Nihat Yeşil, “oy karşılığında sosyal yardım” yaklaşımıyla hareket eden politikalar ortadan kaldırılıp, yerine, yurttaşların sosyal, siyasal ve ekonomik özgürlüklerini garanti altına alan, güçlü bir sosyal devlet inşa etmek gerektiğinin altını çizdi.
Yeşil: “Durmadan artan işsizliğin ve bir türlü giderilemeyen yoksulluğun mimarı, ekonomiyi kötü yöneten siyasi iktidardır”
CHP Ankara 2. Bölge Milletvekili Adayı Nihat Yeşil, sosyal açıdan gelişemeyen ülkelerde hızlı ve sürdürülebilir kalkınmanın mümkün olmadığını belirterek, “oy karşılığı sosyal yardım” mekanizması yaklaşımı yerine yurttaşların sosyal, siyasal ve ekonomik özgürlüklerini güvenceye alan “sosyal devlet” anlayışının yerleşmesi gerektiğini bildirdi.
Nihat Yeşil yaptığı açıklamada, ülkenin ekonomik gidişatına dair önemli açıklamalarda bulundu. Devletin yurttaşlar için var olduğunu ve her yurttaşın mutlu, huzurlu, rahat bir yaşam sürebileceği bir Türkiye´nin yaratılması gerektiğini vurgulayan Yeşil, ekonomideki kötü yönetimin ülkeyi büyük bir dar boğaza sürüklediğini bildirdi. Yeşil, rant odaklı, tek yönlü, üretmeden tüketmeye odaklı ekonomi politikalarının büyüme hızını yüzde 2-3 bandına mahkum ettiğini ve ülkenin ithalat bağımlılığını arttırdığını dile getirdi. Yeşil, “17 milyon yoksul yurttaşımız var. İş bulma ümidini yitirmiş olanlarla beraber ülkemizde işsiz yurttaş sayımız 6 milyona ulaştı. Çalışan, iş yapma arzusunda olan yurttaşlarımız kan ağlıyor, esnaf siftah yapmadan dükkân kapatıyor. Maaşlar ve ücretler sabit kalırken enflasyon tırmanıyor, alım gücü her geçen gün düşüyor. Bunun adına ekonomik durgunluk dönemi demek için artık çok geç. Ekonomide yaşanan gelişmeler, bir çöküntünün ilk emareleridir” dedi.
“Hedef sosyal devlet”…
Yoksullukla ve eşitsizlikle mücadelenin insani bir sorumluluk olduğunu ifade eden Yeşil, mevcut siyasi iktidarın ise yoksullukla mücadele yerine bundan siyasi rant devşirmeyi tercih ettiğini dile getirdi. Yeşil, insanları üretkenliği sevk, geliri adaletini sağlayıcı önlemler ve çağdaş sosyal devlet uygulamaları yerine parti yandaşlığına endeksli yardımlara bağımlı kitleler yaratıldığını, bunun da yoksulluğu süreğenleştirdiğini anlattı. Öncelikle işsize iş, aş sağlamak için istihdam alanlarını çoğaltacak, işsizliği önleyecek makroekonomik politikalara ihtiyaç olduğunu belirten Yeşil, üretimi artırıp adil biçimde dağıtmak, gelir dağılımını düzeltmek ve toplumun zayıf kesimlerini güvenceye alacak sosyal devlet uygulamalarını çağdaş ülkeler seviyesine çıkarmak gerektiğini vurguladı. Yeşil, yoksulluğun ortadan kaldırılmasının, ülkede demokrasiyi derinleştirme, ekonomik kalkınmayı hızlandırma ve toplumsal kaynaşmayı sağlamanın da temel koşulu olduğuna işaret etti.
“Çözüm CHP´de”
Yeşil ülkenin bu gün içinde bulunduğu sosyopolitik ve sosyoekonomik buhranın CHP iktidarını zorunlu kıldığını dile getirdi. Çözümü konusunda CHP dışında hiçbir siyasi partinin sorunlara yeterince ciddiyetle eğilmediğini ifade eden Yeşil, CHP´nin Türkiye´yi inşa eden parti olarak diğer tüm partilerden daha fazla sorumluluk alması gerektiğinin bilinciyle hareket ettiğini belirtti. Yeşil, bu anlayışın bir sonucu olarak CHP´de, köklü tarihinden ilham alan çağdaş kadroların iş başında olduğunun unutulmaması gerektiğinin ve ülkeyi bu karanlık süreçten ancak bu dinamik kadroların çıkarabileceğinin altını çizdi.
CHP´nin güçlü bir sosyal devlet ile yoksulluğa ve eşitsizliğe son vermekte kararlı olduğunu dile getiren Yeşil, şöyle dedi:“Bu gün var olan her olgu, yaşanan her gelişme CHP iktidarını işaret etmektedir. Yaşanacak bir Türkiye arzumuz, sorunları çözecek birikimimiz ve projelerimiz, önümüzdeki dağları aşacak kadar güçlü bir enerjimiz var. Herkes için insanca yaşam, herkes için hakça paylaşım istiyoruz. Bunu sağlamak için taşın altına gövdemizi koyuyoruz. Sorumluluğumuzun farkındayız; bu sebeple ‘Önce insan, önce birlik, önce Türkiye´ diyoruz. Çözüm CHP diyoruz.”