iş imkanları oluşturulmayınca yardımlarla hayatlarını sürdürmeye mecbur bırakıldılar. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 2013 raporuna göre yardım yapılan aile sayısı 3 milyon 94 bin, yani ortalama 12 milyon kişi yardımla hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Hükümetin ekonomiyle ilgili çizmiş olduğu pembe tablonun hiç de göründüğü gibi olmadığını bu rakamlar kanıtlıyor. Devlet, sosyal devlet olma gereği olarak yardım yapabilir. Ancak bu yardımları oy istismarına çevirmemesi gerekir. Yardımlar adil bir şekilde, oy beklentisi olmadan, MHPnin Hilal Kart uygulamasında vurguladığı gibi parasal olarak yapılmalı, insanlara istediği ürünü seçme hakkı verilmelidir.
-Tarım konusunda ne düşünüyorsunuz?
Dünyada yükselen değer tarım. Ancak ülkemiz hibrit tohuma teslim oldu. Tarım alanları zehirlendi. Tahıl deposu olan ülkemiz, tahılda bile dışa bağımlı hale getirildi.
MEDENİYETLER ÇATIŞMASI TEZİ ÇÖKTÜ
-Fransadan meydana gelen saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Medeniyetler Çatışması tezini doğruluyor mu?
Samuel Huntingtonun Hıristiyan ve Müslüman medeniyetlerinin çatışması tezini doğru bulmuyorum. Medeniyetler çatışması tezi, Arap Baharı örneğinde görüldüğü gibi Müslümanın Müslümanı katletmesine ve mezhep savaşlarına dönüştürülüyor. İslamın gelişmeye engel olduğu şeklindeki iddialar yanlış. Avrupa, Ortaçağı yaşarken; Türk İslam devletleri Rönesansı yaşıyordu. Doğu dünyasında İslam değil, yöneticiler gelişmeyi engellemiştir. Charlie Hebdo saldırısına gelince, farklı amaçlara hizmet ettiğini düşünüyorum. Afrikada, Ortadoğuda ve Afganistanda yaşanan çatışmalar büyük ülkeler ve silah baronları tarafından körükleniyor.
Ankara
25.11.2024