Üyelerimizin katılımlarıyla gerçekleştirilen istişare toplantılarına katılan Genel Başkanımız Fahrettin Yokuş, Sendikacılığın temelinin hak, hukuk ve adalet olduğuna vurgu yaparak, “Sendikacılık birinin hakkını ötekine vermek değildir. Çalışanlar arasında ayrımcılık yapmak ya da emeğini ve alın terini pazarlamak insanlık dışıdır. Bu tür sendikamsı yapılar yanlıştadırlar. Emek ve insan düşmanıdır” dedi.
KAMUNUN VAZGEÇİLMEZ İLKELERİ LİYAKAT, KARİYER VE SINIFLANDIRMADIR
Memurlarda çalışma hayatının temelinin liyakat, kariyer ve sınıflandırma olduğunu belirten Yokuş, “bu ilkeler Kamunun vazgeçilmez ilkeleridir. Burada hizmetin verimliliği gözetilmektedir. 15 yıllık AKP iktidarında Devlet yönetiminde, liyakat var mıydı? Adaletli bir yönetim oldu mu? Ayrımcılık yapmayan bürokrat var mıydı? İktidar yandaşı olmayan bürokrat görevini sürdürebildi mi? Sendikal ayrımda ve siyasi ayrımcılıkta sınır tanıdılar mı? Mahkeme kararlarına uydular mı? Bütün bu soruların cevabı elbette “HAYIR” O zaman biz bu gerçekleri bile bile, bir emek örgütü yöneticisi ve bir insan olarak itiraz etmeyecek miyiz? Bakınız Peygamberimiz, “Haksızlık karşısında susanlar, dilsiz şeytanlardır” buyuruyor” dedi.
TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR
15 Temmuz´da alçakça bir ihanetle yüz yüze kaldık. Yüce Rabbimizin yardımı, milletimizin sağduyusu ile ihanete geçit vermedik. İhanete kalkışanlar, demokrasimizi yok edecek, seçtiklerimizi mahkum edecek, Adaleti ve hukuku rafa kaldıracaklardı. Belki de ülkemizi iç savaşa ve hatta bölünmeye götüreceklerdi. Bu ihanete bulaşanlar, yasaların ve hukukun içinde kalınarak, cezalandırılmalıdır.”
FETÖ İHANET ŞEBEKESİ KAMUDA NASIL BU KADAR GÜÇLENDİ?
FETÖ Terör Örgütünün kamuda bu kadar güçlenmesinin sebeplerini sıralayan Yokuş, “2002 – 2012 yılları arasında Devletin kapılarının ardına kadar cemaate açılması, Başta MİT olmak üzere, Emniyet, Yargı ve silahlı kuvvetlerdeki liyakat sahibi, yetişmiş devlet yöneticilerinin kumpaslarla tasfiye edilerek, yerlerine FETÖ´nün adamlarının yerleştirilmesi, Devlete memur alımlarının FETÖ´cülere bırakılması, Sınav yolsuzlukları görmezden gelinmesi, Türkiye kamu-Sen olarak, 2010 yılında ortaya çıkardığımız sınav yolsuzluğunun üstünün kapatılması, “Ne istediniz de vermedik?” denilerek, FETÖ´cülere Devlet ihaleleri ve devletin kaynaklarının aktarılması sonunda bu ihanet gerçekleşti” dedi.
SUÇLULAR CEZALANDIRILSIN, YENİ MAĞDURLAR YARATILMASIN
“FETÖ operasyonlarında bu güne kadar Devletten 100 bini aşkın memur atıldı. Bunların yaklaşık 35 bini cezaevlerinde, 50 bine yakın memur da açığa alındı. Bu süreçte açığa alınan ve ya atılan memurlardan yaklaşık 25 bini suçsuz oldukları gerekçesi ile tekrar görevlerine iade edildi. OHAL Yasasına dayanarak, KHK ile memurların işten atılması mevcut anayasamız ve yasalarımıza aykırı bir şekilde yapılmıştır. Herkesin yargılanma hakkı vardır. Her memurun disiplin koğuşturması sonrası ‘savunma hakkı´ vardır. Hukukta ‘masumiyet karinesi´ vardır. Biz hukuk işletilsin, yasa dışı hiçbir işlem yapılmasın diyoruz. Kimse haksız yere işinden, aşından ya da hürriyetinden olmasın. Yasalarımızın suç saydığı fiilleri kim işlemişse cezasını çeksin, ancak yargılanarak…
Bilindiği gibi 12 Eylül ihtilali sonrasında ülkemizde binlerce insanımız haksızlığa uğradı. 28 Şubat sürecinde mağdurlarımız, mazlumlarımız oldu. Ergenekon, Balyoz davalarında haksızlıklar oldu. Artık yeni mazlumlar yaratmayalım. İnsanlarımızı mağdur etmeyelim. Tekrar söylüyorum. Kimler bu ihanete bulaştıysa cezasını çeksin. Ancak görüyoruz ki, FETÖ operasyonlarının siyasi ayağına dokunulmuyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.” Dedi.
Ankara
22.11.2024