Değerli dostlar, 2022 yılını yarıladık.
Seçimlere bir yıl kaldı. Son virajdan bir önceki virajdayız diye düşünüyorum. Son viraj seçime kaldı.
Evet değerli dostlar, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın, Sayın Kılıçdaroğlu’na yönelik, “Yüreği yetip 2023‘te cumhurbaşkanı adayı olacak mı olmayacak mı?” sorusundan sonra cumhurbaşkanı adaylığı konusunda yeni bir durum ortaya çıktı ve yeniden bir denklem oluştu deniliyor.
Bence yeni bir denklem filan oluşmadı, zaten iki bilinmeyenli bir denklem var önümüzde..
Sayın Erdoğan’ın çağrısı üzerine Sayın Kılıçdaroğlu’nun, “Var mısın yarın erken seçimi ilan etmeye? Aynı gün içinde adayımızı açıklayalım” diye cevap vermesi de bu denklemin içinde bana göre.
Bu durumda Sn. Erdoğan 2023 te ben adayım mı demiş oldu.
Bence, hayır.
Çünkü 2023 seçimleri zamanın yapılırsa Sayın Erdoğan Anayasanın 101. Maddesi gereği aday olamıyor. Ha YSK buna yol verirse bilemem ama bir Anayasa ihlali olur bana göre.
Şimdi Sayın Erdoğan 2023 te aday olması için, meclisin feshi için Partisine bu konuda bir talimatı olacak mı? Şayet erken seçim talebi olursa Sayın Erdoğan 2023 yılında aday olacağını fiilen söylemese de böylece açıklamış olacaktır. Lakin muhalefet bu saatten sonra getirilecek bir erken seçim taslağını kabul ederse Sayın Erdoğanın aday olacağını bilerek kendi gardını alacaktır. Ancak muhalefet normal seçime 5-6 ay kala böyle bir erken seçim kararına onay vermeyecektir. Muhalefetin mecliste destek vermediği bir erken seçim kararı alınması da mümkün değildir.
2023 yılı Seçimi Millet ittifakının adayı kim olursa olsun, Sayın Erdoğan olsun veya olmasın bu Millet ittifakı ile Cumhur ittifakının bir seçimi olacaktır. Altılı Masanın adayı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu olmalıdır.
Altılı masada bulunan deva ve Gelecek partisi hariç diğer üç partinin CHP ye dolayısı ile Sayın Kılıçtaroğlu’na bir siyasi nezaket borçları vardır. Seçime giremeyen İYİ Partiye 15 Milletvekili vererek son seçimlere girebilmesini sağlamış ve İYİ Partinin bugüne gelmesini sağladığı gibi, Saadet partisinin ve Demokrat partinin de kendi listesinden aday olan liderleri ve vekilleri ile Mecliste temsil edilmelerini sağlamıştır.
Sayın Erdoğan, CHP lideri Kılıçtaroğlu’na meydan okuduktan sonra Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması sonucunda, Sayın Erdoğan seçim kampanyası boyunca “ Korkup, kaçtın” diye Sayın Kılıçdaroğlu’na dolayısı ile Millet ittifakına yüklenerek kampanyayı yürütecektir. Lakin Sayın Erdoğan’ın her fırsatta Sayın Kemal Kılıçtaroğlu ve dolayısı ile CHP ye yüklenerek kendi tabanını konsolide ettiği gibi MHP nin de tabanını bir şekilde konsolide etmeyi başarmıştır. Bu güne kadar böyle olmuştur bundan sonra da böyle olacaktır. Çünkü ülkenin geldiği son durum karşısında Cumhur ittifakının elinde millete anlatacağı fazla bir argümanı kalmadığını düşünüyorum.
Altılı masanın diğer iki Partisi Deva ve Gelecek Partisi de Millet ittifakını dolayısı ile Sayın Kılıçtaroğlunu desteklemekten başka çareleri yoktur. Kaldı ki Yeniden Refah Partisinin Tabanı bile Sayın Erdoğan ile Sayın Kılıçtaroğlu kalırsa Sayın Erdoğan’dan yana tavır koyacağını açıklayan Yeniden Refah Partisi yönetimine tepki göstermiştir.
Gelecek Partisi ve Deva Partisi tavır değiştirip tabanını, Sayın Kılıçtaroğlu’ n dan yana ikna edecektir. Bu Partiler ayrı bir çizgide veya AKP ye yaklaşan çizgide hareket ederlerse, bir dahaki seçimleri göremezler diye düşünüyorum.
Muhafazakar seçmen CHP nin din düşmanı şeklindeki propagandalara artık prim vermeyeceği gibi Millet ittifakının HDP ile ortak hareket edildiği propagandasına da inanmayacaktır.
HDP üçüncü bir ittifak kurmuştur lakin tercih durumunda HDP nin, Muhafazakar kesiminin çok az bir kısmı Cumhur ittifakına oy vereceği gibi ekonomik sıkıntı içinde olan çoğunluk muhafazakar ve diğer HDP seçmenlerinin, Millet ittifakına yöneleceğini anketler göstermektedir.
Dolayısı ile Sayın Erdoğan aday olmazsa AKP den kim çıkarsa çıksın asla kazanma şansı olmayacaktır. Yok eğer Erken seçime gidilir ve Sayın Erdoğan aday olursa (Yeni bir açılım, barış, gibi) vaatle HDP ile anlaşılmadığı taktirde birinci tur seçimlerde Millet ittifakının adayı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu da olsa, seçimin Millet ittifakı lehine sonuçlanacağını tahmin ediyorum.
Masa başında sandıklara hile karışmadığı müddetçe sonuç böyle tecelli edeceği görülse de ben kahin değilim elbet.
Seçim Güvenliği için Millet ittifakı liderlerinin bir YSK yı ziyaret etmelerinde yarar görüyorum. En kıdemli hakim uygulamasından vaz geçilmesi, yeni ve anlamsız bir uygulamanın getirildiği gibi, seçmen listelerinde kimse kendi apartmanında oturanları göremeyeceği şekilde hazırlanması, seçmen sayısının iki katı oy pusulası basılması ve buna benzer düzenlemenin mantığı da sorulmalıdır diye düşünüyorum.
Siyasi gündemi muhalefet belirlemekte ve bir çok konuda İktidara üstünlük sağladığı görülmektedir. Baştan buraya kadar yazdıklarım sadece bir analizdir ve bu analizlere şunu da dahil edip yazımı sonlandıracağım.
Sayın Erdoğan’ın aday olmayacağını, Parlamenter sisteme dönülmesi için kendisinin Milletvekili adayı olarak seçime girip Partisinden bir başkasını Cumhurbaşkanı adayı gösterebileceği ve Parlementer sisteme dönülmesi halinde Başbakanlık için yeniden yarışabileceği de göz ardı edilmemesi gerektiğinide söylemeden geçemeyeceğim.
Umarım Haziran Zamları son olur ve Ülke feraha kavuşur. Merkez Bankası Haziran ayı Para politikası kurulunda bir değişiklik gösterir ve Haziran dan başlamak üzere 250 baz Fyeni bir enflasyonla mücadele eder diye düşünüyorum..
Haydi hayırlısı bakalım.
