TÜRKİYE KAMU-SEN: 4/C´DEN 4/B´YE GEÇİŞTE DAĞ FARE DOĞURDU

TÜRKİYE KAMU-SEN: 4/C´DEN 4/B´YE GEÇİŞTE DAĞ FARE DOĞURDU

657 sayılı Kanunun 4. maddesinin C fıkrası uyarınca çalıştırılan geçici personelin 4/B´li sözleşmeli statüye geçirilmesine ilişkin Karar, 30 Mart 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kararda, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına

Ayrıca Karar´da söz konusu personelin yıllık izinlerine ilişkin düzenleme de eskiden olduğu gibi her ay için 2 gün olacak şekilde düzenlenmiş ve söz konusu personelin haklarında herhangi bir iyileştirmeye de gidilmemiştir.  

Mazeret izinleri konusunda ise Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar´da yer alan hükümlerin geçerli olacağı ifade edilmiştir. Buna göre kadın personele, doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı hafta süre ile ücretli doğum izni verilmesi;  Çoğul gebelik halinde, doğum öncesi sekiz haftalık izin süresine iki hafta eklenmesi; personele, bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilmesi; personele isteği üzerine; eşinin doğum yapması halinde iki gün, kendisinin veya çocuğunun evlenmesi, annesinin, babasının, eşinin, çocuğunun veya kardeşinin ölümü halinde ve her olay için üç gün ücretli mazeret izni verilmesi; hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan ve doğrudan radyasyona maruz kalan sözleşmeli personele ilgili mevzuatı uyarınca ücretli sağlık izni verilmesi konularında zaten var olan hususlar hükme bağlanmış olmaktadır.

Daha önce 2400 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar (260,52 TL brüt) ek ödeme verilen personele en yüksek devlet memuru aylığının %20´si kadar (206,45 TL) ek ödeme verilmesi öngörülmüştür. Önceki düzenlemede 260,52 TL olan ek ödeme sosyal güvenlik primi ve gelir vergisine tabi olduğundan ele geçecek ek ödeme miktarında bir kayıp söz konusu olmayacaktır.  

Buna ek olarak Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar´a ek 8. madde olarak yeni bir madde eklenerek bir yıldan az süreli geçici ve mevsimlik çalışmanın da önü açık tutulmuş, kamuda var olan esnek istihdam modelinden de vaz geçilmemiştir.

4/C´li personelin 4/B´li sözleşmeli statüye geçirilmesi sürecinde dile getirdiğimiz meslek sahibi personelin diplomalarına uygun pozisyonlara atanması ve bu yolla kalifiye insan kaynağımızın verimli kullanılması konusu dikkate alınmamıştır.

Karara göre TÜİK´te çalışan personel “anketör”, üniversite mezunları “idari büro görevlisi”, diğer personel ise “idari destek görevlisi” pozisyonlarına atanacaklardır. Bu personel mevcut durumda yaptıkları işleri aynı şekilde yapmaya devam edecek, yaptıkları işlerde herhangi bir değişikliğe de gidilmeyecektir.

Söz konusu personel emekli olmaya hak kazandıktan sonra çalışamayacak, doğrudan emekliye sevk edilecektir.

Hal böyle olunca 4/C´li personelin 4/B´li sözleşmeli statüye geçirilmesi konusu yalnızca kâğıt üzerinde kalan bir uygulama olmuş, Karar, söz konusu personel açısından bir yenilik getirmemiştir.   

ÖNDER KAHVECİ: 4-C BİTTİ DERKEN DAHA BÜYÜK BİR MAĞDURİYET ORTAYA ÇIKMIŞTIR

Konuya ilişkin bir değerlendirme yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkan Vekili ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 4/C bitti derken daha büyük bir mağduriyet ortaya çıkmıştır” dedi. Kahveci, “4/C´li personelin 4-B´li statüye geçişini sağlayan Karar Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş ancak içeriğine bakıldığında yıllardır bitsin dediğimiz bu ayıp daha da içinden çıkılmaz bir hal almıştır.

4/C ucubesi bitti derken bu Kararla özelleştirmeler sonucunda işlerinden olmuş, yıllarca atıl vaziyette tutulmuş, unvanları, meslekleri, diplomaları yok sayılarak kenarda tutulan, düşük maaşa mahkûm edilen insanların umutları boşa çıkarılmıştır. Kısacası dağ fare doğurmuştur.

Resmi Gazetede yayımlanan Karara bakıldığında, 4/C´li personel için değişen hiçbir şey yoktur. Sadece statülerinin adı değişmiş ama nitelikleri ve aldıkları ücretlere dair en ufak bir ilerleme sağlanamamıştır.

Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır bu ucube sistem bitsin, insanlar mağdur olmasın çağrısı yaparken, bugün gelinen noktada hiçbir değişiklik olmaması bizleri sükût-u hayale uğratmıştır.