YILMAZ: "FAİZ LOBİSİNİ BESLEYEN EKONOMİK İŞLEYİŞ İKTİDARIN TEMEL KARAKTERİ”

YILMAZ:

TBMM Adalet Komisyonu Üyesi CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, hükümetin 15 yıllık uygulamalarının hiçbirindeözenli ve sorumlu davranmadığını belirterek, “Üretim ve istihdamın artırılması, ülke gelirinin adaletli paylaşılmasından öte servetin belli bi

İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Tasarısı´yla kamu kurumları ve avukatlar açısından elektronik tebligatın zorunlu hale geldiğini, ancak bu konuda ortaya çıkacak belirsizliklerle ilgili sağlıklı yanıtlar verilemediğini ifade eden Yılmaz, “Komisyonda belirtilen kaygılar giderilmeden avukatlar bakımından elektronik tebligatın zorunla hale gelmesini doğru bulmuyoruz” dedi.

  

TBMM Adalet Komisyonu Üyesi, CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, hükümetin 15 yıl yıllık uygulamalarında özenli ve sorumlu davrandığını söylemenin mümkün olmadığını belirterek, “Üretim ve istihdamın artırılması, ülke gelirinin adaletli paylaşılmasından öte servetin belli bir zümrenin elinde toplanması ve tekelleşmesi, üretici güçlerden ziyade faiz lobilerini besleyen ekonomik işleyiş, AKP iktidarının 15 yıllık temel karakteri olarak belirginlik kazanmıştır” dedi.AKP iktidarlarının 15 yıllık uygulamalarının deneme-yanılma, yapma-bozma, bir bakanın yaptığı düzenlemeyi diğerinin ortadan kaldırması, bir kişinin duygusal ve popülist tercihlerle vücut bulan düzenlemelerinden öteye geçemediğini vurgulayan Yılmaz, “Bu süreçte kaynaklar, zaman ve haklar keyfiyete kurban edilmiştir” diye konuştu.

 

“EKONOMİK SIKINTIDAKİ İŞLETMELERİN AYAKTA TUTULMASI ÖNEMLİ”          

            CHP´li Yılmaz, TBMM´de Genel Kurulu´nda görüşülen Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Tasarısı´yla ilgili bir konuşma yaptı. Tasarıyla yatırım ortamının iyileştirilmesinden ziyade ekonomik sıkıntı içine giren ticari işletmelerin iflastan kurtarılması amacıyla hukuki düzenlemeler yapıldığını ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

“2004 yılında İcra ve İflas Kanunu´nda yapılan düzenlemelerle sıklıkla kullanılabilecek bir yol haline getirilen iflasın ertelenmesi kurumu yasa metninden çıkarılmaktadır. Bunun yerine iflas ertelemesine ilişkin hükümlerin bir kısmı konkordato yolu içine taşınarak konkordatoya işlerlik kazandırılması amaçlanmaktadır. Mevcut hâli ve işleyişiyle iflasın ertelenmesinin bir çözüm yolu olmaktan çıkıp bir sorun alanına dönüştüğü bilinen bir gerçektir. Bu anlamda, bu kurumun mevcut işleyişinden vazgeçilmiş olması kaçınılmazdı. Yaşanan sorunları gören ve bu amaçla konkordato kurumunu işler hâle getirmeyi amaçlayan düzenlemeye temel anlayış olarak karşı değiliz ancak yapılan düzenlemeyle ekonomik sıkıntı içindeki ticari işletmelerin ayakta tutulması, ekonomik hayata kazandırılması, ülkenin üretim ve istihdam kapasitesinin büyütülmesi, bu işletmelerin alacaklılarının alacaklarına kavuşması ve ticari ilişkilerin zarar görmemesi, hukuki süreçlerin çözüm alanı olmaktan çıkartılıp istismar alanına dönüştürülmesinin engellenmesi elbette ki partimiz tarafından desteklenen tercihlerdir. Dolayısıyla, bu düzenlemenin her hükmünde bu temel tercihlerin esas alınması ve gözetilmesi gerekirdi. Bunun yanı sıra, işletmenin ekonomik sıkıntı içine girmesinden sonra o işletmeyi yeniden ayağa kaldırmak ve hatta ondan daha da önemlisi işletmenin bu sıkıntılı ortama girmesini engelleyecek tedbirlerin alınması ve uygun ticari ortamın yaratılması da bu Meclisin görevleri arasında olmalıdır.”

 

“FAİZ LOBİSİNİ BESLEYEN İŞLEYİŞ İKTİDARIN TEMEL KARAKTERİ”

Hükümetin 15 yıllık iktidarı döneminde özenli ve sorunlu davrandığını söylemenin mümkün olmadığını kaydeden Yılmaz, “Bu süreçte açılan yeni ticari işletmelerle Türkiye ticari işletmeler mezarlığına dönüşmüştür. Üretim ve istihdamın artırılması, ülke gelirinin adaletli paylaşılmasından öte servetin belli bir zümrenin elinde toplanması ve tekelleşmesi, üretici güçlerden ziyade faiz lobilerini besleyen ekonomik işleyiş AKP iktidarının 15 yıllık temel karakteri olarak belirginlik kazanmıştır. Bu gerçeklik bizzat ülkenin Cumhurbaşkanı´nın ağzından ‘Biz faiz lobisine mi çalışacağız?´ sözleriyle öz eleştiri olarak ifade bulmuştur” dedi.

 

“KAYNAKLAR, ZAMAN VE HAKLAR KEYFİYETE KURBAN EDİLDİ”

Yılmaz, iflasın ertelenmesi kurumunun yozlaşması ve çürümesinde, çözüm yolu olmaktan çıkıp sorun alanına dönüşmesinde hukuk sisteminde yıllardır yaşanan yozlaşma ve çürümenin büyük bir etkisi olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Yargıya güvenin tarihimizde ve uluslararası örneklerde görülmedik şekilde aşağılara indiği, bağımsız, tarafsız, liyakati esas alan, yurttaşına güven veren niteliklerden uzaklaşıp siyasi erkin ve hukuk dışı güçlerin etki sahasına dönüşen yargısal işleyiş içerisinde hukuki süreçlerden adil ve çözücü sonuçlar beklemek safiyaneliktir. Bu nedenle, hukukun işleyişindeki temel gereklilikler sağlanmadan yargının liyakate dayalı, adil, etkin bir işleyişe kavuşturulup siyasi erkin müdahalesinden uzak bir gerçekliğe kavuşturulmadan yapılacak her düzenlemenin akıbeti iflasın ertelenmesi kurumunda olduğundan farklı olmayacaktır.AKP iktidarlarının 15 yıllık uygulamaları, deneme-yanılma, yapma-bozma, bir bakanın yaptığı düzenlemeyi diğerinin ortadan kaldırması, bir kişinin duygusal ve popülist tercihlerle vücut bulan düzenlemelerinden öteye geçmemiştir. Bu süreçte kaynaklar, zaman ve haklar keyfiyete, keyfîliğe kurban edilmiştir.”

 

“ELEKTRONİK TEBLİGATTA AŞAMALI GEÇİŞ BENİMSENMELİ”

Tasarıyla kamu kurumları ve avukatlar bakımından elektronik tebligatın zorunlu hale geldiğini vurgulayan Yılmaz, gerek Adalet Komisyonu´nda, gerekse Alt Komisyon´da yapılan tartışmalarda, elektronik tebligat uygulamasında ortaya çıkacak olan birçok belirsizliğe ve sıkıntıya sağlıklı yanıtlar getirilmediğini ifade etti. Yılmaz, “Komisyonda belirtilen kaygılar giderilmeden, eleştiriler karşılanmadan, avukatlar bakımından elektronik tebligatın zorunlu hâle getirilmesini bizler doğru bulmuyoruz. Burada teknik altyapının tamamlanması, bu yöntemin kullanıcılar tarafından istenilir hâle getirilmesi ve temelde gönüllülük esas alınarak aşamalı bir geçiş yöntem olarak benimsenmelidir. Tüm bu değerlendirmelerin ışığında, temelde karşı olmadığımız yasa tasarısında, özensizlikten, hazırlıksızlıktan ve gelecek öngörüsünden uzak yaklaşımın sonuçları olarak ortaya çıkacak yeni sorun alanları dikkate değer bulunmalıdır ve tasarı bu anlamıyla bir kez daha gözden geçirilmelidir” dedi.