Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, geçtiğimiz hafta sonu katıldığı partisinin Çankırı İl Kongresi vesilesiyle yaptığı konuşmada ekonomide acı reçete noktasına nasıl gelindiğine dikkat çekerken, ülke genelinde ekonomide de diğer alanlarda olduğu gibi negatif bir gidişatın olduğunu söyledi.
Genel Başkan Uysal, yaptığı konuşmada özellikle küçük esnaf ve KOBİ vurgusu yaparak şunları kaydetti:
“Türkiye’de tek pozitif şey var o da korona virüstür”
Ülkemizin zorluklar içerisinde yol aradığını gözlemliyoruz. Daha evvel de çeşitli mecralarda söylediğimiz üzere, diyebiliriz ki; “Türkiye’de tek pozitif şey var o da korona virüstür”. Bunun dışında her şeyin olumsuz bir seyir izlediği, işsizlikten enflasyona, faizlere varıncaya kadar, adaletten liyakate kadar, demokrasiden tek adamlığa kadar, eğitimden sağlığa kadar her konuda “negatif” bir durumla karşı karşıyayız.
Daha düne kadar “uçuyoruz kaçıyoruz” dediğimiz noktadan nasıl da “acı reçete” noktasına geldiğimizi soruyoruz herkes gibi.
“Ülke rezervlerinin ekside olduğunu
yeni atanan Merkez Bankası Başkanından öğrendiler”
Bir tarafta verilerine, istatistiklerine güvenemediğimiz devlet kurumları, diğer tarafta bu ülkenin rezervlerinin eksi 46 milyar dolar seviyesinde olduğunu Merkez Bankası Başkanı olarak henüz yeni atanan kişinin verdiği brifing ile öğrenen bir Cumhurbaşkanı. Tek başına bu örnek dahi ülkede büyük bir felaketin yaşandığını göstermektedir.
“Temel gıda maddelerini dahi ithal eder haldeyiz”
Üzülerek görüyoruz ki; Türkiye bugün 242 bin kilometre kare ekilebilir arazileri olan bir ülke olmasına karşın, en temel gıda girdilerini dahi yurt dışından ithal eder haldedir.
18 yıl içerisinde uygulanan makro düzeydeki ekonomik tercihlerle beraber en fazla sosyoekonomik statüsünü kaybetmiş olan iki sektör olduğunu gözlemliyoruz. Birincisi tarım kesimi, ikincisi esnaflarımız ve KOBİ’lerimiz.
“İşveren pozisyonundaki esnafımız kendisi işsiz hale geldi”
Her yıl on binlerce esnafımız; kendisinin işveren olduğu bu ülkede, bırakınız ticaret yapmayı ve insanları istihdam etmeyi, kendileri işsiz hale gelmiştir. Her köşe başına kurulan AVM’ler, büyük sermaye sahiplerinin daha da büyümesi yolundaki destekler adeta küçük esnafımızı, mahalle esnafımızı yok etme noktasına getirdi. Küçük esnafımız zaten uzun yıllardır küresel, zincir market ve markalara yem edildi.
“Esnafa Destek Ol Türkiye”
Bütün bunların üstüne, korona virüs pandemisinin ikinci dalgasına resmen girdiğimiz, İstanbul özelinde virüsün üçüncü pikini yaptığı bugünlerde, yeni yeni ancak etki alanı dar tedbirlerle karşı karşıya kaldık.
Demokrat Parti olarak biz bu salgın başladığında, Nisan ayının ilk haftasında, yaptığımız çağrı ile “Küçük Esnafa Destek Ol Türkiye” sloganıyla bir kampanya başlatmıştık.
“Türkiye’de esnaflarımız entübe olmuştur”
Çağrımız; bulunduğumuz mahallerde büyük sermayeye karşı iş yapamaz hale gelmiş, ekonomik krize ek olarak pandemi kısıtlamalarıyla daha da zor duruma düşen esnafımızdan alışveriş yapılması, onları nefes alır hale getirebilmek içindi. Çünkü şu anda Türkiye’de esnaflarımız entübe olmuştur, nefes alamaz hale gelmiştir.
Bütün yedek akçelerini tüketmiş, bu salgına açıkta yakalanmış bir devlet olarak maalesef esnafımıza, vatandaşlarımıza maalesef gereken yardımı yapamadık.
“İşsizlik fonundaki para nereye kullanıldı?”
İşsizlik fonunda bulunan 130 katrilyon civarındaki paranın nasıl kullanıldığını bile denetleyemez haldeyiz. Kısa çalışma ödeneği var sadece destek olarak verilebilen. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza da çok sınırlı bölümüne “kendi başının çaresine bak” dercesine 1000’er TL gibi cüzi bir ücret aktarılabildi.
“İşsizlik rakamları perdeleniyor”
İşsizliği işten çıkartmaları yasaklama yoluyla perdelemeye de çalışsanız bugün geniş işsizlik tanımı içerisinde 10 milyonun üzerinde insanımızın işsiz olduğunu biliyoruz.
Pandemi sürecinde vergi borcunu ödeyememiş, sigorta primini yatıramamış, devlete borçlarını ödemekte zorlanan vatandaşlarımızın borçlarını yapılandırmak önemli bir adımdır ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin vazifesi her bir vatandaşının hane gelirine doğrudan destek yapacak birtakım tedbirleri fazlasıyla almaktır.
Demokrat Parti olarak teklifimiz; önümüzdeki süreçte başta esnaflarımız olmak üzere istihdam ettiği insanın sayısına bakılarak, cirosuna bakılarak, kirasına bakılarak bir ölçümleme yapılması, herkesin gelirine eşit bir şekilde destek olacak bir kaynağın adaletli bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından insanlarına kaynak olarak sunulmasıdır. Sunmadığı takdirde arkası büyük bir felakettir.